24 Nisan soykırım değildir.  Bu konuda üç yıl önce yazdığım yazıyı siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.

Kim ne derse desin ortada soykırım diye bir şey yoktur.

24 Nisan 1915 isyan eden Ermeni çetelerinin tehcir edildiği gündür.

Bunun en güzelini bize dünyaca ünlü Amerikalı tarihçi Prof. Dr. Justin Mccarthy açıklıyor:

 “Yapılan bütün tarihsel araştırmalar sonucu şu gerçek ortaya çıkmıştır. Türkler ile Ermeniler arasında çok korkunç bir savaş yaşanmıştır. Fakat bu kesinlikle bir soykırım değildir.

Ermenistan hükümeti, bütün Türkleri ve Kürtleri öldürmesi için askerine emir vermiştir. Buna karşılık Osmanlı hükümeti de kendini savunmak için savaş emri vermiştir ve tehcir uygulamıştır.  

Bu tehcir sırasında Osmanlı askeri, çantasındaki ekmeğini, matarasındaki suyunu Ermenilerle paylaştı.  Bunun için bu olay kesinlikle soykırım olamaz.” (1)

 “BU TOPRAKLAR SİZİN”

Avusturyalı tarihçi Prof. Erich Feigl de  bu tezleri destekleyen görüşleri savunuyor. 

‘Soykırım konusunda tartışma olmaz. Bu kabul edilemez. Ermenilerin iddialarını bir kez tanıdınız mı arkasından tazminat ve toprak talepleri gelir. Bunu kesinlikle yapmayın. Soykırımı sakın tartışmayın.’


‘Bu topraklar sizin. Siz Malazgirt Savaşı’ndan bu yana değil, tam 10 bin yıldır bu topraklardasınız. Unutmayın ki bu, Çatalhöyük’teki kazılarda elde edilen bulgularla kanıtlandı.’ (2)

 

Bakınız bunların hiçbirisi Türk tarihçisi değil. Ama gerçekleri söylüyorlar.

Ermenistan'ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni'nin de 1923 yılında Bükreş'te yapılan Taşnak Partisi toplantısında bakınız neler diyor?

"Türklere karşı ayaklandık. Askeri operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya'ya bağlandık. Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz.

Türklerin milli mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vaat ettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiçbir zaman devlet olamadık. Türkiye Ermenistan'ı diye bir devletin hayalden öte olmadığı gerçeğini göremedik.”(3)

AMERİKAN BASINININ ÇAĞRISI

Son bir nokta daha bilgilere sunmak istiyorum.

1985 yılında Washington Post ve New York Times gazeteleri, Beyaz Saray'a ve Kongre üyelerine şu çağrıyı yaptılar:

'Bu olaylar, 1915-1923 yılları arasında olmuştur. O zaman başta Osmanlı hükümeti vardı. Oysa şimdi Türkiye Cumhuriyeti var. Öyleyse Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ayrımı yapınız. Tarihsel ve hukuksal araştırmalar yapılmadan soykırım kelimesini kullanmayınız."

Ben bu sözlere eklenecek kelime bulamıyorum. Gerçekler ancak böyle güzel anlatılır.

Kaldı ki soykırım ifadesi 1948’te BM tarafından kabul edildi. Ondan önceki olaylara bu ifade kullanılmıyor. İşte örneği Hitler, İkinci Dünya Savaşında 6 milyon Yahudi’yi Almanya’da fırınlarda yakıp öldürdü. Ama o olaya soykırım değil, holokost deniyor.

24 Nisan 1915 olayları hem tarihsel hem de hukuksal olarak soykırım değildir.

Bu tür olaylar halkımızdaki milli birlik, beraberlik, barış ve kardeşlik duygularını pekiştiriyor.

 

Bekir Cebeci
(Eski Güney Hollanda Eyalet Milletvekili)
Rotterdam, 20 Nisan 2021
E-mail: [email protected]

 

Kaynakça:

1)  De Volkskrant gazetesi, Prof. Dr. Justin Mccarthy, 9 Haziran 2005

2)  Hürriyet, Tufan Türenç, 22 Nisan 2005.

3)   Milliyet, Güneri Civaoğlu, 11 Ekim 2007).