Gurbette geçireceğim ilk bayram mı, misafir tedirginliği mi, bayrama ulaşmanın heyecanı mı bilmiyorum yatağın içinde sadece gözlerimi kapatarak duruyorum. Sabaha ulaşmak için sabırsızlık içindeyim. İlk defa annem ve aile bireylerim olmadan bayram yapacağım. Bayramlarda hep tarif edemediğim bir hüzün olur içimde. Bir yanım eksiktir. Oysa adı üzerinde 'bayram' sevinç içinde olmak gerekir.

Salondan bir ses gelse sahte uykuma hemen son verip kalkacağım ama ortam o kadar sessiz ki; dışarıdaki tüm sesler evin içinde. Sabah oldu olacak. Ezan okunduğunda namaz kılmaya kalkacak olanlar nasılsa evde bir hareketlilik oluşturacak diye düşünüyorum.

Geleneksel olarak sabah ezanından önce kalkılıp bayram hazırlığı yapılır. Camiye cemaate yetişecek olanlar erken kalkmalı. Misafirlikte uyku tutmaması ne kadar zordur. Zaman durur gibidir ve gece uzadıkça uzar. Annem ilk misafirlikte görülecek rüya gerçekleşebilir derdi. Düşünce dünyasında ne kadar da hızlı hareket ediyoruz.

Annem olmadan ilk bayramım bu olacak. Çocukluğumda dedem bayram sabahları erken kalkar namaza giderdi. Annem de bizleri uyandırır, giydirir ve onu takip etmemizi isterdi. Namazdan sonra camide bekler bayram namazını kılar ve büyük bir heyecanla eve dönerdik. Evin erkekleri olmadıkları o zaman diliminde ev derlenir, toplanır ve yeni yemekler yapılırdı.

Bayramı diğer günlerden farklı kılan neydi diye düşünürdüm. Bayram, tabi ki farklı olması gerekirdi. Öncelikle adı farklıydı. Karşılama hazırlıkları günlerce önce yapılırdı. Evdekilere az çok yeni elbiseler alınmıştır. İlk gün herkesin yeni elbise giymesi ve değişik birçok yemeğin yapılması bizim gibi zenginliği de, fukaralığı da paylaşan aileler için önemliydi.

Dedemle camiden döndükten sonra annem yeni elbiselerimizi giydirir, tekrar aile büyüklerimizin huzuruna çıkar ellerini öper harçlığımızı ve şekerlerimizi alırdık. Genelde harçlığı dedem verirdi. Yemek sonrası tüm mahalleyi dolaşırdık.

Aile bireyleriyle olmadan yaşayacağım ilk bayram bu olacak. Buruk bir sevinç içindeyim. Annem bekleyecek ve ben orada olmayacağım. Gece uyku tutmaması belki de bundandır. Uyuyamadığım için ertesi güne yorumlayacağım rüya da görmedim. Misafirliğe ev sahibesi Pakize teyzenin yeğeni Ahmet Faik Güler'le gelmiştim. Pakize teyze köyden komşumuz ve akrabamız. Büyük babalarımız amca çocukları. Eşi Ali Taner Bey Alemdağ Orman İşletme müdürü ve kaldığımız ev Orman Bakanlığı'na ait bir lojman.

Sabah ezanı evde bir hareketlilik sağlıyor. Bunu fırsat bilerek bende yatağımdan fırlayarak kalkıyor um. Misafirlik olunca nevresimi, yorganı düzeltmek veya katlamak gerekiyor. Görevimi yaptıktan sonra oda arkadaşım Faik'i uyandırarak salona geçiyorum. Gece kaç kez uyandırmak aklımdan geçti, deliksiz bir uyku uyuduğundan kıyamadım.

Pakize teyze uyanmış salonu topluyor. Başımız ve gözlerimizle birbirimizi esenliyoruz. Abdest alıp namaz kılıyor ve camiye bayrama gitmek için kanepeye oturuyorum.

Hazırlıklarımızı tamamlıyor ve camiye bayram namazına gidiyoruz. Namaz sonrası cami cemaatiyle bayramlaşarak eve dönüyoruz. Evdekilerle bayramlaşıyoruz. Çocuklar, babalarına ve annelerine sarılıp ellerini öpüyorlar, onların bayramlarını kutluyorlar.

Pakize teyze, sabah sofrasını hazırlıyor ve yemeğe oturuyoruz. Radyoda halk türküleri çalıyor. Televizyon yayınları akşamleyin belirli bir saat içinde olduğundan evlerin bir kısmında gün boyu radyo açık oluyordu. İnsanlar haberler, müzik ve arkası yarınları dinlerlerdi. Bayram sabahı olduğundan türküler daha çok bayrama ait.

Masada baba, anne ve çocuklarının arasında sevgi dolu bir muhabbet başlıyor. Çocukların bayram sevinçlerini izliyorum. Gurbette olunca insan daha da hassaslaşıyor. Hele de bayramsa hüzünlü bir sevince dönüşüyor.

Bu benim annem olmadan geçirdiğim ilk bayram. Babamla hiç bayramlaşmadım. Sofradan kalkıp pencerenin kenarındaki kanepeye oturuyorum. Dışarıya bakıyorum. Hava kapalı ve inceden bir yağmur yağıyor. Radyoda Adnan Gül'ün derlediği bir Malatya türküsü okunuyor.

"Aşağıdan gelir omuz omuza

Çiğdem de karışmış (aman aman) güle nergize

Benden selam söylen o vefasıza

Baba bayramınız (aman aman) mübarek olsun

Kirve bayramınız (aman aman aman) karalı geçe

Duvara yaslandım sigaram içem

Yağlı kurşun geldi (aman aman) ben nire gaçam

Kanadım yoktur ki havaya uçam

Baba bayramınız (aman aman) mübarek olsun

Kirve bayramınız (aman aman aman) karalı geçe

Yorgun yorgun vardım orak biçmeye

Köyün çeşmesinden - bir su içmeye

Yağlı kurşun gelir ciğer deşmeye

Baba bayramınız (aman aman) mübarek olsun

Kirve bayramınız (aman aman aman) karalı geçe"

Ev halkının dikkatini çekmeden yavaş yavaş yerimden kalkıp ceketimi alıp dışarıya çıkıyorum. İnceden inceye bir yağmur yağıyor ve yürümeye başlıyorum. Gurbette bayram hüzünlüdür. Anneniz ve babanızdan veya sevdiklerinizden uzaktaysanız zaman akıp gitmez, her dakika hasreti çoğaltır.

Ne kadar yürüdüğümü bilmiyorum. Sadece dudaklarımda dinlediğim türkünün ilk mısraları kaldı.

"Aşağıdan gelir omuz omuza

Çiğdem de karışmış (aman aman) güle nergize

Benden selam söylen o vefasıza

Baba bayramınız (aman aman) mübarek olsun."

Gurbette bayram bayram olsa da zordur. Bayramınızı tebrik ediyorum. Bayramınız bayram olsun.


(Yeni Şafak gazetesinden alınmıştır)