BU haftanın öyküsü kısa…Kısa ama anlamlı…Okurken yıllarca önce izlediğim siyah- beyaz “Senede Bir Gün” adlı filmi hatırlamadan edemedim…… İlki 1946 da çevrilen filmin senaryosunu ünlü şair Nazım Hikmet’in yazdığı da söylenir..Senede Bir Gün daha sonra da çevrildi…Hem de renkli olarak yanılmıyorsam … Kartal Tibet ,Selda Alkor ve Adnan Şenses…Çok kısa ama etkileyici kompozisyonu ile arabacı rolünde Ahmet Kostariga yı da hatırlıyorum…O siyah beyaz karelerde…Film için özel bestelenen şarkıyı oynadığı askeri doktor rolüyle Adnan Şenses seslendirmiş ve büyük sükse yapmıştı.Senede Bir Gün hala sevilerek söylenen bir şarkı zaten……Rumeli’ nin Bulgar istilasına uğradığı günlerde birbirini deli gibi seven iki gencin sevda öyküsü.Birbirine kavuşamayıp savaş nedeniyle savrulan iki aşık… Selda Alkor ve Kartal Tibet ayrıldıkları kır kahvesinde ölünceye kadar senede bir gün buluşmaya and içerler…Ve bu buluşma yıllarca devam eder..Ancak bir gün sevdiği Emin’in gelmediğini bekleyip te gören Nazlı da orada ruhunu teslim eder…Aşağıdaki öykü biraz onu andırıyor ama bir çok güzel masallar gibi mutlu sonla bitiyor..Zaten kim masal gibi mutluluk yaşıyorsa gökten bin elma düşsün..onun başına….
Mart ayında Türkiye’de yayınlanan aylık popüler dergilerin başında gelen Bütün Dünya’nın “Yazarak Söyleyerek” bölümünde Sadi Bülbül’ ün aktardığı “Ayrı Masalar” a gidelim şimdi…

“ Restorana önce bayan gelmişti. Başında havalı bir şapka, gözlerinde renkli gözlük ve ayaklarında son model bir ayakkabı vardı. Önce etrafına bakındı ve sonra emin adımlarla, yaşlı garsonun gösterdiği, pencere kenarındaki masaya oturdu...
Bir süre sonra bu defa aynı kapıdan bir adam girdi. O da önce etrafına bakındı ve sonra, aynı yaşlı garsonun gösterdiği, bir başka masaya oturdu. Kadınla adam ayrı masalarda idiler ancak birbirlerini görüyorlardı. İkisi de sıkıntılı gibiydiler. Birini bekliyor gibi sık ,sık kapıya ve pencereye bakıyor, sonra yine önlerine eğiliyorlardı. Her ikisi de, beklediklerinin geleceğinden ümitlerini kesmiş olduklarını
birbirine belli etmemeye çalıştılar ve kaçamak bakışlarla birbirini kontrol etmeye koyuldular. Ancak bir ara, göz göze gelmekten de kaçamadılar. Adam kadına hafifçe eğilerek bir selam verdi. Sonra da garsonu çağırdı. Kadını göstererek:“Sizden bir ricam var, dedi. Hanımefendi başka birini beklemiyorsa, kendisiyle sohbet edebilir miyim? Lütfen sorar mısınız? Yaşlı garson: “Hayhay efendim,”dedi ve kadının yanına giderek ona, adamın ricasını iletti. Kadın son derece mahcup bir ifade
ile garsona:“Bilmem ki... dedi . Sizce uygun olur mu?”
Adam kadının bu sözleri duydu ve onun, kararsızlığından vazgeçebileceği korkusu
ile, hemen ayağa kalkarak kadının masasına gitti. Garsona teşekkür etti ve kadının masasına oturdu.
Sohbete daldılar.
Sonra... Bu kez garsonu birlikte çağırarak, yemek ve içki ısmarladılar. Kahve içtiler. Bir süre sonrada kol kola girerek oradan ayrıldılar. Garsona yüklü bir bahşiş bırakmışlardı ve garson da onları,
Kibar hareketlerle kapıya kadar uğurlamıştı.
Adamla kadının tanışmaları, birbirine olan romantik tavırları ve sonra oradan kol kola ayrılışları, yan masalardan birinde kendilerini izleyen genç karı kocayı hayrete düşürmüştü. Garsonu çağırarak:
“Ne oluyor kuzum,” dediler. “Biz bir şey anlamadık. Bu devirde böyle bir aşk mı olur Allah aşkına? Bunlar kimdir biliyor musunuz?”
Garson, kapı önünde araba bekleyen iki ihtiyarı işaret ederek:
“Bilmez olur muyum?” dedi. Onlar, ben henüz genç bir garson iken,burada, aynen bugün olduğu gibi bu masalarda tanışmışlardı. 50 yıldır her sene aynı gün ve saatte buraya gelir,önce ayrı masalarda, sonra aynı masada oturarak buluşur, yemek yer vebana teşekkür ederek ayrılır giderler...”
Adamla kadın iyice şaşırmışlardı. Ne diyeceklerini bilemediler. Garsona: “Ya geldiklerinde o masalar dolu olursa ne yaparsınız?” dediler.
Garson: “Öyle şey olur mu?” dedi. Ben onların 50 yıllık dostu ve sırdaşıyım. “

SENEDE BİR GÜN
Beste:Şekip Ayhan Özışık
Söz:Sadık Şendil
Gönlümde açmadan solan bir gülsün
Her zaman gamlıyım her zaman üzgün
Beklerim yolunu aylar boyunca
Yeter ki gel bana senede bir gün

Ağarsa saçlarım
Solsa yanağım
Adını anmaktan yansa dudağım
Bu aşka canımı adayacağım
Yeter ki gel bana senede bir gün

(Star Kıbrıs'tan)