Başkan Yurtnaç, bundan sonra davanın takipçisi olacaklarını ve hukuki yollardan Türk ailenin hakkını savunarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM)’ne gideceklerini söyledi. 

8 yıl önce işten eve döndüğünde 11 aylık bebeğini evde bulamayan Fatma Karademir, bebeğinin Alman yöneticiler tarafından bakıcı ailelere verildiği gözyaşları içinde Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’nda, Başkan Kemal Yurtnaç’a anlattı. Yavrusundan ayrılan acılı anneyi en çok üzen konu ise, koruyucu ailenin 8 yaşındaki Edanur’u Hristiyan yapma girişimleri için mahkeme kararı almaları oldu. Fatma Karademir, "Anne çalışıyor, rahatsız bir oğlu var. İşe giderken çocuğu engelli çocuğuna bırakıyor diye 'Gençlik Merkezi' harekete geçmiş. İşin iç yüzünü hiç anlamadan, çocuğumu aldılar. 3 defa mahkemeye gittik. Ama alamadık. Mahkeme kararı çıkarmışlar, çocuğumu Hristiyan yapmak için." diye konuştu.

8 yıl önce işten eve döndüğünde 11 aylık bebeğini evde bulamayan Fatma Karademir, bebeğinin Alman yöneticiler tarafından bakıcı ailelere verildiği gözyaşları içinde Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’nda, Başkan Kemal Yurtnaç’a anlattı.


11 aylıkken çocuğu elinde alınan Fatma Karademir, 2 ayda bir çocuğunu gördüğünü belirterek, "Bakıcı aileye sizin de iki evladınız var. Devlet gelse sizin çocuğunuzu elinizden alıp bir Türk aileye verse ve o aile çocuğunuzun dinini değiştirmek istese ne düşünürsünüz diye sordum. Karşımda sustular." derken gözyaşlarını tutamadı. 

Yapılan bu uygulamanın Gençlik Merkezi yönetmeliğine aykırı olduğunu vurgulayan Kemal Yurtnaç, "8 yaşındaki bir çocuğun ben dinimi değiştirmek istiyorum demesi hukuken mümkün değil. Bir kişi reşit oluncaya kadar onun hakkındaki kararları velisi verir. Bu şekilde bir mahkeme kararı çok yanlış. Kaldı ki devlet bakıcı aile konusunda size sorar. Siz de amca dayı birini gösterirsiniz. Aksi halde devlet koruyucu aileye bakar. Yoksa size danışmadan kafasına göre 'Ben çocuğu aldım, şu bakıcı aileye veriyorum' demesi yanlış." şeklinde konuştu. Acılı anneyi dinleyen Yurtnaç, "Birinci hedefimiz, mahkeme kararının çok yanlış olduğunu yazılı olarak muhataplarımıza bildireceğiz. İkinci olarak çocuğun iade edilmesi için uğraşacağız. İnsan Hakları mahkemesine bu konuyu götüreceğiz." dedi.