BBC'nin yaptırdığı bir araştırma Mart ayında koronavirüs salgını dolayısıyla getirilen sokağa çıkma kısıtlamaları başladığında ev içi şiddette ciddi bir artış görüldüğünü ortaya koydu.

Önlemlerin ilk 7 haftasında polise her 30 saniyede bir ev içi şiddet ihbarı yapıldı ve şiddet gören kadınların üçte ikisi yasaklarla birlikte durumun daha vahim hale geldiğini, şiddetten kaçınmanın daha da zorlaştığını söyledi.

Kadın örgütleri daha önce, salgın nedeniyle konulan yasakların ev içi şiddeti artıracağını öngörmüş ve uyarılarda bulunmuştu fakat BBC'nin Panorama programı ile Women's Aid adlı kadın dayanışma kuruluşu tarafından ortaklaşa yürütülen araştırma Covid-19 salgınının ev içi şiddet üzerindeki etkisini ortaya koyan ilk kapsamlı çalışma oldu.

Çocukluğunda kendisinin de babasından gördüğü şiddetin yaralarını taşıdığını söyleyen ve yer yer kendi deneyimlerine de yer veren Victoria Derbyshire tarafından sunulan Panorama programı BBC televizyonunun 1. kanalında yayınlandı.

ARAŞTIRMA NASIL YAPILDI?

Birleşik Krallık çapında polisin elindeki verileri "bilgi edinme özgürlüğü" yasalarına dayanarak elde eden Panorama programı, sokağa çıkma yasaklarının ilk yedi haftasında polise her 30 saniyede bir ev içi şiddet ihbarı geldiğini gördü.

Kadına yönelik şiddet ihbarları arasında kaçırma, kundaklama, mahrem görüntülerini intikam amacıyla pornografik malzeme haline getirme hatta zehirleme vakaları var.

Women's Aid'in görüştüğü, kendisine şiddet kulanan kişiyle aynı evde yaşayan mağdurların üçte ikisi sokağa çıkma önlemleriyle birlikte şiddetin arttığını anlatırken, dörtte üçü de yasaklar nedeniyle evden ve şiddetten uzaklaşmanın iyice zorlaştığını söyledi.

Programın sunucusu Victoria Derbyshire, şiddete başvuranların bir kısmının salgın önlemlerini yeni bir kontrol imkanı olarak gördüklerinin anlaşıldığını söylüyor.

'OYUN BAŞLASIN!'

Programda Jess adıyla anılan bir ev içi şiddet mağduru kadının (gerçek ismi değil) salgın dönemindeki deneyimi de aktarılıyor.

Jess, sokağa çıkma yasaklarının açıklandığı gece kocasının kendisine bunun anlamını bildirdiğini anlatıyor.

"Evde birlikte Boris Johnson'un açıkladığı önlemleri dinliyorduk. Ellerini havada birleştirip göğsünü şişirdi -bunun beni korkuttuğunu biliyordu- ve bana bakıp 'Oyun başlasın!' dedi" diye anlatıyor.

Kocasının kendisine daha önce de tecavüz ettiğini ancak yasaklar döneminde bunun çok korkunç boyutlara vardığını anlatarak sürdürüyor:

"Perdeler kapatılıyor, televizyonun sesi iyice açılıyor, kapı kilitleniyor, müzik açılıyordu ki kimse imdat çığlıklarımı duyamasın."

Jess bu dönemde en az yüz kez tecavüze uğradığını anlatıyor.

Daha fazla dayanamayan Jess bir gün kocası uyuklarken internetten telefon etmeden polise ulaşmanın yolunu araştırmış, ve 999'a acil durum mesajı gönderip, adresini bildirmiş. Bir kaç dakika içinde polis kapıya dayanmış.

ÖNLEMLER GECİKTİ

Kadın dayanışma örgütleri sokağa çıkma yasaklarının ev içi şiddet ve cinsel saldırılarda artışa yol açacağı konusunda başından beri uyarıda bulunuyorlardı.

Hükümet yasakların başlamasından 19 gün sonra ev içi şiddet telefon yardım hatlarına 2 milyon sterlin ek bütçe ayırdığını ilan etti ve ev içi şiddetin ihbar edilmesini teşvik eden bir sosyal medya kampanyası başlattı.

Fakat BBC'ye konuşan Solace adlı kadın yardım kuruluşunun CEO'su Fiona Dwyer "Zamanlama çok kötüydü. dım atmak için 19 gün beklenmemesi gerekiyordu. Bu, ev içi şiddetin hükümetin önceliği olmadığını da ortaya koyuyor. Üç hafta bu konu düşünülmedi ve sonra sadece 2 milyon sterlinlik bir yatırım. Gerçekten de çok zayıf bir çaba" dedi.

Buna karşılık esasen kadın ve çocukların güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakan yardımcısı Victoria Atkins, hükümetin adım atmakta geç kalmadığını savundu.

"Daha ilk günlerden kadın örgütleriyle temas halindeydik ve duyarlıydık" diyen bakan yardımcısı "Kuruluşlara sorduk. 'Neye ihtiyacınız var?' dedik. Bir yandan Maliye Bakanı'nın yardım kuruluşlarını destek ve 2 milyon sterlinlik yardım hattı kararlarını alması için hazırlık yaparken bir yandan da pratik konularda yardıma odaklıydık" diye sürdürdü.

Panorama sunucusu Victoria Derbyshire, buna karşılık, salgın önlemlerinin ilanından sonra hükümetin Yalnız Değilsiniz adıyla başlattığı ev içi şiddetle mücadele kampanyasına kadar geçen üç hafta içinde ev içi şiddet olduğundan kuşkulanılan vakalarda 11 kadın 2 çocuk ve bir erkek öldürüldüğünü hatırlatarak, "Acaba hükümet daha erken önlem alsaydı hayatlar kurtarılabilir miydi" diye soruyor.

Bakan yardımcısı Victoria Atkins bu soruyu "Salgın döneminin derslerini her düzeyde değerlendirmemiz gerekecek" diye yanıtlıyor.

İngiltere hükümetinin salgın döneminde ev içi şiddetle mücadele amacıyla kadın kuruluşlarına sağladığı yardımlar Ekim ayında sona eriyor. Bakan yardımcısı Atkins bu sürenin uzatılması için uğraştığını da aktarıyor.

Koronavirüs salgınının kış ayları yaklaşırken yeniden hız kazanması dolayısıyla yeniden sokağa çıkma önlemlerine başvurulması tehlikesi var ve yardım kuruluşları bu bakımdan hükümet desteğinin devam etmesi gerektiği mesajını veriyorlar.

JESS'E NE OLDU?

Panorama programında yaşadıkları aktarılan Jess, polis tarafından kurtarıldıktan sonra Llamau adlı bir yardım kuruluşuna ait bir sığınağa yerleştiriliyor. Orada şiddetten kurtulanlara yardım konusunda uzman çalışanların da desteğiyle hayatı değişmeye başlıyor.

Jess "Güvende hissediyorum. Korku içinde değilim. Gece yatağıma çekildiğimde başıma geleceklerden korkmuyorum" diyor.