HALİL YETKİNLİOĞLU

Londra Moda Haftası’nın (London Fashion Week) ilk günü dünyaca ünlü modacı Bora Aksu’nun koleksiyonunun gösterimi, Türkiye ve Suriye’deki depremde hayatlarını kaybedenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

Londra Moda Haftası, Türk modacı Bora Aksu’nun ‘2023-24 Sonbahar-Kış’ koleksiyonuyla başladı.

Bora Aksu’nun Great Hall at Goodenough College’de cuma günü sergilenen eserlerinde Norveçli sanatçı Edvard Munch’un etkisi var. Şöyle ki, Bora Aksu araştırma gezisi için gittiği Paris teki D’orsay Müzesi’nde Edvard Munch’un ilk çalışmaları ile karşılaştı. Edvard Munch’un sanata yaklaşımı, ilk yıllarında  sanat çevrelerinin dışlamasına karşın stilinden vazgeçmeyen tavrı Bora Aksu için ilham kaynağı oluşturdu. İlk yıllardan itibaren Edvard Munch’un en çok karşılaştığı eleştiri, eserlerinin bitmemiş görünmesiydi. Ama eleştirmenlerin gözardı ettiği şey Munch’un yaratmaya çalıştığı etkinin tam da bu olmasıydı. Edvard Munch, eserlerinin cilalanmış ve bitmiş görünmesiyle ilgilenmiyordu, onun amacı resimleriyle duygu yaratmaktı.

Travmatik geçen çocukluğu, annesini ve kızkardeşini çok küçük yaşta kaybetmesi Munch’un kişiliğinin de şekillenmesine büyük etki yapmıştı. Munch’un bir diğer özelligide yapmış olduğu eserlere geri dönmesi ve onları belli aralıklarla tekrarlamasıydı. Aslında buradaki amaç tekrar değil bir dönüşüm yaratabilmekti. Bora Aksu, Edvard Munch’un bu özelliğinden yola çıkarak kendi kolleksiyon  arşivlerini inceledi ve bazı özel parçaları tekrar kolleksiyonuna uyguladı. Özellikle Bora’nın ilk kolleksiyonlarında annesinin ve teyzesinin ördüğü parçalar, tığ işleri ve motifler bu kolleksiyonda tekrar canlanarak yaşam buluyor. Edvard Munch’un ünlü sözlerinden birisi olan “en önemli renk siyahtır, renklerin başlangıcıdır”, Bora’nın renk paletinede çok büyük bir etki yaptı. Aslında kolleksiyonlarında fazla siyah kullanmayan Bora, bu sefer siyah rengi benimseyerek kolleksiyonun genel paletine siyahi dominant renk olarak koydu. Daha sessiz renk paleti formların ve dokuların oluşabilmesi için ideal bir platform oluşturuyor.

Elbiselerde romantik ve nostaljik silüetler görünürken, palto, ceket, gömlek gibi parçalarda daha keskin hatlarla yaratılmış; maskülem, modern ve sofistike bir hava esiyor.

Munch’un yaşadığı dönem olan Edwardian döneminin etkisinin özellikle çok yoğun bir şekilde hissedildiği kolleksiyondaki fırfırlı detaylar, aplikeler, tül ve net panellerin yarattığı transparan havanın yanında dar ve uzun silüetler kolleksiyonda önemli yer kaplıyor. Özellikle Couture tekniklerinin hazır giyim tekniklerine yansıtıldığı kolleksiyonda Gotik tarzdaki kokteyl elbiselerinin yanında rahat giyilebilecek parçalarda çok dikkat çekiyor.

Türkiye ve Suriye’deki depremde hayatlarını kaybedenlerin anısına saygı duruşu ile başlayan defile, piyanist ve çellist müzisyenlerin yarattığı melankolik müzikle devam etti.

BORA AKSU VE VİZYONU

Central Saint Martins okulundan üstün başarı ile mezun olan Bora Aksu, 4 kez İngiltere Moda Konseyi’nin ‘Yeni Jenerasyon’ ödülünü kazandı. 2012 yılında Kraliçe Elizabeth’den teşekkür alan Bora Aksu  markası 2015 yılında mağazalaşma sürecine girdi. En son Güney Kore’nin başkenti Seul’de 65. mağazasını açan Bora Aksu global bir dünya markası olma yönünde emin adımlarla yürümeye devam ediyor.