MUSTAFA KÖKER

İngiltere’nin başkenti Londra farklı inanç ve kültürleri barındıran nadir dünya kentlerinden biri olarak öne çıkar.

Her etnik toplumu barındırması Londra’yı, çok kültürlü, daha doğrusu ‘kültürler mozayiği’ haline getiren özellikler taşıyan bir kent haline getiriyor.

Bilinen hemen bütün inançlara mensup insanları ve toplumları barındıran bu devasa kentte, Müslümanlar da öne çıkan toplumların ilkleri arasında.

Britanya’nın ‘Güneş Batmayan İmparatorluk’ olduğu dönemlerde hükmettiği ülkeler (ya da sömürdüğü) Mülsüman coğraflarından gelen göçlerin başkentin inanç renkliliğine kaynak oluşturduğu biliniyor.

Müslümanlar gelirken birlikte getirdikleri farklı mezhep ve tarikat inançlarına da ev sahipliği yapıyor bu kent.

Bu çok renkli inanç toplumları içinde ‘Türkiye Müslümanlığı’da küçümsenemeyecek seviyede temsil ediliyor.

Özellikle 1990’yı yılların başından itibaren, Nakşibendi Şeyhi ‘Nazım Kıbrısî’ hareketi, Londra’nın inanç mozayiğinde farklı bir renk olarak belirgin şekilde yerini aldı.

Farklı toplumlardan sempatizan ve müridleriyle, özellikle 90’yı yılların başından itibaren kendini farkettiren Şeyh Nazım cemaati, Şeyhin Kıbrıs kökenli olması hasebiyle bu ülkede yerleşik Kıbrıs Türklerinden de önemli bir sempatizan kazandı.

Sempatizanları arasında yer alan zamanın Bruney Sultanı tarafından 1 milyon 700 bin sterline satın alınan ve restorasyon ile birlikte 5 milyon sterline malolan, eski bir Rahibe binası, ‘Şeyh Nazım Dergahı’ adıyla 30 yıldan bu yana Tottenham bölgesinde hayatiyetini sürdürüyor.

Şeyh Nazım Kıbrısî’nin satın alınma sürecinden itibaren yetkilendirdiği müridi ve İngiltere’deki Temsilcisi Osman Çıkıkçıoğlu yönetiminde, ‘Şeyh Nazım Sufi Trust’ ‘Dergahı’ içerisinde cami, özel müslümam özel kız orta okulu ve ilkokul gibi servisler vererek halen devam ettiriliyor.

OSMAN ÇIKIKÇIOĞLU

Şeyh Nazım Sufi Trust’ın yöneticisi ve Şeyh Nazım’ın ve dolayısıyla daha sonra yerine geçen oğlu Seyh Mehmet Adil Efendi’nin fiili temsilcisi olarak ‘Dergah’ı yürüten Osman Çıkıkçıoğlu geçen süreci şöyle anlatıyor:

“O zamandan beri doğrudan Dergahın sorumluluğu verildi. Restorasyon dört senede tamamlandı. Yaklaşık 12 dönümlük bir arazi üzerinde. Bruney Sultanı tapusunu doğrudan Şeyh Efendiye verdi.

Şeyh Efendi benden bir vakıf kurmamı istedi. ‘Nakşibendi Hakkani Trust’ adıyla o zaman bir vakıf kurduk. Şimdi vakfın adı değişti ‘Şeyh Nazım Sufi Trust’ oldu.

Binanın kendisi 1 milyon 700 bin sterline alındı, restorasyon ile birlikte 5 milyon siterline yakın maloldu. Toplam maliyeti 5 milyon civarındaydı.

Satın alındı, kuruldu ama ondan önemlisi bu dergahı yaşatmaktı.

Şeyh Efendi bize, ‘kimseden sadaka ve zekat almayacaksın, istemeyeceksin’ diyerek, ticari olarak binayı değerlendirip ayakta tutmam için talimat vermişti.

Kendi bağış yapan olanlar hariç, kimseden yardım talebinde bulunmadık. Şeyh Efendi, ‘Bağış yapan olursa al ama gidip kimseden yardım talebinde bulunma, istenen paranın ağırlığını taşıyamayız’ demişti.

Bir dönem mültecilere kiraya vermiştik. Bina içerisinde cami beş vakit namaz için açık. 100’den fazla çocuk Kur’an-ı Kerim dersi alıyor.

Müslüman çocuklar için özel ilkokul ve kız orta okulu var. Şu anda 35 kız öğrenci var. Bu yıl sınavlara başlamak için başvuruda bulunduk.

Arka kısımda bir binayı ev haline getirdik kiraya veriyoruz oradan gelirimiz var. Yan tarafta garaj var orası da kirada. Binanın yıllık masrafı 250 bin sterlin civarında.

Ticaret yapmarak binayı yürütmek çok zor. Bina giderlerini karşılayacak kalıcı çözümler üretiyoruz. Yeni flatlar yapacağız onların gelirleri ile vakıf ayakta kalır diye düşünüyoruz. Kendi nefsimiz için çalışmıyoruz. Allah için ne yapabileceğimiz düşünerek hareket ediyoruz.”

Osman Çıkıkçıoğlu geçen süreci bu şekilde özetliyor...

Restorasyon sonrası açılışı, Şeyh Nazım ile birlikte merhum KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş tarafından yapılan ‘Nakşibendi Dergahı’ Londra’nın inanç ve kültürel renkliliği arasında 30 yılı geride bırakarak devam ediyor.