Kaşif, “Eleştirilerinin UBP’ye değil, hala tamamlanmayan UBP Kurultayı Genel Başkanlık seçimlerinde rakibi olan UBP Genel Başkanlığı’nın diğer adayı İrsen Küçük’e yönelik” olduğunu ifade ederek, mahkeme kararı sonucu 20 günden bu yana UBP Genel Başkanı bulunmadığını ve UBP içinde Başbakan İrsen Küçük’ün konumu ne ise, kendisinin konumunun da o olduğunu, ikisinin de Genel Başkan adayı olduğunu iddia etti.
Başbakan İrsen Küçük’ü “ülkenin ve UBP’nin birlik ve beraberliğini bozmakla” suçlayan ve UBP delegesini “Satın alınabilen bir eşya” gibi gördüğünü öne süren Kaşif, Küçük’ün, kendisiyle Anavatan Türkiye’yi karşı karşıya getirmeye çalıştığını savundu.
Ahmet Kaşif dün yaptığı yazılı açıklamada, “ülke ve UBP’de yaşanan sorunlara bir türlü sağlıklı çözüm üretilememesi ile UBP’de antidemokratik, sevgi-saygı yerine ötekileştirmeyi tercih eden bir zihniyetin hüküm sürmesinin Başbakan İrsen Küçük’ten kaynaklandığını” iddia etti.

UBP’LİLERLE SORUNUM YOK
Kaşif, kendisi ve arkadaşlarının ne UBP ne de UBP’lilerle bir sorunları olmadığını belirterek, “‘İlla ki ben’ diyen sayın Küçük’tür” dedi.
Hedeflerinin; İrsen Küçük’ün “ben odaklı” zihniyetinden ülkeyi ve partiyi kurtarmak, doğru ve saygın bir yönetim anlayışını ülkede ve partide hakim kılmak olduğunu ifade eden Kaşif, şu görüşleri aktardı:
“UBP’nin birlik ve beraberliğini bozan biri varsa o da aylar öncesinden başlayan son dönemde de doruğa tırmanan, kendisinden olmadığını düşündüğü herkesi dışlayan, görevden alan, cezalandıran, tehdit eden, bir ilçe kongresi, bir kurultay uğruna her türlü siyasi ayak oyununu kendi partisinden insanlara karşı bile yapmaktan kaçınmayan, makamını sadece kendi ve atrafındaki bazı kişiler için kullanan, UBP delegesini satın alınabilen bir eşya gibi gören tutumu ile Başbakan İrsen Küçük’tür.”

BEN HİÇ BİR ŞEYİ UNUTMADIM

Kaşif şunları dile getirdi:

“Ben hiç bir şeyi unutmadım. Unutan sayın Başbakandır. Sayın Küçük 2010 yılı Nisan ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra yapılan olağanüstü parti kurultayında yıl sonunda yapılacak olağan kurultaya kadar 6 aylık bir süre için UBP Genel Başkanı olmayı kabul ettiğini, bu yöndeki belgeye kendisi ve tüm UBP milletvekillerinin imza koyduğunu, benim bu yüzden fedakarlık yaparak genel başkan adaylığımdan geri adım attığımı ama İrsen beyin sözünde durmadığını, attığı imzayı unuttuğunu, verdiği sözden caydığını, benim 2010 kurultayında da kendisine sert eleştirilerde bulunarak Genel Başkan adayı olduğumu gizlemeye çalışıyor.
Evet, kendisi Başbakan ben de Bakan olarak çalıştım ama tabandan gelen sesler, ülkede ve partide ortaya çıkan sıkıntılar sonrasında en demokratik hakkımı kullanarak Genel Başkanlığa aday oldum. Kendisi Genel Başkan ve Başbakan olarak ne yaptı? Benim adaylığımı içine sindiremeyerek genel başkanlık yarışında avantaj sağlamak hesabıyla beni Bakanlık görevinden aldı, bana destek veren herkesi düşman görerek dışladı, görevden aldı.
Benim ve arkadaşlarımızın amacı Anavatan Türkiye ve onun iktidarda olan hükümeti ile karşılıklı sevgi ve saygı içinde işbirliğini daha ileri götürmek, Kıbrıs davamızı halkımız ve Anavatan Türkiye ile birlikte savunmak, ekonomizin gelişmesi, halkımızın refahının artması için Anavatan Türkiye ile belirli program ve planlar çerçevesinde birlikte çaba göstermektir.”