Muhafazakar Parti lideri ve başbakan adayları eski Maliye Bakanı Rishi Sunak ve Dışişleri Bakanı Liz Truss arasındaki tercih, partinin 160 binden fazla üyesi tarafından yapılacak ve seçimin galibi 5 Eylül’de açıklanacak.

Ancak İngiltere’de son haftalarda art arda kriz çanları çalıyor, bakanlar seçim sürecinin hızlandırılması çağrısında bulunuyor.

Başbakan Boris Johnson ise son haftalarında bu krizlere yönelik yeni bir çalışma başlatmayacağını ve yeni başbakanın göreve gelmesi için beklendiğini söylüyor.

Haziran ayında yıllık enflasyonun yüzde 9,4’e yükselmesinin ardından Merkez Bankası geçen hafta politika faizini 50 baz puanlık artışla 1,75’e yükseltti.

Bunun üzerine ekonomistler son 27 yılın en büyük faiz artırımı ve 2008’den bu yana en yüksek faiz oranıyla karşı karşıya olan ülkenin son 30 yılın en derin ve en uzun ekonomik durgunluğuna doğru ilerlediğini söyledi. Muhalefet partileri hükümete bir an önce insanlara destek olma çağrısı yaptı.

Ancak Guardian gazetesinin haberine göre hükümete bağlı bakanlıkların yarısından fazlasında yapılan çalışmalar geciktiriliyor, mevzuatta yapılacak önemli değişiklikler ise sonbahara erteleniyor.

İşçi Partisi, Eylül’e kadar başbakanlık görevinde devam eden ve düne kadar iki haftalık tatile çıkan Boris Johnson’ı böylesine bir kriz döneminde işini yapmamakla suçluyor ve hükümetin ekonomide “kontrolü kaybettiğini” söylüyor.

Guardian, İngiltere’de kumar bağımlılığı, çocukların internette güvenliği ve enerji alanlarında yapılacak önemli değişikliklerin şimdilik askıya alındığını bildiriyor.

Hayat pahalılığı toplumun her kesimini etkiliyor

İngiltere’de İşletme, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng geçtiğimiz günlerde hayat pahalılığıyla mücadele kapsamında yapılan çalışmaların yeni başbakan seçilene kadar ertelendiğini bildirdi.

Toplumun birçok kesiminin günlük yaşamına etki eden hayat pahalılığı son aylarda insanları zor seçimlere sürüklüyor.

Yapılan bir araştırmaya göre Nisan ayında 2 milyondan fazla yetişkin ayın bir gününü maliyetini karşılayamadıkları için yemek yemeden geçirdi.

Temmuz ayında ise artan gıda fiyatları nedeniyle ülkedeki bazı okulların yemek öğünlerinde et yemeklerinin artık verilmeyeceği bildirildi.  

Bu sırada ülke çapında yiyecek yardımı almak için gıda bankalarına başvuranların sayısının da yükseldiği aktarıldı.

Diğer taraftan, İngiltere dahil birçok ülkede enerji fiyatları da hızla yükseliyor, uzmanlar dünyanın ilk büyük küresel enerji krizine girdiğini söylüyor. İngiltere’de kış aylarında enerji faturalarının yıllık 3 bin 600 sterlini aşması bekleniyor.

Muhalefet partileri, bu sırada rekor seviyede kâr eden enerji şirketlerine ek vergilendirme uygulanmasını öneriyor. Ancak liderlik yarışmasında önde gözüken Liz Truss, böyle bir politika izlemeyeceğini söylüyor.

SAĞLIK SİSTEMİ KRİZİN EŞİĞİNDE

Temmuz ayında göreve gelen İngiltere Sağlık Bakanı Steve Barclay, Daily Telegraph gazetesine yaptığı açıklamada, Ulusal Sağlık Hizmetleri’nde (NHS) kış aylarında bir kriz yaşanmaması için çok ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini ve bu çalışmaların yeni bir başbakanın göreve gelmesini bekleyemeyeceğini ifade etti.

Barclay, kış döneminde Covid-19’un ve grip salgınının yeniden yayılması durumunda hastanelerin çok büyük zorluklar yaşayabileceğini belirtti.

NHS’te yaklaşık 110 bin kişilik çalışan açığı olduğunu söyleyen Sağlık Bakanı, bu kapsamda “en kötü durum senaryosuna” bir an önce hazırlık yapılması gerektiğini vurguladı.

Diğer taraftan son aylarda enflasyonun altında zam teklif edilmesine tepki gösteren kamu ve özel sektör işçilerinin sayısı artıyor.

Haziran’da demir yolu işçileriyle başlayan süreç, Temmuz ayında telekomünikasyon sektörüyle devam etti. BT ve Openreach adlı şirketlerdeki yaklaşık 40 bin işçi greve çıktı.

Enflasyonda 1982’den bu yana yaşanan en büyük artışa rağmen bu yıl Mart–Mayıs arasında ortalama özel sektör çalışanlarının maaşlarına yüzde 7,2, kamu sektörü çalışanlarının maaşlarına ise yalnızca yüzde 1,5 zam yapıldı.

Bu, kayıtların ilk tutulduğu 2001 yılından bu yana kamu sektörü çalışanlarının reel maaşlarındaki en büyük düşüş olarak kayıtlara geçti.

İngiltere’de yaklaşık 5,5 milyon üyeye sahip 48 sendikayı temsil eden Sendikalar Kongresi (TUC), “Çalışanlarına adil bir oranda zam yapılmasını ve tüm çalışanlara saatlik en az 15 sterlinlik asgari ücret verilmesini” talep etti.

Ulaşım ve telekomünikasyon çalışanlarının yanı sıra itfaiyeciler, doktorlar, hemşireler, öğretmenler, postane işçileri, havalimanı çalışanlar, yüksek öğrenim görevlileri ve avukatlar da önümüzdeki aylarda grev yapabileceğini duyuran çalışma kollarından sadece bazıları.

İngiltere’nin en büyük ticari limanı olan Felixstowe’daki işçilerin de 21 Ağustos’tan itibaren 8 günlük bir grev yapması bekleniyor. (BBC TÜRKÇE)