Hafta içi her akşam Avrupa saati ile 18:50, TR saati ile 19:50 de karşımıza gelen başarılı haber spikeri dünya gündemini  aktarmaya devam ediyor.


Yurt dışında yaşayan Türk kökenli göçmenlerin ilgi ile takip ettiği; Doğru bu yıl yayınlanan Söz İzi adlı kitabında da gurbetçileri unutmamış, onların gurbetlik  hislerine bir anlamada tercüman olmuş...

Kitabında yer verdiği "Ah Gurbet Zalım Gurbet" adlı  yazısını gurbetçiler için yazdığını belirten Doğru,"Mümkün olabilse de  dostları keşke daha çok dinleyebilsem ve daha çok yazabilsem " diyor...

Kübra Doğru'nun Postiga Yayınlarından çıkan "Söz İzi" adlı "Deneme" kitabında yer alan  işte o yazı...

AH GURBET ZALIM GURBET

Gurbetler vardır; bitmeyen, bitmeyecek olan, sonu hüzün, sonu gam…

Gurbetler vardır; elbet bir gün bitecek olan, sonu vuslat, sonu saadet…

Gurbetler vardır; yüreğinizin en derininden topraklar biriktirip genişledikçe büyüyen…

Bahar aylarını, yeşillenmeyi bekler dururlar, kocaman düşlerle…

Vurmazlarsa hayat memat denen yerde kör bir kurşunla düşlerinizi, varırsınız belki gurbetin biteceği yere…

Gurbetler vardır; kimi zaman anaya; kimi zaman babaya, çocuğa; eşe dosta; huzurlu bir yuvaya; sıcacık bir merhabaya; yürekten sarışmaya… Kimi zaman da doğumunuzla beraber sizden hiç yitmeyen; hiç gitmeyen gurbetler…

Birileri mi ah etmiştir; yoksa o ah mı gelip sizi bulmuştur bilinmez; ama yürek yarası bitmeyesice; yitmeyesice demiştir biri size ve başlamıştır gurbetiniz; yitik ve buruk…

Onca elem onca uzak yakar yandırır, bir korun ateşi yandırdığı güç gibi; büyütür kocaman yüreğinizi…

Ve izi derin ve izi kalınca çizilmiştir gurbetin.

Görüş günü açık gurbetler; geçici süzülen gözyaşlarınız bir gün mutlak buluşacaktır gurbette kalanlarla…

Bitmez kimilerinin gurbeti; “anası yoktur ki saçlarından saç söke, bacısı yoktur ki yana yana yaş döke, gardaşı yoktur ki mezarına taş dike”… Yoktur kimi kimseleri; yoktur kokusunu özlediği toprağı, yağmurları, dağları…

Biçare, boynu bükük…

 

Her daim arar gurbetin biteceği yeri. Hayat yoğurur her dem, başkaca adını koyamayacağı gurbet acılarıyla… Arayışında buldu mu acıyı hafifleten, saçını okşayan, canının ta içindeki öpülesi toprağını… Bırakıverir tohumlarını oracıkta, filizlensin de yeşil bağları oluşsun; ve yeşilinde başkaları için gurbetler biriktirsin diye…

Ve o gurbet ki eğdirir başını öne, yüce bir dağ başı gibi yalnız ve dumanlı ve bir başak tanesi olgunluğunda mağrur ve edalı…

Büyüttükleri, biriktirdikleriyle yüceleşir yaşamak gurbettekine… Bir derviş edasıyla geleni kabul eder ve derinden başlar yüreğiyle hesaplaşmalar; içli konuşmalar. Artık dilleriniz susar, kelimeler ağzınızdan öyle bir çırpıda çıkıverip süzülmez… Gönlünüzden geçenleri gözünüz konuşur artık yitip giden herkese ve her şeye karşı. “Gözlerimde yaştan gayrı nem kaldı” lar kalır; gurbetle var olan hesaplaşmalardan… İyiden iyiye yerleşir o kocaman gurbet, içinize sığmayan yüreciğinizde…

Dünyada evimiz gurbet…

Ahirette barkımız gurbet…

Gönlümüz gönlümüze gurbet…

Ah gurbet zalım gurbet!..

PostigaYayınları/Deneme/2014
Kübra Doğru / Söz İzi