Seyahat özgürlükleri olmadığı ve hac izni alamadıklarından hac ibadetini yerine getiremeyen Müslümanların Ramazan ayında oruç tutmaları da yasaklanmıştı. Resmi kurumlar, okul ve işyerlerinde tesettürün yasak olduğu bölgede, Ramazan ayının gelemsiyle işkenceler artarak devam etmeye başladı.

Namaz ve Oruç yasaklandı

Çin yetkileri, olay terör diye nitelerken Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Abdulehed Er Müslümanlara yönelik bir saldırı olduğunu belirtti. Doğu Türkistan'da Uygur Müslümanların dini vecibeleri yerine getirmeye izin verilmezken; Çin özellikle oruç tutmayı, camilerde namaz kılmayı yasakladı. Uygur erkeklerin sakal bırakması ve kadınların başörtü takması yasaklandı, hicap ve tesettürlü kadınlar hicapları açmaya zorlanıyor ve kabul etmeyenler para cezası veriyor ve hapse atılıyor.

Zorla bira içme festivali

Bu yıl yeni bir uygulama başlatıldı. ‘Bira içme festivali’ adı altında. Müslüman bölgelerde insanları toplayarak bira içme yarışması yapıyorlar. Bununla da halkın orucunu bozmaya çalışıyorlar. Aldığım bilgiye göre Hoten vilayetinin Niya ilçesinde Uygurları meydana toplayarak bira içme yarışması yaptıklarını bunun adına da ‘Mutluluk, bira içme yarışması’ olarak adlandırdıklarını biliyoruz. Bunların görüntüleri de var elimizde” dedi.

Baskı devam ediyor

Doğu Türkistan'da şuan hiç kimin can ve mal güvenliğinin olmadığını belirten Er: “Her gün binlerce genç hapise atılıyor ya da öldürülüyor. Keyfi tutuklama yargısız infaz devam ediyor. İletişim kurmakta güçlük çekiyoruz. Çin tüm iletişim ağlarını kontrolü altına almış durumda. Aldığımız son bilgilere göre Aksu ilinde saldırılar devam ediyor. Çok sayıda ölünün olduğu. Sayının artmasından endişe ediyoruz.  Bölgeler arasında geçişler polisin izni ile gerçekleşiyor. İzin belgesi almadan çıkış yapılamıyor. Bölgede gençler sokaklardan toplanıp tutuklandı. Resmi olmayan cezaevlerinde bekletilen gençlerin,  sorgusuz infaz edildiğini” söyledi.

Türkiye’den destek bekliyoruz

Türkiye’nin ve Türk halkının Doğu Türkistan için önemli olduğunu vurgulayan Er, “ Türkiye’nin yanımızda olduğunu göstermesini istiyoruz. Başta Türkiye olmak özere, uluslararası insan hakları kuruluşları ve tüm dünya kamuoyuna, Doğu Türkistan'da yaşanan olayların son bulması için somut adım atılması noktasında girişimde bulunmaları, olaylara tepkisiz, takipsiz kalmamaları çağrısını yapıyoruz" dedi.

Doğum yasağı uygulanıyor

Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Müslümanlara karşı uyguladığı oruç yasağına tepki göstererek: " Çin'in Uygurlara uyguladığı sistematik işkence dünyanın hiçbir devletinde rastlanmayacak kadar çirkin boyutlara ulaşmış durumda. Bütün bu baskı ve işkencelerin yanında bölgenin demografik yapısı da hızla değiştiriliyor. Çin, çok keskin bir asimilasyon politikası uyguluyor. Han Çinliler, sistematik olarak Sincan'a (Doğu Türkistan) göç ettiriliyor, kesin olmayan rakamlara göre her gün Sincan'a bin Han Çinlinin yerleştiğinden bahsediliyor. Bir zamanlar nüfusun yüzde 93'ü Uygur iken bugün ancak yüzde 47'sini Uygurlar oluşturuyor, hatta Avrupa Doğu Türkistan Birliği adlı sürgünler derneği, Uygur kadınların zorla kısırlaştırıldığını rapor ediyor. Üçüncü çocuk doğsa bile hemen öldürülüyor. Aileye de büyük cezalar veriliyor. Bu zulmün bitmesi için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız” dedi.

(Milat)