Bir süredir gelişmeleri uzaktan seyrediyoruz. Farklı çıkan seslerle bazen çok güzel müzik dinliyoruz bazen ise müzik yerine gürültü oluyor. Harmonik bir ortak ses çıkarabilmek çok önemli, ancak son elli yıllarını ayrı topraklarda ve komşu devlet olarak geçirmiş, ondan önce ise zorla ortak devlet kurdurulmuş Kıbrıslı Türk ve Rum halkların bir araya gelip bu sesi çıkarabilmeleri olanaklımı? Çeşitli ülkelerden bu arada Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlerden çok üst düzey Şef’ler (Maestro) adaya gelip orkestradan güzel nağmeler çıkması için gayret sarfediyorlar. Sonuç nekadar başarılıdır derseniz kararı sizlere bırakıyoruz. Bugünlerde ise gerçekten çok büyük bir şef adaya geliyor. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ( Joseph Robinette Biden, Jr.).  Bu ziyarete bakarak Doğu Akdenizde son yılların en büyük müzik olayı denebilecek açık hava konserimi veriliyor  diye düşünebilirsiniz. Orkestra elemanları bir hayli kalabalık, uyum sağlamaya çalışırken biraz gürültü olacağı muhakkak ancak umudu kaybetmeden iyi niyetle çalışmalı ve sonuca odaklanmalıyız. Birde orkestra elemanlarına yardımcı olmak için diğer hizmetleri yapmak üzere Sayın Biden yanında dörtyüz kişi ile geliyor. Ciddi bir hava indirme operasyonu gibi.


Bugünlerde Kıbrıs adasına ABD Başkan Yardımcısının ziyarete gelmesini sağlayacak kadar önemli olan nedenler ada halkının bilgisindemidir?  Göründüğü kadarıyla günlük hayatın  akışında pek önemli etki yaratmadı. Ancak Liderler düzeyinde görüşmelere hazırlık mahiyetinde çalışmalar yapıldığı fark ediliyor. Komşularımız olan Kıbrıs Rum’ları herzamanki gibi bu ziyaretten rahatsız. Sayın Biden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini hatırlatabilecek alametler olan bir yerde görüşmemeliymiş.  İnatla anlamazlıktan geldikleri bir konu var; Birileri bu adaya gelip Kıbrıslı Türk’ler ile görüşüyorsa ve bunu Kıbrıslı Rum’lara ait olmayan bir coğrafyada yapıyorsa daha hangi alametlerden bahsediliyor? Sayın Biden’ın bulunacağı  yer  başlı başına alametin kendisi, daha başka alamete ne gerek varki. Bu konudaki ısrarlar neyi hatırlatıyor dersiniz! Adamızda güneş ve kum çok. İsteyen altın kumlarımıza başını sokup güneşlenebilir.


Konuyu son dönemlerdeki genel bakış açısından değerlendirecek olursak; Doğu Akdeniz sahip olduğu yeraltı zenginliklerini biran önce dünya piyasalarına sunmak istiyor. Bunun sonucunda Avrupa Birliği Ülkeleri gaz tüketimlerinde Rusya’dan gelen doğal gazın  her yıl yarattığı tehdit ve sıkıntılardan kurtulup  biraz rahat nefes alabilecekler. Buna ilave olarak  yeni üretici İsrail Avrupa Birliği ile yakın dost ve Kıbrıs Adasında kurulacak yeni Devletin sahipleri “Bakir Doğumdan”  Avrupa Birliği üyesi olacaklar.


Bugün görünen duruma göre, yapılacak ziyaret her iki tarafta biraz sıkıntı, biraz umut yaratacak. Umuyoruz sıkıntılar az olur,  öneriler ise gerçekleşebilecek boyutlarda olur ve masaya hazır dosyalar konmaz.