Yıllarca aşağıladıkları, sövdükleri, hakaret ettikleri, her türlü melanetin başı olarak gördükleri Paralel Yapı'ya bugünlerde can simidi gibi sarılanlar var.
Ruh hallerini şöyle özetleyebilirler; "AK partiye gıcığım, o zaman cemaatçiyim!"
Bazıları bu çarpıcı dönüşümü, bu akıl dışı çelişkiyi paradoks olarak tanımlayıp şaşırıyor.
Ama bence şaşırtıcı değil.
***
Aslında hep aynı yerdeler. Siyasetin değil bürokrasinin yanındalar.
Geçmişte de ne zaman siyasetle askerler ve yargıçlar çatışsa hemen ordunun ve yarfının yanında yer almadılar mı?

Son bir yıldır yaşadığımız da kendini askeri vesayetin yerine koymaya çalışan Paralel vesayet çetesinin meşru seçilmiş siyasete saldırısı değil mi?
Emniyet ve yargı, bürokrasi değil mi?
Bugün de yine seçilmiş siyasetin yanında değil bürokrasinin yanında hizalanıyorlar.

***
Yıllarca bu ülkede Kürt meselesinin çözümüne, işkencenin, faili meçhulün bitmesine, inkar ve asimilasyonunun sona ermesine engel olarak gördükleri, orduya "kumpas" kurduğunu söyledikleri Paralel Yapı ile bugün kucak kucağalar.

***
Paralel Yapı'nın, Oslo görüşmelerinin başladığı gün düz ova'daki 8 bin KCK'lıya kelepçe takması, 'ifade özgürlüğüne baskı' değildi. Bu arkadaşlara göre, 'Askeri Casusluk' veya 'Tahşiye' operasyonlarında sahte delillerle ,kumpasla insanların hapse tıkılması da "İfade özgürlüğüne baskı" değildi.

Ancak bir özel televizyonun patronunun gözaltına alınmasına, "Türkiye'de basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü baskı altında" diyorlar. Açık açık yalan söyleyerek bir kişi üzerinden tüm dünyada ülkeleri aleyhine algı oluşturmaya, kendi vatanlarını dışarıdakilere ispiyonlamaya, şikâyet etmeye çalışıyorlar.

***
Yıllarca 'kumpas' kuranlarla, yıllarca 'kumpasçılara' sövenlerin bulantı verici dostluğuna tanık oluyoruz. Daha bu yılın başında "Erdoğan'a Yezid demedim" diye açıklama üstüne açıklama yapan Zaman'ın 'sonradan kahramanı' Dumanlı, önceki günkü yazısında baştan sona "Yezid" diyor. Sadece Yezid de değil daha bir sürü yaftalama!

Her işleri böyle. İstedikleri hakareti yapıyorlar, ondan sonra da "Özgür basın susturulamaz!" diyorlar. AK Partililere "Analarını da satarlar" diyen Hürriyet'in eski başyazarı CHP Milletvekili Oktay Ekşi bugün Dumanlı'yı kucaklayıp "Seninleyim" diyor.

'Satıcı' ve 'Yezidçi' kolkola…
Bir kez daha söylüyorum, kısa ve net:
Bu ülkede Zaman ve Sözcü çıkıyorsa o ülkede basın özgürdür. Kimse aksini iddia edemez!

(Aktüel'den)