Türkiye’de yaşıyorsan ve yardıma ihtiyacın varsa, televizyon programlarında boy gösterip, tüm gizli saklını, 70 küsür milyon insanın huzurunda ortaya sermelisin yardım alabilmek için. İnsana başka çare bırakmıyorlar çünkü.

Tabii ki işlerini yapıyorlar ama, şehvet ya da acıma hissini ele veren bakışlarıyla karşılaştığın muhabirler için senin ruhunun incinmiş olmasının hiçbir önemi yok. Sen onlar için sadece bir malzemesin.

Fakirsen, çocuklarına bakamıyorsan, nice sıkıntıyla boğuşuyorsan, hazırlıklı olmalısın. Bir gün, hiç beklemediğin bir anda kapın çalınabilir. Karşında etrafı velveleye vermiş bir basın ordusuyla karşılaşabilirsin. Onlar için, senin o anki şaşkınlığının ya da incinmenin de hiçbir önemi yok. Emin ol, bunu seni kurtarmak ve yardımcı olmak(!) için yapıyorlardır. Bir anda, ne olduğunu doğru dürüst anlamadan kendini herhangi bir sabah programında buluverirsin.

Evin basılmıştır bir anlamda. Senin iznin alınmadan, kameralar burnunun ucuna kadar dayandırılır. Kaçışın da yok. Yüzünü saklamaya çalışırsın olmaz, arkanı dönersin çekmeye devam ederler. Kapıyı kapatsan, pencereden bir açık bulup oradan çekerler görüntülerini. Kendini, en büyük suçu işlemiş bir cani gibi hissedersin bir anda.

Zaten daha seninle hiç konuşmadan, hakkındaki yanlış ya da doğru tüm bilgileri de edinmişlerdir bir şekilde. Ee bu durumda kendini doğru ifade edebilmek için canlı yayına katılıp, kendince her şeyin doğrusunu anlatma ihtiyacı hissedersin.

Fakat kendini doğru dürüst ifade etmeyi başaramazsan, bir anda, sunucu tarafından hor görülür, hiç işi gücü yokmuş gibi her gün bu tür programlara seyirci olarak gelen insanların hakaretlerine maruz kalırsın. Kaçışın yok. Hele biraz sessiz bir yapın da varsa, onlarla baş edebilmen mümkün değil.

Artık tüm Türkiye tanır seni, hatta Avrupa’daki Türkler de. Belki seni ekranlarda rencide etmeden, hiçbir karşılık gözetmeden bu yardımları sana yapmış olsalar, geleceğin daha umutlu olacak. Ama olmaz. Senin gözyaşların akmalı, reyting yapmalılar. Reklamlardan para kazanmalı, sonra da bu paradan sana bağış lütfetmeliler. Onlara açık vermiş ve senin hakkında bu kadar bilgiye ulaşmışlarsa, ekrana çıkmadan yardım da yok elbette.

Bundan sonraki hayatında hazırlıklı olmalısın. Yolda yürürken her an parmakla gösterilip “O kadın/adam” gibi ifadelere maruz kalıp, küçük düşmüş hissine kapılabilirsin çünkü. 

Bu durumda, yargısız infaz edilmiş birisi olarak, ömrün boyunca eziklik duygusu hissetmeye hüküm giydirilmiş bir suçlu gibi hayatına devam etmek zorunda kalırsın.


Hâkim sunucu, avukatlar seyirciler olduktan, devletimiz de buna izin verdikten sonra…

 
Artık, hayata tutun tutunabilirsen.