KADIN ve gençlik kotası nedeniyle birinci yedeğe düşen eski milletvekili Çetin Soysal’ın avukatı Rezzan Hepözdemir’le konuşurken, kurultay seçim kurulunun denetim ve kontrol mekanizmasının tam işletilememesi ile maddi ve bilgisayar hatalarının nasıl oluştuğunu anlattı.

Hepözdemir’e göre, PM oylama sonuçlarına 65 kişi itiraz etti. Dün ilk Çetin Soysal için karar verildi ve diğer bazı itirazlar gibi reddedildi.
Soysal’ın, 60 kişilik PM’ye ilk başta 44. sıradan 602 oyla girdiği açıklanmıştı.
PM’ye giremeyen Erdoğan Toprak, aldığı oya itiraz etti. Seçim kurulu yargıcı da ‘Evet, bilgisayarda kaydırma olmuş, maddi hata yaptık, bütün adayların oyları standart bir şekilde fazla çıkı. Hatayı düzeltiyoruz’ biçiminde karar verdi.
Listeye girenlerden ortalama 100-150 oy indirildi. Çetin Soysal’ın ise 226 oyu silindi ve 44’ten 51’inci sıraya düştü. Kotalar nedeniyle PM’ye giremeyen 45’inci sıradaki Erdoğan Toprak da 38’inci sıraya yükseldi.
Bu arada, İl Başkanı Oğuz Salıcı’nın desteklediği İbrahim Yener de PM’ye girmiş oldu.
Soysal’ın avukatı cuma günü öğleden sonra yeni bir itiraz daha yaptı. “Bu standart bir hataysa herkesten aynı oranda oy silinmeliydi. Sandıklar açılıp yeniden sayılsın; kamu vicdanı rahatlasın ve adalet tecelli etsin!”
Çankaya 4’üncü Seçim Kurulu Müdürü bir komite oluşturarak, maddi hata yapıldığı iddia edilen 4, 5, 6, 7, 8 ve 18 No’lu toplam 6 sandığı açtığını (cuma 20.00), Soysal’ın oyunun 1 arttığını ve sıralamadaki yeri değişmediğinden itirazı reddetti.
Bu arada, düzeltme kararını veren yargıcın cuma sabahı izne ayrıldığı öğreniliyor. İtirazcılar bir kez daha şok oluyor. İtiraz süresi için iki gün daha beklenemez miydi? Siyasi Partiler Kanunu ve partilerin tüzüklerine hakim olan bir yargıcın ayrılmasından sonra yerine 4. Ağır Ceza’dan bir kadın yargıç görevlendiriliyor ve yukarıdaki kararlar veriliyor.
Diğer itirazların bugün sonuçlanması bekleniyor.
Özetle, hakkaniyete ve hukuka aykırı bir şekilde ‘sarı liste’yi delip PM’ye giren Çetin Soysal’ın kadın ve gençlik kotasına takılması ayrı bir şanssızlık değil mi; acılarından sonra...

Gürsel: Liste çıkartmadım

CHP ile ilgili dünkü yazılarımız geniş yankı yarattı. ‘İddialarımıza’ karşı herkes bir şekilde kendini savundu:
Gürsel Tekin “Ben liste çıkarmadım. Tuzak listelerle de ilgim yok. Ben çıkarsam söylerim; nitekim daha önce Önder Sav’a karşı çıkardığımı söylemiştim.”
TOPRAK: HİÇ ALAKAM YOK
Erdoğan Toprak şu açıklamayı gönderdi: “Kurultayda ortaya çıkan farklı listelerle hiçbir alakam yoktur. Kurultay günü ‘Kurultay koordinatörü’ olarak salondan da hiç ayrılmadım. ‘Sarı liste’ İstanbul-İzmir-Kocaeli İl Başkanları ile Çankaya İlçe Başkanı tarafından hazırlanmıştır. Bu liste o arkadaşlarımız ve destek verenlerin ortak görüşüdür.”
AYAYDIN: ADAY OLMADIM Kİ..
Aydın Ayaydın “Genel Başkan’a oy verdikten sonra ertesi gün, 08.30’da spekülasyonlar nedeniyle PM adaylığımı geri çektim. (Benden sonra da Alper Taşdelen çekmiş) Genel Başkan’dan, Erdoğan ve Gürsel ekipleri arasında taraf olmamak, hizipçi olmamak için, izin alarak İstanbul’a gittim ve PM’de oy kullanmadım. 100 kişilik listede ben ve Taşdelen, çekilince liste 98’de kaldı. Bu durumda ben nasıl liste çıkarabilirim.”
ÖZCAN: ‘SAĞLAR’I SEVERİZ’
Mersin Belediye Başkanı Macit Özcan, yerel gazetelere ilan vererek, Fikri Sağlar’ın PM’ye girmemesi için böyle bir girişiminin ve ısrarının olmadığını belirtti, “Sayın Sağlar, partimizin bir üyesi ve sevdiğimiz bir insandır” dedi. CHP Mersin İl Başkanı Mehmet Faruk Akar da, Sağlar’a karşı çıkmadığını, sadece Genel Başkan’la görüşürken, örgüt olarak Ali Rıza Öztürk’ün PM’ye, Mersin Ziraat Odası Başkanının da Yüksek Disiplin Kurulu listesine alınmasını önerdiğini açıkladı.
Peki, bu kadar listeyi kim çıkardı; oyunları kim oynadı?

Mustafa Kemal gibi bir liderimiz eksikti

MACARİSTAN Ulusal Meclisi Türk Dostluk Grubu Başkanı ve Jobbik Partisi Milletvekili Tamas Hegedus yarın Tekirdağ’a bir dostluk ziyareti yapacak. Vilayet, belediye ve Macaristan Cumhuriyeti Tekirdağ Fahri Konsolosu ve Macar Dostluk Derneği yöneticilerini ziyaret edecek. Tamas Hegedus’un Türkiye ile ilgili izlenimleri hayli ilginç. Geçen yıl Tekirdağ’dan gelen heyete karşı üç saat süren bir konuşma yapan Hegedus’un bazı sözleri şöyle:
- “Türkiye’yi yakın takip ediyoruz. Türkiye askerlerle değil, ekonomiyle, yabancı yatırımları çekerek ve insan ilişkisiyle dünyayı kucaklamayı bizlere öğretiyor. Türkiye bizim için tarih boyunca hep sığınacağımız ülke olmuştur. Bugün Türkiye, AB’nin cesur motorudur.”
- “Macaristan gelecekte ilerlemek istiyorsa, yapması gerekenin Asya’ya açılmasıdır. Sadece Asya’ya değil, Ortadoğu’ya da. Ve buna da sadece Türkiye’den geçerek ulaşabiliriz.”
- Türklerin tarih boyunca kazandıkları zaferden de bahseden Macar parlamenter, 1. Dünya Savaşı’nda Karoly Mihaly’nin ülkelerini korumak için 1.2 milyon askeri donattığını, ancak kendilerinin halka önderlik edecek bir liderlerinin olmadığını vurgulayıp “Bizim Mustafa Kemal gibi bir liderimiz eksikti. Biz bunun için kaybettik” dedi.

Mimarlar kendi yapıtlarıyla anılmak isterler taklitleriyle değil!

BEN Ataşehir’de yapılan Mimar Sinan Camisi projesine imzasını atan meslektaşımı ve bu projeyi onaylayan herkesi kınıyorum!
Eğer Mimar Sinan’ın adını yüceltmek isteniyorsanız, bunu bir taklit bir yapıyla yapamazsınız. Çünkü onun yapıtları hâlâ bugün bütün ihtişami ile yerlerinde durmaktadır. Üstün estetik ve teknik anlayışıyla yüzyılına adını yazmış bir mimari, yine bu yüzyıla öncülük edecek bir teknik ve estetikle ismini anabilirsiniz.
Mimar Sinan’ın kişiliği ve
adı, dört yüzyıl sonra yapılan taklit cami ile aşağılanmıştır. Sanattan çok iyi anlayan Başbakanımızın bilgilerine arz ederim.
Nurferi ORTMAN - Mimar, Müh.

Ne Hz. Hızır ne din kaldı

KOSOVA’nın Türklerin yoğun olduğu Prizren’den Ferhat Derviş yazıyor: Türkiye’den (Bayrampaşa’dan) gelenler -asker hariç-, ramazanda kurdukları çadırlar ve konvoylarla siyasi şov yapıyorlar.
Bu topraklarda yardım her zaman vardı. Akrabayı iftar yemeğine davet etmek de bir gelenektir. Eskiden yardımları ve sinilerle taşınan iftar yemekleri fakir ailelere hep Hz. Hızır diye ‘biri’ gönderirdi.
Sokakta bir çocuğa yardım sepetini verirdi ve götüreceği evin kapısını gösterirdi.
Çocuk “Kimden diyeyim?” diye sorduğunda, “Hz. Hızır diyeceksin oğlum” derdiler.
Şimdi ne Hızır, ne din kaldı. hepsi siyaset yapıyor.
Balkanlar’da ramazan flaş şov yani!

Biliyor musunuz

İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi (İBB) CHP’li üyeleri Serdar Bayraktar ve Dr. Hakkı Sağlam’ın, Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a, Büyükşehir’de yeni ilçe ve belediye kurulması yolunda bir çalışma olup olmadığını sorarak “Varsa yeni ilçe sınırlarının oluşum süreçleri ve gerekçeleri nelerdir?” dediklerini...

(Hürriyet gazetesinden alınmıştır)