AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Stefan Füle adaya pazartesi günü geldi, görüşmeler yaptı ve gitti. Geliş amacı Haspolat’taki arıtma tesisinin yapımında Avrupa Birliğinin maddi katkısı olması nedeni ile tesisin açılış törenine katılmak. Resmi programında yazan bu.

 

Kapalı Maraş konusu, Kapalı Maraş'ın Rumlara iadesi, Kapalı Maraş'ın imara açılması veya da 1974 öncesi Kapalı Maraş'ta oturanların geri dönmesi konuları Füle'nin gündeminde değil. Zaten bu konu Füle'nin ilgi alanı içinde de değil.

 

Füle'yi ilgilendiren AB'nin genişleme sorunları ve hedefleri. Sorun varsa çözmek, Avrupa Komisyonunun, Avrupa Konseyi’nin  ya da Avrupa Parlamentosu'nun genişleme ile ilgili tespit ettiği yeni bir siyaset veya gelişme varsa onu üye ülkelerin ilgili temsilcisi veya lideri ile görüşmek ve ileriye doğru atılacak adıma zemin hazırlamak. Füle'nin görevi bu kadar.

 

Füle bu olağan ziyareti çerçevesi içinde adaya gelmişken BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Liza Buttenheim, siyasi parti yetkilileri ve diğer siyasilerle de görüşme yaptı.

 

Füle'ye Maraş konusunu sormakla, Kasaplar Derneği’nin başkanına yırtılan bir ceketin nasıl tamir edilebileceğini sormak arasında hiç bir fark yok. Buna halk dilinde "Quelle Alaka" yani "Kel Alaka" deniyor.  

 

ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Eric Rubin de Salı günü, Ukrayna’daki kriz nedeniyle ertelemek zorunda kaldığı Kıbrıs ziyaretini gerçekleştirmek amacıyla adamıza geldi ve ilgili liderlerle görüşmelerini yaptı. Aynen Füle'nin yaptığı gibi BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Liza Buttenheim, siyasi parti yetkilileri ve diğer siyasilerle de görüşmeler yaptı ve görüşmeye devam edecek.

 

Onun da cebinde Maraş konusu yok. Gerçekte cebinde olan, müzakerelerin hızlandırılması ve Rumların müzakereleri geciktirme çabalarına mani olmak.

 

Öncelikle Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Anastasiadis, müzakereleri hızlandırıp bir an evvel nasıl olacaksa bir çözüme ulaşılabilmesi için çaba sarf edeceğine, hayal satmakla vakit geçirmeyi tercih ediyor.

 

Gerçekte tüm Rum siyasiler bu oyunu, yani halka pembe fakat yalan vaatlerde bulunup,  Türkiye'nin zayıf ve savunmasız bir zamanının bulana kadar bekletme ve oyalama taktiğiyle oynuyorlar.

 

 Son 40 yıldır her hafta ve her fırsatta direkt veya endirekt olarak göçmenlerin evlerine döneceklerini, yurt dışından gelip KKTC'ye yerleşip yeni bir hayat başlatarak KKTC vatandaşı olanların geri gönderileceklerini ve Türk askerinin de adadan atılacağını söylemekten hiç geri kalmadılar. Göz göre göre halkına yalan söylemekten hiç çekinmedi Rum siyasiler bu güne değin.

 

1974 öncesinden çok iyi tanıdığım ve evleri ile işyerleri kapalı Maraş'ta bulunan Mağusa'lı Rum bir aile, daha geçen gün yaptığımız görüşmede kendilerine son 40 yıl içerisinde tam 8 kez resmi merciler tarafından "Hadi gözünüz aydın, bavullarınızı hazırlayın, Maraş'a dönüyorsunuz" dendiğinden ve her seferinde de büyük bir düş kırıklığı ile yerlerine oturduklarından bahsetti.

 

Aynı kandırmaca oyununa gene başlayan Rum liderler, adaya çözüm ve barış getirmek istiyorlarsa halklarına yalan vaatlerde bulunmaktan ve  de hayali senaryolarla uğraşmaktan vazgeçmeliler...

 

Ata ATUN

e-mail: [email protected]

http://www.twitter.com/ataatun

http://www.ataatun.com