Diyarbakır Dicle Üniversitesinde İktisat Profesörü ve dostum olan Ömer Satıcı hoca iktisatçı olmakla birlikte özellikle bölgesel meselelere karşı da kafa yoran ve çözüm üreten biridir. Küreselleşen dünyayı, Ortadoğu’yu ve son Mısır’da yaşananları mercek altına alan Ömer hocanın çalışmasını sizlerle paylaşmak istedim.


Tabii kendisine de, analizini gönderdiği içinde ayrıca çok teşekkür ederim.


Ömer hoca özetle: “Küreselleşme sık sık tartışılan ama nadiren tanımlı bir olgudur. Geniş bir düzeyde, küreselleşme ulusal sınırları yayılan güçlerin insan faaliyetleri üzerindeki etkisinin bir tartışmasıdır. Bu faaliyetler SAVAŞ ÇIKARMA olduğu gibi, hastalığın da, ekonomik, sosyal, kültürel, politik, teknolojik, hatta biyolojik alanda da olabilir.


Küreselleşmeden, buharlı trenden, kamyon filosu ve kargo uçakları için yelkenli ve karavanlara, bağımsız ülkelerin fethine, ulusların görünümünü düzenlemeye, dünyanın yaşadığı parçaların kolonizasyonuna kadar uzanan, olaylara etkisi vardır.


Orta-Doğu’nun yeniden sömürgeleştirilmesi sürecini hatırlarsak, Zaman, olaylara hız verdi. Yüzyıllardır yer alan küresel üretim ve dağıtım ağları ve uluslararası akımların hizmetleri, sermaye ve bilgi akışında bugünkü patlama için belki de piyasaya birkaç mal-hizmet sunumu ve ticaretidir.


Türkiye’deki son gelişmelere bakılırsa, THY’nin hızlı gelişimi, Politikaların değişimi, bu olaylara örnek gösterilebilir. Örnek: Dünyanın en büyük, UÇAK_BAKIM MERKEZİ’nin İstanbul’a taşınacağı fikrinin söylemi bile, kendi başına bir fenomendir. Masum gibi görünen; GEZİ-PARKI olayları, ardından gelen, RANTI kapışma telaşı, ERGENEKONCU- AKP’ci kapışmanın ana nedenlerindendir.


Dikkate edilirse, TMMOB’un, Milli Merkezc’ci lere sunduğu destek ve politika belirlemedeki çabaları, Hükümetin, İstanbul TMMOB’un faaliyetlerini sonlandırma kararına kadar gitmektedir. Globalizasyonu konuşurken, Global Aktörleri de sırlamamız ve isimlendirmemiz gerekiyor.


Bugün ki USA’nın, JAPON’un, ve EU’nun aldığı pozisyon, bunların MAL-alım-satım FAALİYETLERİN de muhatap olacakları Coğrafyaları ve o coğrafyalarda yaşayan toplulukların, bilimsel birimsel ve takımsal çözümlemelerinin tam ve sağlam yapılmış olması gerekiyor.


Kısaca belirteyim. Konumuz ne olacak? Bu konuyu belirleyen Ana Değişkenlerimiz neler olacak? Reklam sektörünün ürettiği binlerce, kelime gibi, aslında anlamı da olmayan yeni üretimler neler olacak? Kelime –Kavram ve imaj ifadeleri gibi, karmaşık ve tamamen bilimsel terminolojik tanımlar gerektiren ifadeler ve üretimlerin Adlandırılması VE ANLAMANDIRILMASI gibi bilimsel süreçler vardır. İşte tam da bu ALANLA ilgili olarak, uyandırmak istediğim EKSİKLİKLERİMİZ vardır.


Şöyle ki; Türkiye’de ve Dünya devletlerinin çoğunda, Sosyal Bilimciler, Özellikle de “Sosyologlar” bence çok büyük eksikliklere sahiptirler.


Belki suçlayıcı bir ifade olacak ama; Türkiye üniversitelerinde okuyan Sosyologlar, daha bir lise mezunu kadar bile temel SOSYAL kavram ve tanımları tartışmalarında kullanmamaktadırlar. Hukukçular, değişim ve gelişimin temel kavramlarını kullanmamaktadırlar.


Sağlık politikalarında devasa değişimler olurken, hasta BAKIMI- hastanın bakım yeri tanım ve terminolojileri değişirken, TV’lerdeki konuşmacı Türk, Kürt, diğer konuşmacılar, gelişen terminolojilerden habersizmiş gibi, TUTUK kalmaktadırlar. Mesleki temel kavram ve ifadeleri çok az kullanıyorlar veya habersizdirler.


Tek başına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hepsine cevap verebilmektedir. Hatta hepsinden daha net bir şekilde cevaplar vermektedir. Üstelik halk dili ile ve halkın CAMİLER de din hocalarından dinlediği kavram ve ifadelerle konuşmaktadır. Oysa bir MISIR’da ki MURSİ’ye yönelik darbede, eski ve yeni oluşan KAVRAMLAR vardır. Bu kavramlar bile uluslararası TV’lerde konuşan, Gazeteciler, Hukukçu, Sosyolog, Siyasetçi ve Bilim çevreleri, Para çevreleri, TMMOB ve Hatta piyasadaki Tüccarların AĞZINDAN duyamıyoruz.


Eski ATATÜRKÇÜ ve ORDU yanlısı, otur YE-İÇ keyfine bak, emret komutanım mantığı gibi “DEVLET’Çİ KÜLTÜR edinmiş, GEZİ_PARKI politikacıları bile hala Üniversiteli Gençlik ağzı ile konuşmaktadır.


Şimdi; Mısırdaki olay bir DARBE midir? Darbe değil midir? MURSİ yanlıları ve uluslar arası destekçileri kimlerdir? MURSİ karşıtı çevreler ve destekçileri kimlerdir? Bu çevreleri birer birer tanımlamaya çalışırsak, hangi kavram ve ifadelerle karşılaşırız?


A- Mursi yanlıları için? I-Mısır’daki Müslüman halk, kimdir?


a-Hangi yaş grubundakiler destekliyor? b-Hangi cinsiyet grubu aktif destek veriyor?

c-Hangi meslek mensupları daha çok destekliyor? d-Hangi iş çevreleri destek veriyor? e- Uluslar arası destekçileri sıralarsak, hangi devletler destekliyor? f- Uluslar arası destekçileri sıralarsak, hangi devletler desteklemiyor?


g-Bu saydığımız değişkenlerin tanımlarını yaparsak, hangi kavramlarla karşılaşacağız? h-Kral nedir? Emirlik nedir? Sultanlık nedir? i-Farklı ülkelerden gelen destekler, hangi sivil toplum kuruluşlarından geliyor? j-Sendikalar destekliyor mu? Uluslar arası sendikacıların siyaset bilinci, MURSİ için ne anlama geliyor?


k-Mısır’da 100.000 kişi başına kaç TEKNİSYEN DÜŞMEKTEDİR? l-MURSI yanlısı, Kaç teknisyen vardır? Kaç BÜROKRAT vardır? m-MISIR Nüfusunun % kaçı, AVRUPA için, İSRAİL için tehlikedir? n-MISIR nüfusunun % kaçı, ÇİN için, JAPON için müşteri anlamına geliyor? o-MISIR nüfusunun % kaçını, AVRUPA ve Amerika aktif olarak, EKONOMİNİN içine katabilmektedir? p- Türkiye’deki hangi Partiler, siyasi çevreler-sendikalar bu grubu destekliyor? q- Biz bu durumda neredeyiz? Kimin yanındayız?


B-Mursi karşıtları için?


I-Mısır’daki Müslüman olmayan-halk, kimdir? Hangi işlerle uğraşmaktadır?


a-Hangi yaş grubundakiler destekliyor? b-Hangi cinsiyet grubu aktif destek veriyor?

c-Hangi meslek mensupları daha çok destekliyor? d-Hangi iş çevreleri destek veriyor?

e- Uluslar arası destekçileri sıralarsak, hangi devletler destekliyor? f- Uluslar arası destekçileri sıralarsak, hangi devletler desteklemiyor? g-Bu saydığımız değişkenlerin tanımlarını yaparsak, hangi kavramlarla karşılaşacağız?


h-Kral nedir? Emirlik nedir? Sultanlık nedir? i-Farklı ülkelerden gelen destekler, hangi sivil toplum kuruluşlarından geliyor? j-Sendikalar destekliyor mu? Uluslar arası sendikacıların siyaset bilinci, MURSİ için ne anlama geliyor?

k-Mısır’da 100.000 kişi başına kaç TEKNİSYEN DÜŞMEKTEDİR? l-MIRSİ yanlısı, Kaç teknisyen vardır? Kaç BUROKRAT vardır? m-MISIR Nüfusunun % kaçı, AVRUPA için, İSRAİL için tehlikedir? n-MISIR nüfusunun % kaçı, ÇİN için, JAPON için müşteri anlamına geliyor?


o-MISIR nüfusunun % kaçını, AVRUPA ve Amerika aktif olarak, EKONOMİNİN içine katabilmektedir? p- Türkiye’deki hangi Partiler, siyasi çevreler-sendikalar bu grubu destekliyor? q- Biz bu durumda neredeyiz? Kimin yanındayız?”diye soruyor Ömer hoca.