Sayıları 35 bin miydi, 40 bin miydi, farketmez, ben bu kadar çok kadını bir arada hiç görmedim.

Esasen dünyada örneği de yok.

Var diyen çıkarsa, hangi ülkedir, bana ismini söylesin.

Söyleyemez.

Çünkü yok.

* * *

Müthiş bir manzaraydı.

Binlerce kadın 90 dakika boyunca hiç susmadı.

Hakemin düdük seslerini bastıracak kadar yükselen tezahürat, hem vefa sergiliyordu, hem şefkat, hem de güvenlik adına teminat.

- Ben buradayım diyordu.

Hatta diyordu ki:

- Taraftarlık, erkeklere bırakılmayacak kadar muhteşem bir görevdir.

İşte, cumhuriyet kadını.

* * *

Bir Beşiktaşlı olarak bana bu manzara haz verdi.

Hiç kıskanmadım.

Çünkü biz de yaparız.

G.Saray da yapar.

Trabzonlular zaten sık sık yapıyor.

Öbürleri de yapmalı.

Bursalı, Sivaslı, Ordulu, Samsunlu, nereli olursa olsun, bütün kadınlar,

tribünleri sevgi yumağına çevirmeli.

Vahdet, kadınla başlamalı.

Zaten her dalda kadın artık öncü olmuyor mu?

Demokrasi, hukuk, ifade özgürlüğü, kültür-sanat, insan hakları, hayvan hakları....

Kadın daima, koşmuyor mu?

İşte, Türk Futbolu’nu da düştüğü bu tuzaktan, yine kadın çıkartacak.

* * *

Ne demek 40 bin kadın?

Nasıl bir rakam bu?

Bazı illerin nüfusundan daha kalabalık. Bazı büyük ilçelerin de nüfusu kadar. Üstelik her sınıftan her türlüsü var.

Velhasıl, Fenerbahçeli Kadınlar, bana moral verdi.

Eğer bu ülkede hâlâ kadına el kaldıran, bıçak sallayan, kurşun sıkan erkekler varsa, onları terbiye etmenin yolu, işte bu tribünlerden geçer.

(Posta)