CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Afyon patlaması yüzde 99.5 sabotaj' açıklamasını hariç tutarsak başkentin gündemi AK Parti'nin 30 Eylül'de yapacağı kongreye endekslendi.

Tabii ki CHP liderinin iddiası çok önemli.

Ancak ne CHP yönetimine bilgi veren 'üst düzey komutan' belli ne de 'yüzde 99.5 sabotaj' iddiasının dayanağı.

Bu arada ne oldu da Kılıçdaroğlu bir gün önce yüzde 99 dediği ihtimali bir gün sonra %99.5'e çıkardı o da ayrı bir muamma.

Kılıçdaroğlu'nun siyasete atıldığı günden bu yana sürdürdüğü 'iddia et kenara çekil' stratejisinin bir parçası değilse Afyon patlaması ile ilgili elindeki bilgileri paylaşmak zorunda.

Bu iddia siyasi hamle olsun diye yapılan Kayseri Belediyesi ya da Apaydın Kampı'na yönelik söylemlerden çok farklı.

Hatırlanacağı gibi Kılıçdaroğlu bugüne kadar çok şey iddia etti ama o iddialar genellikle havada kaldı. 'Ailesinin MİT tarafından izlendiği' de çok ağır bir iddiaydı ama ne yargıya gitti ne de ispatladı.

Baykal'a yönelik 'komployu ortaya çıkarmak boynumuzun borcu' sözünü ise bugün kimse hatırlamıyor. Zaten CHP de işin peşini bıraktı.

Şurası kesin ki, CHP hem Sosyalist Enternasyonal'deki skandal bildirge hem de Afyon ile ilgili açıklamalar nedeniyle zorda. Kendi kendilerine neden oldukları bu kuşatılmışlıktan çıkmak için karşı hamle yapacaktır.

Kuvvetle muhtemel bu hamle de MİT-PKK görüşmeleri üzerinden olacak. Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç dün bunun ipuçlarını verdi. Bugün birtakım iddiaları gündeme getireceği söyleniyor.
AK Parti cephesine dönersek...

İktidar partisi harıl harıl 30 Eylül'deki kongreye hazırlanıyor. Bu kongre her şeyiyle çok önemli. Başbakan Erdoğan'ın son kez aday olacağı, bir bakıma 'veda edeceği' program olacak.

Partinin yeni vizyonu belirlenecek, katılımlar olacak. Arena'daki kongre birçok ilke sahne olacak.
Şu anda AK Parti genel merkezinde birkaç komisyon hazırlığı sürdürüyor. Engelliler için yapılan düzenlemeler ise başka partilere de örnek olmalı. Enteresan bir davetli listesi üzerinde çalışılıyor. Tabii bütün bunlar tali konular. Esas dikkat kesilen, en çok merak edilen konu yeni yönetim ve yeni vizyon.

Erdoğan'dan sürpriz açılımlar gelebilir

Şurası kesin, bu kongre Erdoğan için veda kongresi olmayacak.

Evet, AK Parti'de son kez aday olacak ama bu durum siyasete veda edeceği anlamına gelmiyor. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı artık kesin gibi.

Kongrede Başbakan Erdoğan'ın yapacağı konuşmaya çok önem veriliyor.

Şu anda komisyonlar halinde konuşma metni üzerinde çalışılıyor. Alt komisyonlar konularına göre hazırlıklarını yaptıktan sonra görevi esas komisyon devralacak.

Esas komisyonda Hüseyin Çelik, Ömer Çelik ve Yalçın Akdoğan yer alıyor. Konuşma metninde 'veda eden bir genel başkan'dan çok 'yeni hedefler koyan lider' olacak.

2002'de kamuoyuna açıklanan parti programının 2023 esas alınarak güncellenmesi yapılacak. Konuşmanın ana eksenini de bu hedef oluşturacak.

Tabii ki halen çalışmaların son şekli verilmiş değil.

Ama AK Parti çevrelerinde konuşulanlara göre siyasi ağırlığı fazla; demokratikleşme merkezli açılım politikaları ana tema olacak.

Kongrenin diğer esaslı gündemi ise 'partinin mutfağı'nın yeniden şekillendirilmesi. MKYK'da 3 dönem kuralı yok ama partiye katılımlarla birlikte sürpriz isimlerin yeni MKYK'da olması bekleniyor.

Başbakan hem partiye katılımlar hem de MKYK'da olması istenen kişilerle ilgili anketler yaptırıp, teklifler alıyor. Yeni MKYK'nın oluşumuyla birlikte kabine revizyonları da başkentin en çok konuşulan konuları arasında.
Önümüzde 3 seçim üst üste olunca AK Parti'nin yeni yönetiminde yer alabilmek ekstra önemli hale geldi. Kulislerde çok şey konuşuluyor fakat hem Erdoğan'ın siyasi geleneği hem de AK Parti'de bugüne kadar tecrübe edilen değişiklikler konuşulanlara itibar etmemeyi gerektiriyor.

Çünkü Erdoğan'ın siyaset tarzı farklı.

Herkesi dinliyor, tekliflerini alıyor, parti kurullarını işletiyor ama listelerin son şeklini herkes ilan edilince görüyor.

O yüzden kongre gününe kadar piyasaya çıkacak MKYK ve kabine listelerinin gerçekliğine çok itibar etmemek lazım.


(Bugün gazetesinden alınmıştır)