Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Bayazıt Hacc'dan yeni dönmüştü. "Allah kabul etsin" demek için telefona sarıldım. Biraz sohbet ettik. Belli ki oranın manevi havası çok etkilemişti Bayazıt'ı.

Sesinde bir sevinç vardı bunu hissedebiliyordum. "Hayırdır" dedim. "Meryem, Hacc'ın manevi havası beni öyle etkiledi ki Hacc'da taktığım başörtüsünü çıkartmayacağım, başımı örtmeye karar verdim" dedi.

***

O an bir duraksadım. Hem sevindim hem şaşırdım hem de korktum Sevgili Sevde için.

Onun kelimelerine yansıyan mutluğu ve hissettiklerini yaşaması adına sevindim.

Korktum, zira gözümün önüne Merve Kavakçı geldi.

Şu sahneyi unutamıyorum mesela.

Başı örtülü genç bir akademisyen hanım, milletin iradesi ile seçilip Meclis'e geliyor.

Yaşını almış tecrübeli bir siyasetçi olan Başbakan Ecevit, bunu duyunca kürsüye çıkıyor ve en az kendisi kadar bu milletin evladı olan genç hanıma sesleniyor:

"Burası Cumhuriyet'e meydan okunacak yer değildir. Biri bu kadına haddini bildirsin!"

Bunu emir telakki eden DSP'liler "Dışarı, dışarı" diye tempo tutarak Kavakçı'yı milletin Meclis'inden kovuyorlar…

Ve Merve Kavakçı'nın evine yapılan baskınlar, minicik çocuklarına yapılan medyatik tacizler geldi aklıma…

***

Sonra birden artık eski Türkiye'de olmadığımızı hatırladım.

Ve Bayazıt'ın sevincine ben de ortak oldum.

Telefonu kapattıktan sonra gözlerim dolu dolu olmuştu. Türkiye yasaklar zincirinin hepsini bir bir kırıyordu.

Aynı duyguyu TRT Şeş açıldığında da yaşamıştım.

"Ne olurdu on binlerce can toprağa düşmeden başarabilseydi Türkiye ana dilde tv yayınını" diye hayıflanmıştım.

***

Daha sonra AK Parti Denizli Milletvekili Nurcan Dalbudak'la konuştum. Dalbudak da oldukça heyecanlıydı. Aslında Dalbudak'ın Hacc'a ikinci gidişi. İlk gidişinde başını örtmek istemiş ama olmamış. Bu gidişinde Hacc'ın manevi duygusu ve Türkiye'nin normalleşmesi üzerine hür iradesiyle almış başını örtme kararını.

Ardından AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı, başörtülü şekilde medyaya konuştu. Türkiye'nin normalleştiğini, Başbakan'ın haklar konusundaki dik duruşu ile çeşitli kesimlere demokratik hakların iade edilmesinin sonucu olarak örtündüğünü ifade etti.

Böylece Meclis'e başörtülü girecek olan vekillerin sayısı üç oldu.

***

MHP ve BDP tarafından olumlu karşılanan başörtülü milletvekili konusu nedense müzmin mağlup bazı ulusalcıları öfkelendirdi.

Türkiye'nin normalleştiğini gösteren bu durum gel gör ki CHP'nin ulusalcıları tarafından hiç de hoş karşılanmadı. CHP'nin ulusalcı vekilleri ""Başörtülü vekiller Meclis'e gelirse bütün yetkilerimizi kullanacağız" diye açıklama bile yaptılar.

Başörtüsü yasağının hiçbir yasal altyapısı olmadığı halde CHP'liler, başörtülü milletvekillerine karşı nasıl bir yetki kullanacak?

Ne yani, Merve Kavakçı'ya yaptıklarını mı yapacaklar?

Birileri CHP'ye, o günlerin geçtiğini anlatmalı!

Başörtülüleri Meclis'ten kovdukları için CHP'li vekillerin sırtını sıvazlayan medya ve cunta vesayetinin bittiğini söylemeli!

Tarih Ecevit'i affetmedi bu vekilleri affedecekler mi acaba?

***

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay bir televizyonda, "Başörtülü milletvekilleri eğer öyle Meclis'e girerlerse bir kıyafet anarşisi yaratırlar" dedi.

Sonra da bildik politik sakızı çiğnedi: "İnançlara saygımız var kadın milletvekillerimize saygımız var." Nasıl bir saygıdır bu? Sunucunun aklına da "İnançlarını yaşamalarına engel olmak nasıl saygı oluyor?" diye sormak gelmedi.

Altay, "Cumhuriyetin 90. Yılında böyle bir oldubittiyle yapmak olur mu? Bir emrivaki ile karşı karşıyayız. Laikleşme sürecinin tasfiyesine yönelik bir hamle var" dedi.

14 yıl önce Merve Kavakçı ile başlamadı mı bu milletin evlatlarını Millet'in Meclis'inden kovma hikayesi? Nasıl "oldu bitti"den, "emri vaki"den bahsedilir anlaşılır gibi değil.

Ve Altay'ın son cümlesi CHP'nin, "Cahil halk" zihniyetini yansıtıyordu: "Talimatla başlarını örttüler!" ***

Kılıçdaroğlu'nun şahsi olarak başörtüsüne karşı olmadığını biliyoruz. Lakin Engin Altay'ın "Benim düşüncelerimle Genel Başkanımın Kılıçdaroğlu'nun düşünceleri aynı doğrultudadır" demesi, Andımız'ı geri getirmek için mahkemeye koşan CHP'lileri hatırlattı.

CHP bu haftaki Grup Toplantısı'nı basına kapalı yaparak bu konuda tutum belirleyecekmiş.

Umarım CHP, Ecevit'in düştüğü tarihi hataya düşmez.

Umarım CHP, daha fazla millete düşman olma siyasetini terk eder!

Eğer yine halka karşı laikçi militana dönüşürlerse, bırakın iktidar hayali kurmayı, baraj dibine demir atarlar…

(Aktüel'den)