ADALET Komisyonu raporunu inceledim. MİT Kanunu konusunda CHP’liler iki tavır ortaya koymuşlar: Bir, soruşturmaların başbakanın iznine bağlanması yargıya müdahaledir, “soruşturulamaz ve kovuşturulamaz bir zümre” meydana getirecektir... İki, sorunu çözmek için yapılması gereken, özel yetkili mahkemeleri kaldırmaktır.

Ne dersiniz? Bunlar doğru mu?

Fakat CHP’nin istediği gibi özel yetkili mahkemeler kaldırılırsa, başbakan soruşturmalar konusunda bugünkünden çok daha yetkili olacaktır! CHP’liler bunun farkında değil!

CHP’nin dediği olursa

Ecevit döneminde 1999 yılında çıkarılan “memur ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması” hakkındaki kanuna göre, asker ve sivil bütün üst düzey bürokratlar ve belediye başkanları hakkında görevleriyle ilgili soruşturma açılması başbakanın veya onun bakanlarının iznine bağlıdır (Madde 3/ e, h). Fakat bugün savcılar CMK 250. ve 251. maddelerdeki özel yetkiler sayesinde, kimseden izin almadan dava açabiliyorlar, bunun son örneği MİT soruşturmasıdır.

CHP’lilerin dediği gibi 250. ve 251. maddeler kaldırılarak özel yetkili mahkemelere son verilirse, asker ve sivil yüksek bürokratlarla il belediye başkanları, aşağı yukarı üç yüze yakın kamu görevlisi hakkında soruşturma açılması başbakanın veya bakanlardan birinin iznine bağlı hale gelecektir!  Görüyor musunuz, CHP’nin savunduğu çözüm, başbakanın yetkisini azaltmayacak, aksine son derecede artıracaktır! Asıl o zaman “soruşturulamaz ve kovuşturulamaz bir zümre” oluşacaktır!

CHP’liler maalesef muhalefet telaşıyla böyle perakende, çelişkili öneriler ileri sürüyor.

CHP, bir zamanlar

CHP’nin tutarlı, sistemli politikalar ürettiği dönemler olmuştu. O politikaları doğru veya yanlış bulabilirdiniz ama tutarlıydı. 1950 sonlarına doğru liberal Hür Parti’lilerin katılmasıyla CHP “Genel Hedefler Beyannamesi” adıyla çok iyi hazırlanmış bir reform paketi açıklamıştı mesela...

1970’lerde sol aydınların katılmasıyla da “Ortanın Solu” adı altında kendi içinde tutarlı öneriler ortaya koymuştu; bana göre gerçeklikten uzaktı, romantikti fakat tutarlıydı ve etkili de olmuştu.

Bahsettiğim bu dönemlerde CHP yüzde 40’ın üzerinde oy almıştı, bugün yüzde 30’u hayal edebilir mi?

AİHM ve özel yetki

Özel yetkili mahkemeler hem mafya tipi hem siyasi nitelikli örgütlü suçlara bakıyor. CHP sırf siyasi duyarlıkla bu mahkemelerin kaldırılmasını istiyor. Halbuki terör ve diğer örgütlü suçlar hem ihtisas anlamında hem yetki anlamında özellik taşıyan davalardır. Normal soruşturma usulleri ve ağır ceza mahkemeleri yetersiz kalabilir.

CHP’li hukukçuların dikkatini çekmek isterim: AİHM, Tuncay Özkan’ın açtığı dava üzerine verdiği “kabul edilebilirlik kararında” bu mahkemelerin bağımsız olmadığı iddiasını kabul etmediği gibi, özel yetkiyle yapılan soruşturmaları ve tutuklama kararını evrensel hukuka uygun bulmuştur. Tabii davanın bundan sonraki seyrine göre Özkan’ın tekrar başvurabileceğini de belirtmiştir.
(No: 15869/09, gün 13 Aralık 2011)

Özel yetkili mahkemelerin varlığının evrensel hukuka aykırı olduğu iddiasının temeli yoktur. Sorun yetkilerin zaman zaman aşırı kullanılmasıdır. Bunun için ben, en üst düzey kritik devlet görevlerinde soruşturma için izin sisteminin getirilmesini ve bir de tutuklama şartlarının zorlaştırılmasını savunuyorum. Bunun dışında bu mahkemeleri kaldırmak terörle ve örgütlü suçlarla mücadelede büyük zaaf yaratabilir.


(Hürriyet)