Başkanlık sisteminde başkan, parlamenter demokraside ise başbakan patrondur.
Bunu kabul etmiyorsanız, olur mu öyle saçmalık diyeniniz varsa patronun kim olduğunu söyleyeceksiniz.
İki tane amir çıkacak, ben yolsuzluk soruşturuyorum diyecek.
Kime rağmen?
Müdürüne, valisine, bakanına rağmen?
Derdi ne?
Kesin tüyü bitmemiş yetimlerdir. 
Teknik bir problem var kabullenemiyoruz: Devletlerin bir görünen yüzü vardır.. Orada işler kanun, yönetmelik, yargı, karşı dava, savunma vs. ile yürür.
Bir de görünmeyen yüzü vardır ve olmalıdır. Ulusal güvenlik denilen şeyden anladığınız nedir bilmiyorum. Anladığınız her ne ise o ilan panolarına asılmaz. İcraatlarının denetlenmesi yargı yoluyla olmaz. Bazen bazı şeyler feda edilir bazen bedel ödenir bazen yanlış yapılır. 
Eskiden bizde bu işi örtülü şekilde ordu üstlenmişti. Ordu çekilince orada bir boşluk oluştu. Boşlukta başıbozuklar türedi.
Amerikalı bu işi başkana bağlı ulusal güvenlik danışmanı üzerinden yürütüyor. MGK'nın muadili olan bir kurum değil. MGK'nın muadili hiçbir ülkede yok. Bana kalırsa MGK toplantılarının anlamı da yok. Bu hesaba bakılırsa savcı ve amirler o kurula da güvenmiyor. Başbakanlarına da güvenmiyor. Valisine de güvenmiyor. Ama bizim kendilerine güvenmemizi istiyor. 
Ülkemizi emanet ettiğimiz insana değil kendilerine güvenmemizi istiyorlar (teorik olarak).

....

Ara nağme:
Tez elden FBI'ın bir benzerini Türkiye'de kurmak lazım. Onlar federal soruşturma bürosu demiş sen ulusal de. İyi para ver, seçilmiş adamlar al, tayin nakil derdinden kurtar..
Nefret ettiğim insanlar da olsa polisin bir iş adamını, bir belediye başkanını, bir bürokratı sürükleyerek emniyete, emniyetten mahkemeye götürmesini hazmedemiyorum. Bu, polisin işi olmamalı. Yolu da bu olmamalı. FBI muadili kurum bu işlere bakmalı, rencide etmeden soruşturmalı, delilinden emin olduktan sonra. İspatlayabilecek hale geldikten sonra dava açmalı, açılmalı. Herkes ayağıma gelsin şartı mı var, sen git. Ziyaretçi gibi git.
Nedense bu seremoniden büyük bir haz duyuyorlar. 
Birisine suç isnat edenlerin isnatlarını ispat edememeleri halinde ödeyecekleri bir bedel de olmalı. İster savcı, ister polis.. 2001'de yaka paça emniyete sürüklenen afilli operasyon mağdurlarından kaçı hüküm giydi, mahkûm oldu.. Sayanınız var mı?
Beraat edenlere ödediğiniz bir bedel var mı?
(Ara nağme bitti)

....

Hiç kimse yolsuzluk araştırması/soruşturması gibi meşru bir gerekçeyi kılıf yapmasın. Ülkenin en başındaki insana haber verilmeden yapılan her iş gayrimeşrudur/ operasyondur.
Muhalefetin bu işe parti hesabıyla bakması acizliktir.
MİT'in bu işlerden habersiz olması acizliktir. (Haberi varsa o zaman bu bir operasyon değil, karşı operasyondur.)
Bu devletin böyle günlerde bir emirle 15 dakika içinde işgüzarlığa müdahale edecek bir biriminin bir mekanizmasının olmaması acizliktir. 
Kabul edin, yapı çok hantal ve eski.

(Türkiye Gazetesi, 19 Aralık 2013)