Badem şekeri, fındık şekeri, sütlü çikolatlı şeker en favori bayram şekerlerimdi çocukken. Hala da öyle, onlarsız bayram olmaz bana göre. Bizim çocukluğun bayramları bayıcı bir ev temizliği ve her zaman ihtiyaç olandan daha fazla alışveriş ve hazırlık ile özdeşleşmişti. Neden bayram olduğu, neden kutlandığı, neden bize gelenlere sonradan bizim de gittiğimizi veya bizim gittiklerimizin neden hemen bize iadeye geldiklerini anlamaya çalışırdım sürekli. Kimi zaman aynı güne denk gelen bu karşılıklı ziyaretlerde artık yorucu hale gelen tokalaşmalar, sarılıp öpmeler, "eee nasılsınız?","eee daha daha nasılsınız?" diye uzayıp giden mecburi sohbetlerle birleşir ve, tüm bu olanların nedenini anlayamadan ben, sonlanırdı bayramlar. O kadar beklenen, özlenen bayramdan geriye kalan harçlıklar ve bolca yenen şekerler olurdu.

Cici elbiseler, bayram harçlıkları ve şekerlerle anlam kazana bayram kutlamaları, cevabını bulamadığım pek çok nedenden dolayı bana yapay ve zoraki geldiği için biraz büyüyünce içinde bulunmamaya çalıştığım ortamlar oldu. Sonra üniversite ve iş yaşamı ile ben de pek çokları gibi bayramları tatil fırsatı olarak görmeye başladım.

Ancak anne olup, bir de Londra’da çocuk büyütmeye başlayınca durum değişti. Kızımın yaşadığımız kültürde Paskalya ve Noel gibi dini bayramlara, Hint Festivali (Diwali), Çin Yeni Yılı Kutlamaları’na gösterdiği heyecan ve sevinci görünce bizim bayramlarımızı da ona öğretmenin gerekli olduğuna karar verdim. Sözünü ettiğim kutlamalarla rekabet etmek oldukça güç, çünkü yuvalar ve okullarda aylar öncesinden hazılıklar yapılıyor ve her birinin çocuklar için çok heyecan verici boyutları var. Noel’de Noel ağacı süsleme tam bir şölen çocuklar için, sonra Noel Baba geliyor çocuklara hediyeler dağıtıyor; Paskalya’da Hazine Avı var, kenara köşeye yumurta şeklinde çikolatalar saklanıyor ve bulan kazanıyor sonra Paskalya tavşanı var. Diwali ve Çin Yeni Yıl kutlamaları için ise canlı renklerle yapılan fenerler, maskeler, el işi, kes yapıştır gibi bir sürü aktiviteler oluyor. Bizim kültürden uzakta bizim bayramları anlatmak ve sevdirmek çok güç olacaktı kızıma. Biliyordum ama yine de denemek istedim. Ben de işe benim meşhur hikayelerimden birini ona anlatarak başladım:

Ben: “Dalyacığım biliyor musun? Yarın bayram.”

Dalya: “Bayram ne anne?”

Ben: “Bayram Türkiye’de yaşayan insanların Noel’i, Paskalyası gibi bir şey. Çok eğlenceli olur bayramlar. Biz küçükken bayramlar yaz tatiline geldiğinde anneannemin o masalsı evine giderdik. Anneannem kocaman bir yatak yapardı, biz kuzenler yatardık yan yana. Anneannem bayramdan bir gece önce aynı onların çocukluğunda yaptıkları gibi ellerimize kına sürerdi.”

Dalya: “Kına ne anne? “

Ben: "Hani Hintli kadınların ellerinde renkli şekiller oluyor ya, işte ondan".

Dalya: "Ben de istiyorum ondan anne".

Ben: "Tamam kızım bir bayramda Türkiye’de olduğumuzda senin eline de süreriz.”

İşte olmuştu. Onun ilgisini çeken bir noktadan yakalamıştım. Ondan sonra hiç unutmadı Dalya ne kınayı ne de bayramı. İlk kez 3.5 yaşında başlayan bilinçli bayram kutlaması, her sene özellikle Türkiye’de denk geldiğimizde onun için çok heyecan verici. Bayram için hazırlanmak, bayramlaşmak, harçlığını almak, misafirlerin gelmesi, onlara şeker, kolonya ikram etmek ve onlarla oturmak Dalya için bütün kış anlattığı unutulmaz anılar oluyor. O böyle keyif aldıkça benim için de bayramlar daha anlamlı ve güzel. Çocukluğumda cevaplarını bulamadığım pek çok soruya cevap veriyor bu çok kültürlü ortamda Dalya’yla kutladığımız farklı din ve dillerin tüm bayramları, ister Noel ister Ramazan, ister Diwali ister Kurban Bayramı olsun. Hepsinin amacı aynı çünkü, insanları iyi bir şeyler için bir araya getirmek.

Yaşamda o kadar çirkinlik, kötülük varken, iyilik, güzellik hep kutlanmalı diye düşünüyorum. Başka bir bayramda hala sağlıkla nefes alabiliyorsan, koşturmaca içinde yeterince zaman ayıramadığın aileni ziyaret edebiliyorsan, bir dostu yeniden görebiliyorsan, ne zamandır arayıp soramadığın bir arkadaşının hatırını sorabiliyorsan bunların hepsi kutlanmaya değer bence.

Bayramlar kutlanmalıdır. Bir çocuk heyecanıyla geçireceğiniz, sağlıklı, mutlu bir bayram diliyorum.  İyi bayramlar…

  

sadeceanneyim.blogspot.co.uk

[email protected]                                                   

Twitter/sadeceanneyim