Almanya Başbakanı aylardır, bıkmadan usanmadan Yunanistan’ı ayakta tutmak için çırpındı durdu. Hedef  Yunanistan’da çarkların döner  hale getirilmesi. Yunanistan ayakta kalacak ki, Almanya “Aşık Oyunu”na devam edebilsin.
Aşık Oyunu hikayesini Hocamız Sadun Aren’in ölümü nedeniyle bu sutunda sayın okuyucularıma nakletmiştim. Merkel’in Yunanistan’ı kurtarma çabaları konuşulurken bankacı Tanju Özyol, “Merkel’in çabaları normal... O Yunanistan’ı düşünmüyor. Aşık Oyunu’nun kesintiye uğramaması için gereğini yapıyor“ dedi.
Aşık Oyunu nedir? Yunanistan’ın durumu ile Aşık Oyunu’nun ne ilgisi var? Anlatayım.
Koyun ve keçinin arka ayaklarının diz kısmından çıkarılan ve dört yüzü değişik şekiller gösteren kemiğe “aşık kemiği” denilir. Çocuklar bu kemikleri kurutur. Yere düştüğünde farklı şekiller gösteren kemiği tavla zarı gibi kullanarak oyun oynarlar.
Mülkiye’den hocamız olan Prof. Dr. Sadun Aren, dış borçların işleyişini ‘aşık oyunu’nu hikâye ederek anlatırdı.

Para olmadan oyun devam edemez
Sadun Hoca’nın anlatımına göre, “Mahalledeki çocuklardan biri ‘aşık oyunu’nda usta olurmuş. Bütün çocukları ‘üter’ (yener), ellerinde ne kadar aşık kemiği var ise toplarmış. Aşık kemiklerinin tamamı usta oyuncunun eline geçince oyun bitermiş.
O zaman usta oyuncunun canı sıkılır, ellerinden aşık kemiklerini topladığı çocuklara üçer beşer kemik dağıtır... Oyunu tekrar başlatırmış. Her seferinde kemiklerin tamamı gene usta oyuncunun eline geçer... Oyun da böyle sürüp gidermiş.”
Sadun Hoca, “Dış borç işte bu aşık oyununa benzer. Üttükleri ülkelerin elinde para kalmadığını gören zengin ülkeler, arada sırada onlara para dağıtır. Onları tekrar oyuna sokar... Gene üter... Ellerindekini, avuçlarındakini alır.. Sonra gene oyunu başlatır... Oyun da böyle sürüp gider... Ta ki, gariban oyuncular ütülmemeyi öğreninceye kadar...” derdi.
Gelelim Almanya’nın durumuna. Almanya dışında hemen her AB ülkesi krizden etkilendi. Bütçe açıkları büyüdü, borçları arttı.

Borcunu döndüremeyene borç
Eğer ülkeler birbiri ardına borçlarını ödeyemez duruma gelirler ise bu ülkelerin ekonomileri kilitlenir. Ekonominin kilitlenmesi demek, oyundan çıkmak demektir.
Halbuki Almanya’nın oyunu sürdürmesi gerekiyor. Almanya’nın   (2010 rakamlarına göre) ihracatı 952 milyar euro, ithalatı 797 milyar euro. Almanya’nın 155 milyar euro dış ticaret fazlası var. Alman ekonomisinin küçülmemesi için bu dış ticaret fazlasının devam etmesi gerekiyor. Bu malların başka ülkeler tarafından satın alınması lazım. Alıcılar bütçe açıkları veya borçları nedeniyle alımı keser ise, Alman ekonomisi ve halkı güç durumda kalır.
Almanya’nın bu dış ticaret fazlası bugüne kadar Almanya’nın müşterisi ülkelerin cari açık vererek, borçlanmaları sayesinde mümkün olabildi. Unutunuz   AB dışındaki ülkeleri, sadece 27 AB ülkesinin toplam cari açığı 2007 yılında 125 milyar euro, 2008 yılında 255 milyar euro, 2009 yılında 99 milyar euro, 2010 yılında 95 milyar euro idi.
Bu ülkeler açık vere vere alımı sürdürdüler. Almanya’nın fazlasını tükettiler. Bu çarkın eskisi gibi dönebilmesi için bir yanda piyasaya para akıtılmalı, öte yanda borçlanmada kilidin açılması sağlanmalı ki, Almanya “Aşık  Oyunu”nu sürdürebilsin.
Durum rahmetli Sadun hocamızın anlatımı ile böyledir efendim!

(Milliyet)