Dünya bir yıldan uzun bir süredir ‘konsantre’ bir devrimler sürecinden geçiyor.

Kuzey Afrika eski Kuzey Afrika değil.

Kendiliğinden olmadığına inandığım bu değişim rüzgarı, zaman zaman tayfun hızıyla başka coğrafyaları da sarsıyor.

Avrupa ülkeleri ekonomik kriz nedeniyle sarsılıyor.

Sadece ekonomisi alarm veren ülkeler değil, Avrupa Birliği’nin ağır topları da diken üzerinde.

Fransa’da son bir hafta içinde yaşanan gelişmeler, Avrupa’da, ne yazık ki, alıcı bulabileceğine inanılan aşırı sağcı hatta ırkçı yaklaşımların eskisinden daha rahat ifade edilebileceğini gösterdi.

Ankara’daki gelişmelerden pek dikkatimizi Paris’e veremedik ama Fransa Meclisi, İçişleri Bakanı Claude Gueant’ın sözlerini Nazilerle bağdaştıran bir milletvekilinin açıklamaları nedeniyle karıştı. Bu sözleri protesto eden iktidar partisi milletvekilleri salonu terketti.

Gueant’ın sokaklarda namaz ve tesettür nedeniyle İslam medeniyetini kastedip, eleştirdikten sonra, “bizim medeniyetimiz üstündür” şeklindeki açıklamasının Nazilerin toplama kamplarına ilham veren açıklamalarından ne farkı olduğunu sormuştu Sosyalist Partili bir milletvekili.

İçişleri Bakanı Claude Gueant’ın Müslümanlarla ilgili sözlerini bu kez Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin işsizler ve göçmenlerle ilgili sözleri izledi. Sarkozy’nin Gueant’ın sözlerine imza attığını da dipnot düşelim.

Sarkozy, ülkedeki yabancı kökenlilerle ve oy kullanma haklarıyla ilgili bir referandum önerdi. İşsizlerin de önerilen işleri geri çevirme hakkı olup olmadığını sorguladı.

Detaylarda boğulmaya gerek yok, Fransa artık göçmenlere kapıyı göstermeye hazırlanıyor. İkinci sınıf vatandaş olarak gördüğü ve pek çok meslek için şans tanımadığı yabancıları artık daha da alt katmanlara itiyor.

Bunu elbette ülkedeki aşırı sağ oyları alabilmek ve Sosyalist Partili rakibini alt etmek için kullanıyor Sarkozy. Ama son yazılarımda da altını çizerek belirttiğim gibi bütün bunlar sadece seçim hesaplarıyla açıklanamaz. Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan Sarkozy, aynı ayrımcı noktadan hareket ediyordu.

Avrupa’nın diğer ülkeleri de farklı değil. Aynı trend izleniyor yükselen yabancı düşmanlığına baktığımız zaman.

Kendisinden olmayana, alt tabakadaki göçmene, İslami sembollere tahammülsüzlük ve şiddete varan yabancı düşmanlığı işte hep bu ayrımcı bakış açılarından besleniyor.

Kuzey Afrika ve Ortadoğu ileri doğru tarihi bir süreçten geçerken, Avrupa da değerleriyle birlikte hızla uçurumun kenarına yaklaşıyor. 

(STAR)