SAĞLIK

Camgöz'ün 'Kanseri Yen' kitabı best seller oldu

MİHRİŞAH SAFA
ÖZEL HABER

Kanser alanında çalışmalarıyla ünlü Londra’daki Imperial College’ın iki profesörü Mustafa Camgöz ve Jane Platt’ın ortak yazdığı “ Kanseri Yen” adlı kitap, piyasaya çıktığı andan itibaren “best seller” listesinde.


Geçtiğimiz ay sonunda satışa çıkan “ Beat Cancer” adlı kitap, kanserin üstesinden gelmenin yollarını 10 bölüm halinde anlatıyor. Kanser dalındaki buluşlarıyla dünya çapında bir üne sahip olan Kıbrıs asıllı Prof. Mustafa Camgöz, kitabın Türkçeye çevrilmesi konusunda hazırlık yapıldığını belirterek, “Kanser ile yaşamayı öğrenmeliyiz. Kanseri kronik
hastalık olarak görüp, tanımalı ve ona göre yaşamalıyız” dedi.


Kitap, 10 bölüm halinde kanserin üstesinden nasıl gelineceğini anlatırken, neyin yenip, yenmeyeceğini, gen yapısını, çevre şartlarını, kansersiz nasıl kalınacağını detayları ile ele alıp, açıklıyor.


Gazetemize kitapla ilgili bilgi veren Prof. Mustafa Camgöz, gıda maddeleri ile kanser arasında büyük ilgi olduğunun kanıtlandığını belirterek, “ Akdeniz diyeti en sağlıklı beslenme şekli. İçinde meyve, sebze, balık var. Ancak fazla hormon verilerek beslendikleri için tavuk, kırmızı et yok. Hellim yok, hiçbir süt ürünü, beyaz unla yapılmış makarna, kek, ekmek yok.. Şeker yok.. “ dedi.

 
Prof. Camgöz ,Prof Platt ile  birlikte yazdığı kitabın, satışa çıktığı gün sağlık kitaplarında bir numaraya yükseldiğini belirterek, Vermillion yayınlarından çıkan eserin Türkçe ve Polonya diline çevrilmesi için anlaşma yapıldığı belirti.

Prof. Mustafa Camgöz, göğüs kanseri geçiren ve 20 yıldır kitapta yazılanları uygulayarak kanseri yenen Prof. Jane Platt ile birlikte yazdıkları kitabın, herkesin anlayacaği bir dille yazıldığını belirtti. Prof. Jane Platt, Imperial College’da çevre kimyası kürsüsünün başkanı.


Prof. Dr. Mustafa Camgöz ve Prof. Jane Platt

Kitap 10 bölüm


Prof Mustafa Camgöz, kitapla ilgili  gazetemize şunları dedi;


“Kitap 10 bölümden oluşuyor. Her bölümde ayrı bir konuyu ele aldık. Kitaptaki mesajımız kanser ile yaşamak, kronik hastalık görüp, tanıyıp yaşamak. Bu da teraziyi belli bir dengede tutarak oluyor. Gıda ile kanser birebir ilişkili. Bu kitapta kanserden korunmak veya kanser tedavisinin başarılı olması için süt ve süt ürünlerini tamamen yasaklıyoruz. Süte niye karşıyız ? Hayvanların beslendiği ortamlar organic değilse, otla, doğal yolla beslenmiyorlarsa onların sütü ve ürünleri de tüketilmemeli. Kıbrıslılar hellimi çok tüketiyor, lezzetli bir peynir. Ancak keçi dağda, bayırda otluyor, büyüyorsa ondan yapılan hellim az ölçüde yenebilir. Nedeni, taze sütte kanseri hormonunu besleyen maddelerin olması. Ayrıca, hayvanlardan fazla süt alınsın diye o kadar çok ilaç, hormon veriliyor ki, bu doğrudan insana geçiyor. Et de öyle. İnek, tavuk gibi hayvanlar bir an önce büyüsün diye hormone dayıyorlar. Büyüme hormonu, doğrudan yiyene geçiyor. Yine ineklerden süt alınsın diye fazlasıyla hormon veriliyor. Sütlü çukulataya bile karşıyız. Yiyecekseniz siyah bitter çukulata yiyin.


Bunları yiyen herkesin kanser olacağı da zannedilmesin. Normal insanlar bu gıdalara tolera gösterir, kanserli hastalar ise gösteremez. Vegan ve vejeteryanlarde kanser yok denecek kadar az. Biz bunu önermiyoruz kitabımızda . Akdeniz diyeti en sağlıklı beslenme biçimi olarak Kabul ediliyor, ancak balık var. “

Kitap herkese yönelik

 
Kitabın sadece hastalar için değil, herkese hitap ettiğini ekleyen Prof. Camgöz, şöyle devam ediyor;


“Kanser oranı yarı yarıya. Yani iki kişiden biri kanserli. Siz değilseniz, yanınızdakinde var. Erkeklerde 50 yaş üzerinde prostat kanseri yüzde 50. Kitabın tümü  bilimsel delile dayalı. Kök hücre, diyet, genler, egzersiz herşeyi ele alıyoruz. Tamamlayıcı tıb var, alternative tıbbı kanser tedavisinde tutmuyorum. Bizim tutumumuz batı ile doğu tıbbi yöntemlerinin birleşmesinden oluşan en ideal tedavi yöntemleri. Batı tıbbı denince, kemoterapi, radyoterapi, hormone tedavisi.. Doğu tıbbından ise bitkisel tıb, yoga, akapunktur, meditasyon, masaj bileşimini kastediyoruz. Doğu tıbbında bazı bitkisel ilaçların etkili olduğu biliniyor. Ancak bunun nasıl batı tıbbı ile uyuştuğunu bilmiyoruz henüz. Fayda mı yaratır, ters tepki mi verir , bunu işliyoruz.


Kitabın onuncu bölümünü ben yazdım. Epigenetic bölüm . Yani gıda, egzersiz, hayat stili, sosyal yapımız. Bunların gen yapısına etkisi kanıtlanmıştır. Genetik yapımızı değiştirirsek kanser yaratan unsurları kapatabiliriz. Bunları kitapta deneysel insan bazında delilllerle ortaya koyduk.  Kansersiz nasıl kalınacak ? Bunu bir terazi çizerek anlattım. Üzerinizde kanser yapan etkenler var. Devamlı atak altındayız. Hava kirliliği, radrasyon, sigara, gıda, yaşlılık gibi .. Bir de kanseri bastıran etkenler var. İyi beslenmek, temiz hava, egzersiz, kansere karşı bilinçli olmak, mammogram gibi önleyici adımları atmamız lazım. Ek gıdaları almak şart, vitamin , güneş ışığı gibi. Bunların hepsinin azı zarar, coğu kanser yapıcı unsurlar. Radyoterapi çok iyi bir örnektir. Kanseri öldürdüğü gibi, kansere yol açısı etkisi de vardır. Hem tedavi yöntemi, hem de kanser nedenidir. Meme kanserinden sonra radyoterapiden karsoma yani kas kanseri olanlar vardır. Kansere karşı olan çalışan etkenlerin, kanser yapabilecek unsurları bastırması, yenmesi lazım. Etkisiz hale getirmesi gerekir. İşte burada belli bir dengeyi tutmak çok önemlidir.


Kanserden korunmak için insulin benzeri maddelerden (şeker,  karbonhidratlar) uzak durmamız şart. Fazla insulin salgılanması halinde yan tesirler oluşup, kansere gidebilir. Yememiz gerekenler genel olarak organic yetiştirilmiş taze sebze, meyve,genel olarak hayvani proteinlerden uzak durulmalı. Glisemik indeksi düşük , yani az insulin salgılandıran gıdalar tüketilmeli.  GI diyet yani Glisemik Index diyeti en güzeli..


Yumurta konusunda bilim dünyası ayrılmış durumda. Haftada 2-3 iyi görünüyor.


Kitapda dokuzuncu bölümde kanserin politikasını ele aldık. Büyük vakıfların bazı sömürücü tutumlarını ele aldık. Kitap bu konuda da eğitiyor. Okuyucuya balık yemeği değil, balık tutmayı öğretiyoruz. “

Ne yenmeli


Çiğ yenebilecekler;


Ispanak, brokoli, enginar, brüksel lahanası, zeytinyağı, yeşil çay, bitki çayları, marul, tatlı patates,pişmemiş bezelye


Bol yenecekler


Elma, badem, avocado,domates, taze mısır, mantar, turp, zeytin, kırmızı lahana, kereviz, karnıbahar,havuç,patates kabuğu, alfalfa otu, fasülye filizi, patlıcan, taze fasülye, yaban mersini, armut, salatalık, yosun, asparagus, soğan, limon, yeşil limon (lime), mango, papaya, incir, hurma, mandalina, greyfrut, kavun, kiwi, üzüm, soya fasülyesi, kırmızı turp, rubarb, ananas, kiraz, doğal pirinc, çilek, kavunun her cinsi, portakal, muz.


Süt yerine badem sütü kullanılabilir. Siyah çukulata, hindistan cevizi ve ayçiçeği, susam yağı yenecek gıdalar arasında..


Az yenecekler

Kuzu, şarap, kabuklu deniz mahsülleri, kek, pasta, peynir, keçi peyniri, soda, siyah çay, turşu, sütlü çukulata, sirke

 

HİÇ YENMEYECEKLER—BUNLARDAN UZAK DURUN

Sigara, uykusuzluk, stress, üzüntü, endişe, çok çalışma, aspartame, nutraweeet, işlenmiş gıda, mikrodalga yiyecekler, kolalı içkiler