Muhafazakar Parti kendisimi kaybetti? Bilerek veya bilmeyerek yüz yıl öncesinin yüksek derecedeki geleneksel İngiliz ırkçılığı formatında hazırlanan seçim kampanyası, zengin ve soylu aday Zac Goldsmith’e karşı 1947 de bölünen Hindistan’dan müslüman oldukları için Pakistan’a geçip sonradan İngiltere’ye gelen ve otöbüs şöförü olarak İngiltere’de hayatını kazanan bir babanın oğlu olarak sekiz kardeşli bir evde yetişip genelde zor şartlarda okuyup hayata tırnakları ile tutunmak tabirine uygun yetişen Sadiq Khan. Sadik Khan kazandı.

Nereden nereye, görüldüğü gibi fırsatlar insan hayatında önemli rol oynuyor ve çok çalışıldığında günü geliyor ve değer ediyor. Khan 2005 yılında milletvekili olarak İngiliz Parlamentosuna girebilecek kadar iyi çalışıp bu ülkeye entegre olabildi. İngiliz basınına göre “hala müslüman” ve seçim çalışmalarına yıkılmaktan kurtardığı geleneksel “ingiliz pub’ında başladı”, kendi ana dilini iyi konuşuyor ve özünden hiçbir zaman utanmadı. Onbeş yaşında İşçi partisine üye oldu...

Bunları alt alta yazmaya devam ederek uzun bir liste oluşturabiliriz. Nasıl olsa Sadiq Khan seçimi kazandı artık ne kadar övsek yeridir diye düşünmek kolay ve sıradan bir hareket. Bu arada kazandığı zafere bireysel yönden bakarken partisel kazancı atladık. İşçi Partisi bu seçimlerde genel olarak ülke çapında bir miktar kayba uğrarken Boris Johnson’dan boşalan yeri kazanmak hem de Muhafazakar Parti iktidara tek başına geleli bir yıl olurken! Bu başarı öyküsü çok basit ve sıradan günlerin habercisi değil, tersine gelecek ay yapılacak Avrupa Birliğinde kalıp kalmama referandumu dahil pek çok yeni karar ve gelişmenin ön habercisi. Daha sonra ise Londra yönetimi denilen devlet içinde devlet kavramından çevreye yayılacak ekonomik ve sosyal değişim dalgalarının başlangıcı.

Bunları yazarken Kıbrıs adasından 1950 li yılların başlarından itibaren bu ülkeye gelen ve bugün sayıları (İngiliz İçişleri Bakanlığı verilerine göre) üçyüzbini geçmiş olan Kıbrıs’lı Türklerin mevcut yapıya ne kadar entegre olup, zorluklarla mücadele edip entegrasyonları sonrasında kendi değerlerini de taşıyarak yönetimlere ne kadar ortak olabildikleri. Umarız mevcut durum iyi değerlendirilip bugünden itibaren elbirliği içerisinde geçmişte yaşanılan  hatalardan ders alınarak uzun vadeli bir program ile hiç olmazsa iki dönem içinde parlamentoya bir milletvekilinin seçilmesi için çalışma yapılabilir. Bugün için gençlerimizin İngiltere’de partilerle olan bağları ebeveynlerinden daha fazladır. Bu da gelecekten umutlu olmak için ayrı bir sebep.