Başbakan Erdoğan ile Numan Kurtulmuş görüşmesinde can alıcı bir diyalog gerçekleşiyor.

Numan Kurtulmuş görüşme sırasında, "Şunları, şunları iyi yaptınız. Ancak şu konularda ki politikalarınızı gözden geçirmekte yarar var" diye sıralayınca, kendisini sabırla dinleyen Başbakan Erdoğan o sırada söze giriyor ve," Kardeşim" diyor. "Ben sana 2007'de gel demedim mi, gelseydin birlikte yapardık. 2007'de gelmedin. O zaman şimdi gel, bunları birlikte yapalım, güçlü Türkiye'yi birlikte inşa edelim"

"Demokratik Bütünleşme süreci" ni en iyi özetleyen cümle bu.

"Kardeşim gel, Büyük Türkiye'yi birlikte inşa edelim"

Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adaylığını açıklarken, nefsini nefsine tercih etmiş ve "Kardeşim Abdullah" demişti.

Bu kez de Numan Bey'e, "Kardeşim" diyor.

Partilerin bölünmesine de birleşmesine de tanıklık ettik.

Demokrat Parti ile dörtlü takrir yayınlayarak CHP'den ayrılan, Celal Bayar ve arkadaşları tarafından kuruldu.

12 Eylül şartlarında seçimlere 3 partinin girmesine izin verildiği için, süreç içerisinde birleşen de oldu, ayrılan da. Türkeş, MÇP'yi bırakıp eski partisi MHP'nin ismini aldı, Baykal, SHP'den ayrılıp CHP'yi kurdu. Demirel ise AP'yi kapatıp yoluna DYP'de, Erbakan, MSP yerine Refah Partisi'nde devam etti. Halkçı Parti ile SODEP birleşti, solun tek partisi olundu ancak bu bir sinerji sağlamadığı için, sol'un toplam oyları yükselmedi, geriledi.

SHP ile CHP'nin birleşmesi de, CHP'nin, SHP'yi yutması ve kadro kavgalarına sahne olması nedeniyle hayal kırıklığı ile sonuçlandı.

Ülkü Söylemezoğlu'nun başındaki MDP ile Mehmet Yazar'ın Hür Parti'sinin ANAP'la birleşmesi, iki partinin tabelalarını indirip, ANAP'a katılmalarından öte anlam taşımamıştı.

Toplumda bir heyecan uyandırmadılar.

367 yanlışının ardından, DYP ile ANAP'ın DP çatısı altında birleşmesi gibi.

Başbakan Erdoğan'ın Numan Kurtulmuş'u,"Yol arkadaşı" olarak daveti ise farklı bir proje. Burada önemli olan HAS Parti'nin oy oranı değil.

Bu sürecin anahtar kelimesi," Bütünleşme" ise sihirli sözcüğü de, "sinerji"

Geçmiş birleşmeler bize bir şey öğretti. Siyasette iki kere iki her zaman dört etmiyor.

Başbakan Erdoğan, siyasette temiz bir iz bırakan isimleri, "Demokratik Bütünleşme Projesi" kapsamında buluşturmak suretiyle, bir sinerji meydana getirmeye çalışıyor. Stratejik bir hamle yapıyor. Erdoğan-Kurtulmuş görüşmesinden sonra tabandan gelen sinyaller, bunun tuttuğunu gösteriyor.

Süreç içerisinde hem AK Parti'nin hem de HAS Parti'nin nabzını tutmaya çalışıyorum.

HAS Parti,3 noktaya özen gösterdi.

1- Teklif, Numan Bey'in şahsına yapılmış bireysel bir öneri mi, yoksa partiye yönelik bir bütünleşme teklifi mi?

2- 2- HAS parti olarak AK Parti'nin ekonomi, dış politika ve aile politikalarına yönelik eleştirileri oldu. Üç başlık nasıl bir raya oturtulacak?

3- Tayyip Bey'in niyeti ne?

Görüşmede ortaya çıktı ki,

1-Teklif, sadece Numan Bey'in şahsına değil, HAS Parti'nin tüzel kişiliğine yapıldı.

2- Tayyip Bey'in üslubundan, konuşmasından, nezaketinden bütünleşme konusunda samimi olduğu görüldü.

3-Tayyip Bey, hükümetinin politikalarının doğru olduğuna inanıyor. Ama dış politika, ekonomi ve aile politikaları konusundaki eleştirileri de ciddiye alıyor.

Bu tespitlerden sonra, sıra sürecin adını koymaya geldi.

Sürecin adını iki lider birlikte koydu.

Görüşmeden bir anekdot aktarmak istiyorum.

Başbakan Erdoğan-Nasıl isimlendirelim

Numan kurtulmuş- Bütünleşme diyelim

Başbakan Erdoğan- Hah bu oldu.

Peki Numan Bey'in pozisyonu konuşuldu mu?

"Başbakan Erdoğan'ın bu samimi yaklaşımı karşısında, makam pazarlığı yapmak bize yakışmazdı" aldığım cevap bu.

Bu sürecin bir de görünmeyen mimarları var.

Eşler. Yani Emine Erdoğan ile Sevgi Kurtulmuş. Başbakan Erdoğan'ın ameliyatından sonra geçmiş olsun ziyaretine gidince, Emine Hanım, Sevgi Hanım'la özel olarak ilgileniyor. Sevgi Kurtulmuş, 28 Şubat sürecinde başörtüsünden dolayı üniversiteden ilişiği kesilen ilk öğretim üyesi. Kemal Alemdar döneminde, başörtüsü nedeniyle Üniversite ile bağı koparılmış Doç. Dr. Sevgi Kurtulmuş'un.

Geçmiş olsun ziyareti sırasında Başbakan Erdoğan, yemeğe kalmalarını teklif ediyor, yıllar sonra ailece birlikte yemek yiyorlar.

İki ailenin hukuku çok eski. 2007 yılında bir düğünde karşılaştıklarında da Başbakan, "Sevgi Hanım" demiş, "Bu adama bir şey söyle, gel diyorum gelmiyor."

Yuvayı dişi kuşlar yaparmış, bu bütünleşmede eşlerin de katkısı büyük.

(Yeni Şafak gazetesinden alınmıştır)