Kılıçdaroğlu beklenen A takımını açıkladı. Ulusalcı-Ergenekoncu-Irkçı-Kürtçü karması bir takım bu.

Kılıçdaroğlu geleneksel CHP ile yeni CHP'nin sentezini kurmaya çalışmış kendince. Başarılı olmuş mu? Yamalı bohça ne kadar işe yararsa o kadar işte!

Eskiden gelen kadrolarla yeni kadroları, hem de birbirinin tam zıddı düşüncelere sahip insanları MYK'da bir araya getirmek belki dışarıya birlik görüntüsü vermek için işe yarayabilir, ama kesinlikle CHP'yi yeni yapmaz.

"Yeni CHP" dedikleri buysa fazla söze gerek yok...

Parti sözcüsü olarak ulusalcı-statükocu birini atayan Kılıçdaroğlu onun yanına BDP'nin söylemini CHP'ye taşımakla maruf Kürt (çü) birini yerleştirmiş...

O Kürt kökenli CHP'li, CHP'li olmadan önce de AK Parti'nin demokratik açılım siyasetinin dibinin boş olduğunu söyleyip duruyordu. Ama nedense CHP'nin dibi dolu (!) Kürt politikasını Türkiye toplumuna bir türlü anlatmaya vakit bulamadı. Kendisi Kürtçe eğitim isterken, partisi anadilde öğrenimin dışındaki tüm taleplere kapılarını sımsıkı kapatmış durumda. Buna rağmen çıkıp bir tek kelime ettiğini duyan yok nedense...

Mesela, kendi partisinin ağzından "Habur rezaleti" hiç düşmez. "Habur" üzerinden AK Parti'ye yüklenmek CHP'nin klasiklerinden biridir. Ama bizim Kürt kökenli CHP yöneticisi o tarihte henüz CHP'li değilken Habur sürecine arka çıkmakla yetinmeyip AK Parti'yi gerekli cesareti göstermemekle eleştirip duruyordu. Hem de ne eleştiri? Zehir zemberek cinsinden. CHP'li olduktan sonra bir kez olsun "Habur rezaleti" diyen kendi partisini eleştirdiğine tanık olanınız varsa beri gelsin! "Anadilde eğitim olmaz, ancak anadil öğrenimi olur!" diyen kendi partisinin resmi görüşüne rağmen çıkıp da anadilde eğitimi savunmaz. Ama her yerde hâlâ demokratik açılım projesinin dibinin dolu olmadığını söyleyip durur.

* * *

AK Parti Hükümetinin attığı adımlar ortada.

Tek başına TRT Şeş bile yeterli aslında.

Resmi inkarcı paradigmanın toptan yok edilmesi anlamına gelen bu devrimsel nitelikteki adımı hadi görmüyor diyelim bu yeni CHP'li yönetici, devlet okullarında Kürtçe öğrenilmesini niye görmez peki? Partisinin önerdiğini AK Parti bizatihi yapıyor zaten. Peki AK Parti'nin anadilde eğitimin önünü açacak değişiklik önerisini görmemesine ne demeli? AK Parti, Anayasanın Türkçe dışındaki dillerde eğitim-öğretim yapılmasını öngören mahut maddesinin içerdiği yasakları kaldırmayı ve bu konunun özgürlükçü bir anlayışla kanunla düzenlenmesi gerektiğini teklif ederken partisi ne diyor? Bildiğimiz kırmızı çizgi siyasetini izliyor. Öğrenimin dışındaki değişikliklere karşı çıktığını söylüyor. Ama bizim Kürtlük bahsinde kimseye laf söyletmeyen CHP'li yöneticimiz çıkıp tek bir aykırı kelam etmiyor. CHP'nin ulusalcı-ırkçı-statükocu zihniyetinin görünürde taşıyıcı aktörlerinden birini olmayı içine sinderebiliyor.

İnsan az biraz utanır Kürt meselesi bahsinde CHP adına AK Parti'yi eleştirirken değil mi?

Hani CHP Kürt meselesinin çözüm bahsinde veya Kürt vatandaşlarımızın demokratik-kültürel hakları mevzuunda AK Parti'den bir adım ileri bir konumda olsa bu CHP'li beyimizin AK Parti'ye orada burada fütursuzca yönelttiği eleştirilere hak verebiliriz, ama AK Parti'nin gerisinin gerisinde kalan ve statükonun zaptiyeliği rolünü kararlılıkla sürdüren CHP'yi nasıl içine sindirerek savunabildiğini Kürtlük adına anlayan varsa bana da anlatsın bileyim...

* * *

CHP'nin yeni sözcüsü açıklama yapmış: "Arap baharı PKK baharına dönüştü."

Şimdi soruyorum o Kürtlük bahsinde mangalda kül bırakmayan, hatta BDP'yi bile sollayan CHP'li Kürt yöneticiye, partinizin yeni sözcüsünün bu tespitine katılıyor musunuz? Eğer katılıyor iseniz yıllar yılı savunduğunuz "Irak Kürdistanı"yla ilgili düşüncelerinize ne oldu?

Ortada "PKK baharı" diye bir şey yok. Bu da CHP ve bilumum Ergenekoncu çevrelerin uydurması.

CHP'nin yeni sözcüsü, sadece fobi siyaseti izliyor. Aklı sıra AK Parti'yi köşeye sıkıştırmak adına. Aslında ters köşeye yatırdığı, kendi partisindeki o yönetici arkadaşı ve onun gibi düşünen -sayıca az da olsa- partili arkadaşlarıdır.

* * *

Tek Parti döneminin ideolojik-siyasi duyarlılıklarını aynen taşıdığını söylemekten kaçınmayan birilerini CHP'nin tepe yöneticisi konumuna yerleştiren, ulusalcı-statükocu düşünceleriyle tanınan isimleri denge siyaseti adına CHP'nin tepesine yerleştiren, ama araya da farklı düşünen bir kaç yeni ismi katan Kılıçdaroğlu sanıyor ki bu CHP'yle topluma açılacak...

"Yeni CHP" söylemi, bizzat Kılıçdaroğlu tarafından tarihe uğurlanmış bulunmaktadır.

Yani doğmadan ölmüştür.

"Yenilik" iddiasıyla ortaya çıkan Kılaçdaroğlu eskiye teslim olmuştur.

CHP hiçbir zaman aslından kopmadı ki aslına rücu etmiş olsun.

Sanal bir yenilik iddiasıydı CHP'ninki.

* * *

Bu CHP'ye Ergenekon'un ve Esad'ın diktatör Baas rejiminin avukatlığını yapmak doğrusu çok yakışıyor.

Ama bu CHP, demokratik Türkiye'ye hiç yakışmıyor.

Demokrasi yüzyılında nasıl ki Arap Baasçılığına yer yoksa, Türk Baasçılığının temsilcisi olan CHP'ye de yer yok.

Türkiye toplumu artık kesin bir kararla CHP'yi tarihin mezarlığına gömmelidir.

(Yeni Şafak gazetesinden alınmıştır)