Beslenme alışkanlıkları, sağlığın temel belirleyicisi olup hayatımız boyunca değişkenlik gösterebilir. Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmak ve bunu davranış haline getirmek çocukluk döneminde sağlanırsa; yetişikinlik döneminde sağlıklı besin seçimleri rutin haline gelir. Okul öncesi ve çocukluk dönemi yaşamın en duyarlı dönemidir, bu dönemde sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmanın en önemli anahtarı ailelerin sabırlı ve istekli olmasıdır.

Çocukların kaşık kullanmaları zaman alır, fizyolojileri zamanla gelişir. 1-3 yaş grubu çocuklar yavaş yemek yerler,  etrafı kolayca kirletebilirler. Bu dönemde çocukların dikkatleri çabuk dağılır, bu nedenle çocukların beslenmesi için yeterli zamanın ayrılması oldukça önemlidir. Sabah rahatça kahvaltısını yapabilirken, öğlen ve akşam yemeklerini reddebilirler.

Sakin Olun, Kendinizi Suçlu Hissetmeyin!

1-3 yaş arası çocukların gösterdikleri hızlı büyüme ve gelişmeye ailenin uyum sağlaması bazen zor olabilir. Çocuklarınıza yeme alışkanlığı kazandırmak için öncelikle anne ve baba olarak sizin bu konuda rahat ve sakin kalabilmeniz oldukça önemli. Çocuğunuz yemeği reddettiğinde suçluluk duyabilir, birseylerı yanlış yaptığınızı düşünebilirsiniz. Öncelikle çocuğunuzun beslenme alışkanlıklarını fark edin, hangi besinleri seviyor, hangilerini yemek istemiyor bunları sorgulamalısınız. Sizin sorun olarak gördükleriniz, aslında beklide bu sürecin bir parçası olabilr. Yani çocuğunuz  yeterince besin tüketimini gerçekleştiriyor olabilir, çocuklarınızın sizinle aynı porsiyonlarda tüketmesini beklemeyin.

Her Yaş Grubu Farklıdır

Çocuklar her dönemde aynı büyüme hızını gösteremeyebilirler, 1-5 yaş grubu dönemde büyüme hızı ve kişisel farklılıklara göre iştah azalıp artabilir. Normal büyüme eğrisi gösteren çocuklarda 15-18.aylar arasında iştah genellikle en düşük düzeydedir. İştaha bağlı isteksizlik ve değişiklikler davranışlara yansır, bu dönemdeki ailenin çocuğa olan tutumu yetişkinlik dönemindeki beslenme alışkanlıklarına yansır. Çocuğunuzun besin tüketimini arkadaşları ile kıyaslamayın, her çocuk farklıdır, büyüme ve gelişmesi normal ise  bazen öğün atlasa bile sorun yoktur. Bu düzensizlikler birkaç gün sürmesi herhangi bir sağlık problemi yaratmaz. Çocuğunuz ayrı bir bireydir, zaman içerisinde iştahı değişebilir bunun normal olduğunu kabul edin ve anne babalar olarak kendinizi suçlamaktan vazgeçin.

Planlı ve Programlı Sofra Düzeni

Çocuklar genellikle,  örnek aldıkları kişilerin, sevdiği ya da yarış halinde olduğu arkadaşlarının sevdiği yiyecekleri tercih etmek isterler. Bu yüzden sağlıklı bir sofra kurulması, belirli saatlerde aile üyelerinin birlikte  olması oldukça önemlidir.  Çocuklarınızın besin seçimine engel olmayın, mutfağınızda sağlıklı besinleri stoklayın, çocuklarınızın  sağlıklı seçimler yapması için uygun ortam  hazırlayın. Her çocuk doğduğu andan itibaren emme, yeme ve içme içgüdüsüne sahiptir. Acıkmadan çocuğa besin verilmesi, arkasından koşturduğunuz lokmalar, çocuğunuzda iştahsızlığı tepki olarak davranışlarında yansıtmasına neden olabilir.  Ayrıca çocuk seviyor diye sık sık aynı besinlerin pişirilmesi besinlere karşı isteksizliği ortaya çıkarabilir. Günlük aile sorunlarını masada konuşmak,  sürekli yemekler ile ilgili mesajlar vermek, bitirmesi için aceleci davranmak , sofra kuralları konusunda baskı yapmak, herhangi bir şeyin dökülmesi ya da kırılmasına karşı çok tepki vermek çocuğun ayıplanmaktan korkmasına ve gerginliğe neden olabilir. Oysa yemek masası,  sevgi, mutluluk ve ailenin birleşme ortamı olmalıdır. Masayı hep birlikte kurarak, çocuğunuza sorumluluk verin.

İştahsızlığın Nedenleri

Sık sık meyve suyu veya su içmek, şekerli besinleri tüketmek istahsızlığın oluşumunda temel unsurlardandır. Çocuklar genellikle içeceklerden,  yiyeceklere göre daha çok hoşlanırlar. Midesini gelişigüzel içeceklerle dolduran çocuk, ana öğünlerde sağlıklı besinleri yemek istemez. Yemekten 1 saat önce içecek tüketiminden kaçının.

İştahsızlık, davranışsal bir sorun olabileceği gibi besin ögeleri eksikliğine bağlı olarakta gelişebilir. İstahsızlığın nedeni çok boyutlu değerlendirilmeli,   çocuğa uygun çözümler geliştirilmelidir.

PROTEİN:

Yeterli miktarda protein alımı sağlanmadığında bu durum amino asit eksikliği ve iştah kaybına neden olur. Protein kaynakları olarak kaliteli proteinler seçilmeli ve yeterli miktarda verilmedir. Yumurta, süt, yoğurt, balık, tavuk, yağsız kırmızı et, kurubaklagiller çocukların yeterli ve dengeli beslenmesi için mutlaka tüketmesi gereken kaliteli protein kaynaklarıdır. 1-3 yaş grubu çocuklar günde 1 bardak süt, 1-2  köfte kadar et, 1 kase yoğurt, 2-3 yemek kaşığı kurubaklagil yemeği tüketerek bu ihtiyaçlarını sağlayabilirler.

DEMİR

Demir insan fizyolojisi için oldukça önemli minerallerden biridir. Kanda oksijenin dokulara taşınmasını sağlar, vücutta oluşan karbondioksitin akciğerlere taşınmasına yardımcı olur.  Beyin fonksiyonları, bilişsel performans ve bağışıklık için gereklidir. Yetersizliğinde;  demir eksikliği anemisi gözlenir; iştah kaybı, solgunluk, yorgunluk ve bilişsel performansta azalma en önemli belirtilerindendir.  Kırmızı et, tavuk, balık, kurubaklagiller, börülce,ıspanak, havuç, patates, kuru meyveler, bezelye, semiz otu kaliteli demir kaynaklarındandır. Demir eksikliğinin düzeyine bağlı olarak tedavi uygulanması gerekir, demir depoları boş ise depoları tekrar doldurmak için demir takviyeleri alınmalıdır.  Ayrıca demir ile birlikte C vitamininden zengin bir beslenme modeli demir emilimini artırır.

ÇİNKO

Yaklaşık 100 enzim yapısına katılır ve biyokimyasal süreçlerde önemli rol alır. Çocuklarda büyüme gelişmede, bağışıklık sisteminde, tat ve koku almada, iştahın denetiminde yaraların çabuk kapanmasında rol oynar. Yağsız kırmızı et, derisiz tavuk eti, hindi eti,  kurubaklagiller, kuru yemişlerde fazla miktarda bulunur. 1-3 yaş grubu çocukları 2 köfte kadar kırmızı et, hindi veya tavuk, 1 kase kadar yoğurt tüketirlerse günlük çinko gereksinimi karşılanmış olur.

MAGNEZYUM

Kemik ve diş yapısında kalsiyum ve fosfor ile birlikte bulunur. İnsan vücudunda 300’den fazla metabolik reaksiyona katılır. Kas ve sinir sisteminde etkindir. Yetersizliğinde huzursuzluk, mental bozukluk, sinir ve kas çalışmasında sorunlara ve iştah kaybına neden olur. Magnezyum genellikle bilişsel bozukluk, hipertansiyon, kalp hastalıkları, osteoporozi migren, baş ağrıları ve astım tedavilerinde kullanılmaktadır. Bunun dışında fazla magnezyum tüketilmesi B6 vitamini yetersizliğine neden olabilir. En iyi kaynakları ceviz, badem, fındık, kuru baklagiller ve yeşil yapraklı sebzelerdir. 1-3 yaş grubu magnezyum gereksinimlerini 1 kase kurubaklagil ve 1 dilim tam buğday ekmeği, 5 adet badem tüketerek karşılayabilirler.

FOSFOR

Kemik ve diş yapımında görevlidir, hücre zarının yapısında, yüksek enerji oluşumunda rol oynar. D vitamini ve kalsiyum emilimini artırır. Yetersizliğinde,  iştah kaybı, kansızlık, kaslarda fazla kasılma, kemik yapısında bozulma, infeksiyonlara karşı aşırı duyarlılık ve yürümede zorluk görülür. Genellikle proteinden zengin besinler fosfordanda zengindir. Kırmızı et, tavuk, balık, süt ve süt ürünleri kurubaklagiller ve yağlı tohumlar kaliteli fosfor kaynaklarındandır. 1-3 yaş grubu çocuklar içinde 1 kase yoğurt, 1 adet yumurta ve 1 bardak süt içerek fosfor tüketimini karşılayabilirler.

Çocuklarınızın kan değerlerini düzenli olarak kontrol ettirin,  önce iştahsızlığın nedenini sorgulayın ve çözüm için harekete geçin. Sabırlı ve rahat olmanız bu süreçte çocuğunuza olumlu yansır ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmasına yardımcı olur.

Diyetisyen Öykü UMAN

UMANNUTRITION LTD.

[email protected]

42 HARLEY STREET

W1G 9PW LONDON/UNITED KINGDOM