Tiyatro oyuncusu Altan Gördüm kanser tedavisi gören eşi Vahide Gördüm’le yaşadıklarını ilk kez BUGÜN’e anlattı.

Gördüm, “Erken teşhis büyük şanstı” dedi. Başarılı oyuncu Altan Gördüm, eşi Vahide Gördüm’ün durumunu ve hastalığı ilk öğrendiğinde neler yaşadığını BUGÜN’e anlattı. Gördüm, eşinin moralinin beklenilenden daha yüksek olduğunu belirtirken “28 Şubat’ta tedavisi bitecek. Vahide’nin durum uilk teşhiste bu kadar ciddi değildi. Ciddiyeti ameliyatta ortaya çıktı. Ama tedavi iyi gidiyor. Son dört kemoterapi ilacı var. Onlar biraz ağır, ancak radyoterapiden sonra inşallah sağlığına kavuşacak” dedi.

‘Prostatım var’ dedim

Eşine kanser teşhisi konulduğu zaman ne yapacağını bilemediğini vurgulayan Gördüm, o günü şöyle anlattı: “20 Eylül’de check-up yaptırıyorduk. Bir anda içim daraldı, kapının önüne çıktım. Kızım geldi, ‘Baba doktorlar çağırıyor seni’ dedi. Bir film karesindeymişsin gibi düşünüyorsun kendini. 3 doktor, bana ‘Eşinizde beklemediğiniz bir şeyle karşılaştık. Bir kanserli hücre, bir tümör. Erken evrede yakaladığımıza inanıyoruz. Siz uygun bir dille söylersiniz’ dediler. Hemen söyleyemedim. Bende prostat varmış dedim.”

‘Biz bunu aşarız’

Altan Gördüm eşine kanser olduğunu söylerken yaşadıklarını ise şu sözlerledile getirdi: “Vahide ve kanal yöneticisi bir arkadaşımla oturuyorduk. Arkadaşımız gittikten sonra Vahide sordu ‘Hayrola’ diye. Ben de ‘Hayatım durum bu ama biz bunu aşarız’dedim. Daha sonra doktora gittik. Ameliyatta koltuk altına sıçradığı anlaşıldı.”

VAHİDE GÖRDÜM: ÖLEBİLİRİM ACI ÇEKMEYEYİM


Altan Gördüm, aradan bir ay geçtikten sonra eşine “İlk haberi duyduğunda ne hissettin” diye sorduğunu belirterek şunları söyledi: “Vahide bana, ‘Kızım Alize’yi düşündüm. Ölebilirim de. Her zaman insan yakınlarını düşünüyor. Benden sonra ne olacaklar. İkinci aşamada da çekersem ve çektirirsem ne yaparım diye düşünüyorsun. Tabii ki her canlı ölümü tadacaktır ama çekmeyeyim, kimseye de çektirmeyeyim’ dedi. Ben de ‘Bu hastalığı aşmalıyız ve aşacağız, çünkü daha yapacak işlerimiz var’ dedim.”

Hastane kuracağız

Büyük bir arazi satın aldık. Ankara’da iki yüz yataklı onkoloji hastanesi yaptıracağız. Biz zaten dört beş yıldır gücümüz oldukça LÖSEV’e yardımda bulunuyorduk. Ben ve arkadaşlarım bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Şimdi devletten yardım almadan bir kampanya başlatacağız. Ankara’da iki yüz yataklı, VIP katı olan bir onkoloji hastanesi yaptıracağız. Hedefimiz bu. Bu aşağı yukarı elli küsur milyon dolara mal olacak bir şey.

Bu kalp sizi unutur mu?

Yakın çevremden değil ama hiç ummadığımız uzak çevremizden destekler geldi. Mesela yolda yürüyorum, esnaf “Yenge nasıl? Sizin için her akşam dua ediyoruz” diyor. Bir yabancı kadın internetten mesaj atmış. ‘Ukrayna’da Vahide Hanım’a mum yakıp dua ediyoruz’ diyor. Türkiye’nin her yerinden paketler geliyor. Çevremizden tanımadığımız bir mesaj aldık: “Altan Bey hiç tanışmadık ama ben sizleri çok severim. Ne olur samimiyetime güvenin, evinize gelirim işlerinizi yaparım, eşinize destek olurum Seren Serengil...” Bir gün yine bir telefonda ses “Merhaba Altan Gördüm’le mi görüşüyorum, ben Emel Sayın ne olur Vahide’mi benim için öpün, ben onu çok seviyorum” diyor. Mesajlaşıyorlar hâlâ. Erol Evgin de aynı şekilde. Vahide’nin kanser olduğunu duyduktan sonra Hülya Avşar, Seda Sayan, Nilüfer de kontrole gitti. Şimdi Nilüfer ile çok yakın arkadaş oldular. Çok insanın hayatını kurtardık.

Seyirci yemez bunları


Fox TV’de yayınlanan “Babam İçin” adlı dizide rol alan Altan Gördüm, başta Hasan Kaçan olmak üzere ekip arkadaşlarından ve yönetmen Ahmet Katıksız’dan övgüyle söz ediyor. “Hani teşhis tedavinin yarısıdır ya doktorlukta. İyi bir teşhis konulmuş hepsi rollerine cuk cuk oturmuş. Buradaki en büyük sebep Ahmet Katıksız’dır” diyen Gördüm, halen vizyonda olan “Labirent” filminin gişe hüsranını değerlendirirken şöyle konuştu: “Ben filmin içinde bir insan olarak ne kadar objektif olabilirim bilmiyorum. Reklamı yapıldı, basın sahip çıktı ama seyirci sevmedi herhalde. Demek ki bazı şeyleri biz yapamadık ya da yaptık ama seyirciye anlatamadık.” Gördüm, dizi piyasasındaki yüksek ücretlere ilişkin bir soruya ise şu karşılığı verdi: “Verilemeyecek parayı istemem ben. Gazetede okuyoruz Halil Ergün altmış milyardan on üç bölüm peşin alıyormuş. Üçüncü bölümde oynadığı dizi kalkıyor. Nurgül Yeşilçay elli beş diye yazıyor ama yetmiş beş alıyor. Yaptığı son üç iş patladı. Şimdi bir insanın değerini nasıl anlarsın? Bu kadına bir şey emanet etti mi yüklenip götürür o zaman tamam ver ama patlıyor işler işte. Diyarbakır’da iş çekiyor şimdi. ‘Nurgül Yeşilçay’ın dizisini izlemem’ diyen çok insan biliyorum. Bir karakter verdiğin zaman seni o karakterde göremiyor. Mesela Hande Ataizi diye bir hatun vardı hayatımızda. Bir filminde kafasına alıyor kara çarşafı. Seyirci bu kadar aptal değil yani. Burnu üç defa yapılmış, yüzü botoks ile patlayacak, kafasında bilmem ne... Yemez bunları seyirci. Mahsun’un dizisinde de öyle mesela. O başta bir rüzgarla gitti, şimdi düşmeye başladı.”