CHP eski Genel Başkan Yardımcısı ve eski milletvekili Mesut Değer Lozan'dan günümüze kadar yaşananların kronolojik olayları sıralar ve bununla ilgili çalışma yaparken dikkatimi çeken en önemli konularından biri, Beddiüzzaman Said
Nursi veya Said-i Kürdi'nin Kürtler ve Kürt haklarıyla ilgili yaklaşımı oldu. Değer yaptığı çalışmada:


1920 Sevr Antlaşması ile Kürtlere bir devlet kurma sözü verildiğini, Atatürk'ün Sevr Antlaşmasını kabul etmediğini ve Kurtuluş Savaşı sonrasında 1923’de Lozan Antlaşmasının kabul edildiğini belirtir.


Mesut Değer'in çalışmasında tarihi hata ve eksiklikler olabilir ancak okunması ve dikkate alınması gereken hususlar olduğunu düşünüyorum.


Değer; Lozan Antlaşması gereği Şeyh Sait ayaklanamasına, ayaklanma değil, ‘isyan’ denildiği, Şeyh Sait ayaklanmasının çok sert bir şekilde bastırıldığını, Şeyh Sait ve arkadaşları Diyarbakır’da idam edildiğini belirterek söz konusu ayaklanmadan sonra olayların şu şekilde geliştiğini iddia eder.


“15.ŞUBAT 1925'te Şark Islahat Proje başlatıldı ve 24 Eylül 1925 Şark Islahat Proje Kararnamesi yürürlüğe girdi. 1920 – 1927 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Yönetim şekli ÖRFİ İDARE ‘dir.


İsmet İNÖNÜ’NÜN hazırladığı 21 Ağustos 1935 Doğu ve Kürt raporu 1937 Dersim İsyanı;


Dersim İsyanı sadece Tunceli ilini kapsamamaktadır. Başta Tunceli, Bingöl, Elazığ, Erzurum, Erzincan’ın bir kısmı da o dönem Dersim idi. Dersim İsyanı da sert bir şekilde sonlandırıldı. 1937’de ‘’Kürtlerin Mevcudiyetini’’ reddeden ve onlara dağ karı üzerinde yürüdüklerinden ‘kart,kurt’ sesi geldiği için ‘’Dağ Türkleri’’ denilen Kürtlere acımasız önlemler yürürlüğe konuldu.”diyor.


Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili Mesut Değer şu tespitlerde bulunur:


“BEDİÜZZAMAN SAİD-İ KÜRDİ (1876-1960) Said-i Nursi’nin kişiliğinin iki farklı unsurunu oluşturan DİN ve KÜRT SORUNU olmuştur. Said-i Kürdi, kendisi gibi Kürt olan Selahaddin Eyyubi’nin kişiliğinden çok etkilenir.


Said-i Kürdi, 1907 yılında İstanbul’a giderek Sultan Abdülhamit’e bir dilekçe ile Kürtlerin isteklerini iletmiş, Kürdistan’daki eğitim sisteminin Kürt halkının ihtiyaçlarına cevap vermediğini iletmiştir.


Kürtçü isteklerin dönemin padişahı tarafından kabul görmemesi üzerine tutuklatılmıştır. Said-i Kürdi’i; Kürtçe eğitim – öğretime büyük önem vermekteydi. Ve 2 düşüncesi vardı.


Ulusal Birlik, Dini uyanış ile birlikte uygarlık düzeyinin yükseltilmesi için teknik sanatlar öğrenmek ve ileri gitmektir.


Said-i Kürdi, İslamiyet ile Kürt kişiliğini bağdaştırmaya büyük özen göstermiştir.


Said-i Nursi’nin düşüncesinde bağımsız bir Kürdistan yer almıyordu. Nurculuk akımının kurucusu Said-i Nursi, 19 ve 20. Yüzyılda yetişen ‘’ En büyük Kürt dehalardan biriydi.’’ Bu Kürt dehasının Kürt kimliğine sahip çıkarak genel düşünce yapısı ve hayat tarzı bakımından incelendiğinde esas olarak ‘’ İSLAM’A ‘’ hizmet etmiş olduğu görülür.


Ankara ile arasındaki rahatsızlığın kaynağı onun ‘’ İSLAMİ ‘’ Düşünce ve hayat tarzından kaynaklanmaktadır.


Ancak bu Rahatsızlıkta onun Kürt Kimliğine olan duyarlılığın payı da vardır.”diyor Mesut Değer.


1937 yılından 2000'li yıllara kadar Kürtlere karşı asimilasyon ve inkarın devrede olduğunu ifade eden Değer;


“1927 – 1947 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yönetim şekli ise UMUMİ MÜFETTİŞLİK ‘TİR tir.


1935 yılından sonra UMUMİ MÜFETTİŞLİK MERKEZ şeklinde yönetildi.”dedi.


Öcalan'ın Amacı Marksist Kürdistan!


CHP'li Değer; 1970’de Abdullah ÖCALAN bir Kürt Devleti kurmak için Marksist Leninist Temelinde PKK’yı kurduğunu ve 1947, 1970, 1986 yıllarında sık aralıklarla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde SIKIYÖNETİM ilan edildiğini hatırlatarak dönemin YDH Lideri Cem Boyner'in şu sözünü de hatırlatmaktadır.


“CEM BOYNER 22 ARALIK 1994'te; '25 yıldır Kendi toprağını bombalayan, kendi vatandaşını öldüren başka devlet var mı?'


26 ARALIK2009 yılında ise “Türklerle Kürtlerin kardeşlik mayası bozulmadan kavga bitmeli”der.


Değer; “KÜRTLER ise, kendi içinde kilitli Kürdistan’dansa Avrupa’nın bir parçası olmayı tercih etiklerinden % 83,3’ü AB ‘ye EVET demektedirler.


KÜRT AYDINLAMASININ ÖNÜNÜ AÇAN LENİN’İN BARIŞ BİLDİRGESİ


1917 Yılından sonra Ekim Sosyalist Devrimin etkisiyle Kürt halk kitleleri de kendi esaretçilerine karşı ulusal kurtuluş mücadelesini etkinleştirdiler.”diyor Mesut Değer...