Panik bozukluğun en önemli belirtisi “kötü bir şey olacakmış hissidir.” Kişi başına kötü bir şey geleceğinden, öleceğinden, çıldırmak ve delirmekten, kontrolünü kaybedeceğinden korkar.

Panik atak sıklığı genelde değişkendir. Tek bir günde birden çok atak yaşanabileceği gibi, bütün bir yıl içerisinde sadece birkaç atak geçiren kişiler de olabilir. Panik ataklar sadece panik bozukluğa özgü olmadıklarından kesin tanı için yeterli değillerdir. Panik ataklar, bir çok psikiyatrik bozuklukta görülebilir; özgül fobi, sosyal fobi, travma sonrası stres bozukluğu, depresif bozukluklar gibi… Panikatak kadınlarda erkeklere oranla 3 - 4 kat daha fazla görülmektedir.Daha çok genç erişkin dönemde başlar. 35 yaş civarında daha çok görülür. 45 yaşından sonra nadirdir. Panik atak genelde 5- 20 dakika sürer. Nadir de olsa bir saat kadar uzun sürebilir. Genel gerginlik ve sinirsel rahatsızlık duyguları ile yavaş yavaş ve sinsi bir biçimde başlayabilir ya da ani bunaltı ataklarının birden patlak vermesi ile kendini gösterebilir.

İlk panik atağı çoğunlukla kendiliğinden ortaya çıkan bir ataktır. İlk belirtiler genelde aşırı bir korku ve ölecekmiş gibi olma duyumudur. Kişiler kalp krizi geçirdiklerini düşünürler. Hatta, kalp çarpıntılarının ve göğüslerinde duydukları ağrının ölmek üzere olduklarının birer belirtisi olduğuna inanırlar. Panik bozukluğu olan kişiler, fobik bozukluk, depresyon, iki uçlu duygu durum bozukluğu, saplantı zorlantı bozukluğu sıklıkla birlikte bulunabilir. Panik bozukluğunda nöbetler dışında kişiler genelde sağlıklı bir görünümdedir.

Tedavi sonrası rahatsızlığın tekrarlama riski az da olsa vardır. Özellikle sadece ilaçlı tedavi uygulandığında yeterli güven ortamı oluşmadığından geri dönüşler daha kolay hale gelmektedir. Hipnozla desteklenen psikoterapi yöntemlerinde ise geri dönüşler daha zor olmaktadır. Panik atak krizi esnasında görünen belirtiler ise o kişide panik atak yaratan geçmiş olaylarda yaşanan olaylarla bağlantılı sıkışmış kalmış duyguların boşalma çabasından başka bir şey değildir. Bu duygular hipnoz tedavisi sırasında tedaviyi başarılı kılmada çok işe yararlar. Boğazda tıkanma hissi kişinin geçmişte bunu yaratan ilk olaylarda bağırması ya da bir şey söylemesi gereken ortamda bu eylemi gerçekleştirememiş olmasıdır. Korktuğu halde bağıramamış, yanıt verememiş, ağlayamamıştır. Ve sıkışmış tepki olumsuz duygu haline dönmüştür. Yani geçmişin hipnoz hali devam eder. Zaten panik atak krizi başlı başına hipnoz halidir. Bilincimizle kontrol edemediğimiz her durumda hipnoz hali var demektir. Biz de kişinin oluşturduğu bu hipnoz halini, hipnoterapi ile çözmekteyiz. Panik atak sırasındaki korku hali gerçek korku değildir. Gerçek korku,hayatta kalabilmemiz için gereklidir. Kişinin hissettiği korku, daha önce yaşadığı bir korkuyu hatırlatan obje ya da etmen ile yeniden karşılaşma korkusudur. Bu çocukluğunda kendisine saldıran bir köpek, vurulurken korktuğu bir iğne, ya da korkusunu göstermemek için bastırdığı duyguları olabilir.

Hipnoterapi,gerçekle bağdaşmayan bu olumsuz duyguları bilinçaltından kaldırmaya yarar,bilinçaltına artık tehlike olmadığını öğretir. Tedavi şansı nedir? Hipnoz destekli psikodinamik psikoterapilerle yapılan tedavilerde başarı şansı yüksektir. Eğer tedavi protokolüne, uygun bir ilaç da eklenirse tedavi olma ihtimali % 90'lara kadar yükselmektedir. Sadece ilaçlı tedavide bu oran düşmekte, üstelik geri dönme ihtimali de bir hayli artmaktadır.

Panik ataksız, güzel ve huzurlu günlere ulaşmak için arayın.

Tel: 07766077155

Sezer Ergör (Culculoglu)

Uzman Psikolog &