BÖLÜM.3


Değerli okurlarım; PKK Lideri Öcalan'ın son bölüm konuşmasına geçmeden önce 1 ve 2. bölümle ilgili bazı okuyucularım söz konusu videodaki konuşmaların montaj ve gerçek dışı olduğunu iddia ettiler. Şüphesiz Öcalan'ı sevenlerin montaj demeleri, inanmamalarını anlayabilirim ancak Öcalan'ı 20 yıldır takip eden biri olarak bunları zaten yazıyordum.


Bugünlerde yaşanan tüm skandallara muhattap olanların tek sığındıkları “replik”; montaj, komplo ve iftira limanıdır. Ancak ne yazık ki, Öcalan'ın videosu gerçek ve kuşku götürmez ağzından çıkan sözlerdir.


Devamında Öcalan diyor ki; “Devleti anlamıyanlarla savaşmak demektir. Şimdi bunları şunun için söylüyorum. Devlette savaştı tabi savaşmadı değiller. Ama bende PKK ile savaştım. Benim yapacaklarım var.


Milyonlar şu anda şey işte mecnun gibi tapıyorlar, peygamber gibi...


Ben Suriye'de onun için tek bir adam bırakmadım.


Ben de sonra oynayabilecekleri bir adam kalmaması için, hatta kesinlikle, işte Alevilik malevilik şeyiyle 85'ten itibaren Dursun Karataş'la, biz aleviyiz, solcuyuz Apo bilmem sünnidir. O zaman işte Cemil Esad'la dirsek temasına girdim.


85, neredeyse bizim ayak kaydırılıyordu, o zaman tedbirimi aldım biraz.İki, o Memet Şener vardı, geldi..Bunu askeri lojmanlara aldılar hemen. askeri lojmanlara aldılar. Bana son günüme kadar hikaye diyor tek bir şey almadılar. Suriye alternatif bulamadığı için bana mecbur.


Daha doğrusu alternatiflerin hepsini ben zamanında etkisizleştirdiğim için. (Burada herhalde PKK'nin içinde infaz ettiği başta Mahsun Korkmaz olmak üzere 3 bin PKK militanları da kastediyor)Ferhat üzerinde, Osman üzerinde. Çok çalıştığını ben biliyorum yani.Isfahana götüreceklerdi bunu.


93'ten beri olağanüstü çalışmışım. Bir Cuma'yı tekrar dikkatinizi çekiyorum. Cuma'yı kontrol altına almayı, ama Talabani üzerindeki çalışmalarım çok iyi. Bizim içimizde de sapık adamlar grup grup imha yapıyorlardı. Binlerce o bizim insanları ve halktan ve askerden insanları anlamsız, yani bana göre şiddet hiç böyle uygulanmaması gerek.


Yüzde 95, ha bu gün onuda söylediler yüzde 95 herhalde o kavramdı. Herhalde tartışıyorlar, hatadır yüzde 90, herhalde o anlamda söylemişim. Doğru. Yüzde 95 şiddet şeyini yanlış buluyorum, yüzde 5 benim kabul edebileceğim meşru savunma sınırları dahilinde, uygun bulacağım şey yüzde 5 tir. Yüzde 95 e karşıyım. Şimdi iyi anlıyorum onu şeyettiler. Şimdi herkes şiddeti övmemi istiyorlar.


Tayfun Talipoğlu var. Git söyle bunlara bana bir ışık yakılsın. Gidin bulun görüşün.


Bunlarla beni uğraştırmayın. Şahidimdir. Genelkurmaya söylüyorum lütfen beni ezmeyin fazla. Devleti tanımadan devlete karşı çıkmaya kalkıştık. Fazilet biliyorsun hata da ısrar etmemektir.


Benim o 93'ten beri, daha önceleri de var aslında.


O değerlendirmelerime bakarsan bir çığlık var aslında. Ama ben zordayım bana elinizi uzatın.


Burada eğer devlet görevlileri kusur yapıyorsa, bizim diğer arkadaşlarada söyleyeceğim, bunu hepsi kabul eder. Hepsi buraya kadar kinli zaten. Olduğu gibi Türkiye ile birlikte yürürler ve kazanacağız. İddiaların doğruluğunuda, çoğunuda , onuda kabul ediyorum.


Gerçekten devletin çok uygun bir hizmet, uygun bir devletin gücü, devletin toplumu olabilecek, demokratik bir toplumu olabilecek dev gibi bir çalışma şimdi yapabilirim. Bunu yapmaya çalışıyorlar aslında. Eğer devlet bana çalışma imkanı verirse, çok açık söylüyorum, inanılmaz girişimler ortaya çıkacak.


Ben dün şeyi söyledim. Doğu'daki halkın Cumhuriyet'in taze kanı haline getirilmesi sözkonusu. Gel diyorsun şu doğru şunu yap, yapayım benim için emirdir diyorum. Ben devletin bir eri gibi, oldukça akıllı bir eri gibi...


Düşmanlığın en büyüğü bana yapılmıştır. Benle devlete yapılmıştır. Neden biz ittifak etmeyeceğiz?


Neden ben devletle birleşmeyeceğim?


Ben neden devletin bir eri olmayacağım?


Devlet adamı olmak mı çok büyük bir olaydır?


Bu en iyi devleti doğru tanımakla olur.



Ben diyorum ki iğne ucu kadarda olsa hizmet... Hiç bir şey istemiyorum rütbe, şu bu, sadece çalışma imkanı istiyorum.Yüzde 90 eylemlere karşıyım diyorum. En büyük sevgi bendedir belki yine şaşarsın. En büyük hizmet tutkusu bende, ama en derin, gerçekten söylüyorum.Apo ortaya çıkan durumdaki adam değil çok farklı biri olacak. İş yapacak, hizmeti olacak. Milyonlarca insanın gücünü ilaç gibi kullanacağız diyorum tekrar.


Hiç çekinmeye gerek yok. Devlet olarak alet ol demiyorum. Taşerondan ziyade şu var buranın şeyleri hazırdır. Buranın kitlesi hazırdır. Bütün alt yapısı hazırdır. İran'da da hazırdır, orada da hazırdır. Kafkasya'da daha çok hazırdır. Direkt devlet yapamaz şimdi neden neden çok önemli. Direk Türkiyenin kendi gücüyle, halk zordur biliyorsun. ABD bile dünya gücüdür o bile taşeron kullanır.


Başka çaresi yok Başka çaresi yok! Dünyada en büyük güçler bunu yapar. Türkiye ölçülerinde hiç bir devrimci bunu yapmaz.Hep işbirlikçi derler, uzlaştı teslim oldu derler.


Ama ben yaptım. Yani şu ülkede şu tehlike diye, hepsi benim için çocuk oyuncağı. Ortadoğu'da hangi ülke olursa olsun, Avrupada hangi ülke olursa olsun. Rusya'da olsun, neresi olursa olsun. Yani o güçler biraz şeyini birleştireyim. Dünya nasıl idare edilir.”diyor Öcalan.


Burada da Kürt halkını nasıl taşeron olarak kullandığını Öcalan iftiharla anlatıyor. Eee yakışır çok Sayın Öcalan'ımıza...

Allah kahretsin şeye ineyim tekrar. Tek şeyim Apo iyi çalışır, görevini becerir. Bunun bazı küçük basit olanaklarını isteyeceğim. Şu anda milyonlarca insanı bağlayabilirim bu devlete. (Koca bir halkı babasının uşağını sanıyor, sanırım) Mimar gibi bağlayacağım ben başka bir şey demiyorum.


Kürt olayında üç, dört, beş, on ülkeye tonlarca istihbarat bilmem parayla dev bütçelerle yapamadığını tek başıma kuruş masraf ettirmeden dahada fazla kattırarak devlete ben yürüteceğim.”diyor.


İşte sevgili halkım; gözünde büyütüp Kürt Halk Önderim dediğin Çok Sayın Öcalan budur.


Bundan fazlasını ondan beklemeyin. Tarihte eğer Kürt halkı hüsrana, başarısızlığa, piyonluğa maruz kaldıysa, unutmayınız ki, bunun tek nedeni Şeyh Said'i ele everen Binbaşı Kasolar ve halkın davasını havada satan Öcalan gibiler yüzündendir.


Öcalan hiçbir zaman Kürt halkının umudu, Türk halkının çözüm anahtarı olamaz. Tek çözüm anahtarı 76 milyon milletin kardeşçe birbirine sarılması, kucaklaması ve sevmesidir.