Benzin fiyatlarına Türkiye’de yine zam geldi. Türkiye, dünyada en pahalı benzini kullanan ikinci ülke. Avrupa’da bir çok ülke de bu listede.  Bu durumda biz de Avrupa’lı sayılırız diye sevinenler var.  ‘Bizim için bir şey değişmedi, yine aynı; 30 TL’lik benzin alıyordum yine  o kadar alacağım’ diyen yurdum insanı var. Zam, durumu değiştirmedi, ses getirmedi.


Hal b
öyleyken; trafiğe kaydı yapılan motorlu araç sayısı geçen yıla oranla artmış. Dolaysıyla benzinve motorin tüketimi de artmış.


Dünyanın en ucuz benzini Venezuela’da ve ardından bunu Ortadoğu ülkeleri takip ediyor. Buna rağmen Bahreyn’de yolda yürürken ilginç bir olay başıma geldi:


Yanımda aniden duran arabanın bana yol soracağını sanarken; arabanın camından bir el uzandı. Elini  havaya açmış, dua eder gibi bekliyor. ‘Allah rızası için’ diye başlayan ve hepimizin bildiği cümlelerle devam ediyordu. Ne kadar zor durumda olduğunu, paraya ihtiyacı olduğunu, benzin parası bile olmadığını dile getiriyordu.


Şaşırdım kaldım, kalakaldım. Market poşetleriyle eve yürüyerek dönmeye çalışan ben; arabalı dilenciye ne diyeceğimi bilemedim. Benim cevabımı  beklemedi tabi  ki ve sonunda hızla yanımdan uzaklaştı. Bir şey  söyleyemeyince; para da vermeyeceğimi anlamış olacak belli ki. Araba uzaklaşırken ben hala “bu neydi şimdi” dercesine arkasindan bakakalmıştım. İleride tekrar başka birisine el açtı.   Bir Ortadoğu ülkesinde, ‘Allah versin’ diyeceğim ama vermiş zaten ‘petrol’ daha ne olsun.


Benim  yurdum’ insanının dünyanın en pahalı benzinini kullandığını düşündükçe; değil dilencisinin orta halli insanının bile aracına binmekte zorlandığı geldi aklıma. Bizim standartlarımızın üzerinde zengin bir hayat şu dilenci hayatı…


Çöl ikliminde gündüz sıcaklarında yolda dilenciye rastlamanız pek olası değil. Benzin sudan ucuz ne de olsa! Bahreyn’de benzin fiyatları neredeyse bir avuç bozuk paraya denk geliyor. Sebebi bu olsa gerek diye dilenciyi anlamaya çalıştım. Ama dünyada böyle arabayla dilencilik yapılan başka bir yer var mıdır bilmem? Klimalı otomobilde ‘dilenci” olmak modern bir dönüşüm olsa gerek…


Uzun bir süre kendime gelemedim o anı tekrar tekrar yaşadım. Bu olay, tüm dilenci özelliklerini aklımdan silip süpürdü.. Alışık olmadığımız bir durum. Motorlu araç sahibi ve dilenci! Pek yan yana duracak iki kelime gibi durmuyor. Yayadan para istemek için duruyor!


Fakirlik, modern dünyada nasıl da şekil değiştiriyor? Belki de bu durum, ülkeden ülkeye farklı biçimlerde kendini gösteriyor.


Dilencilik de kolay yoldan para kazanmanın bir yolu. Bizim kültürümüzde kısa veya basit yoldan para elde etmeyle ilgili birçok hikaye var. Kolay yoldan para kazanmak, toplum tarafından kabul görülmek ve zenginlik –özellikle doğu kültüründe küçük yaşta öğrenilir.


Bunun sebebi belki de aynı refahın çalışarak elde edilmesine olan inancın az olmasıdır.


Hikayelerde geçen hazineler, mücevherler, fantastik dünyanın süsleri ve bahşedilen zenginlikleri hepimizi heyecanlandırıyordu. Masallarda olduğu gibi dileklerimizi hemen elde etmek istiyorduk. ‘ Dile bende ne dilersen’le başlayan dilekler ve  mutlu sonla biten sihirli masallardı bunlar.


Şimdi de ‘zengin olmayı dilemek hepimizin hakkı ama mücevherlerden ziyade ‘petrol zengini’ diye bir ifade var. O da aynı derece bir zenginlik!


Benzin dilenen insanlardan oluşan bir topluma dönüşmemek için teknolojiye ve ‘akaryakıt kampanyalarına’ güveniyorum. Bambaşka şekillerde dilenciler görmemeyi umuyorum.


Bir de, arabadan inip uçan halıya binmek istiyorum.


Benim de dileğim bu!