İstanbul Film Festivali tüm hızıyla devam ederken belgeseller de gösterilmeye başladı. Filmlerin yönetmenleri de İstanbul\'a geldi.

NTV Belgesel Kuşağı\'nda yer alan belgesellerden biri Burada Cezayirlileri Boğduk. Fransa\'nın sömürge geçmişindeki suçlardan sadece birisi, belgeselde ifşa ediliyor. Dünya festivallerini dolaşan, ödül ve övgülerle baştacı edilen filmin yönetmeni Yasmina Adi, Fransa\'da olumsuz bir tepki almadığını ama devletten de tek kelime duymadığını vurguluyor.

Adı, Sarkozy\'nin Ermeni soykırımına dair çıkışına karşı \'Fransa önce Madakasgar ve Afrika\'daki insanlık suçlarını kabul etsin\' sözleriyle anılıyor. \"Zaten Fransız hükümeti 1961 yılında masum halka karşı Paris\'te yapılan bu katliamı ancak gecen yıl, 2011\'de resmi olarak üstlenerek insanlık suçu olarak kabul etti.

Bana, Cezayirliler\'in otobüslere doldurulup spor salonlarına gönderildiğine dair belgeler, 1940\'larda Naziler\'in Yahudilere yaptığı soykırımı hatırlattı. Ayrıca geçtiğimiz yıl Fransa\'daki vatansız Romanlar da aynen yine belediye otobüsleriyle sınır dışı edildiler.

Yani hükümetler, devletler, sınırlar değişiyor ama kullandıkları yöntemler ve dil aynı! Bu tür suçlar yüzyıllardır işleniyor. Sadece Fransa\'da değil, heryerde, her dönemde. Ben tarihi tarafsız bir gözle, gelecek nesillere bilgi aktarmak için bu belgeseli yaptım.\" Küreselleşme Üçlemesi ve ABD\'li yönetmeni Micha X. Peled de festival seyircisinden büyük ilgi gördü. İlkinde ABD\'deki dev indirimli mağazalar zinciri Wall Mart\'ın agresif yayılmacı politikasını anlatan Peled, Beyoğlu\'ndaki alışveriş merkezi çılgınlığına için de \"Bireysel çaba ve protesto şart. Çünkü dev şirketler için insan değil kar önemli\" diyor. Çin\'deki üretime ve derken Hindistan\'daki pamuk tarlalarına uzanan diğer belgeselleriyle meselenin özüne inen yönetmen, \"Bir insanın kanı pahasına üretilen bir ürünü almayın diyemem ama reklamlar ve tanıtımlarla gözümüzün boyanmasına da izin vermemeliyiz\" uyarısını yapıyor.

SABAH