İlahiyat Fakültesi’ne hayır...
   Kuran kurslarına da...
   İmam-Hatip okulu?..
   Kesinlikle olmaz...
   Beş vakit namaz?..
   Vakit yok...
   Kuzey Kıbrıs’a dıştan bakıldığında görüntü budur...
   Nüfusun ezici bir çoğunluğu “benim dinim, imanım içimdedir” diyor ve bunu kanıtlamak içim mutlaka camiye gidilmesi gerektiğine inanmıyor...
   Ama Hazreti Peygamber’in doğum günü olması nedeniyle Mevlid Kandili’nde resmi tatil yapıyor...
   Kuzey Kıbrıs’ta ‘dini gerekleri yerine getirme’ alışkanlıkları, diğer müslüman ülkelerden farklıdır...
   Kıbrıslı Türkler arasında ‘bayram günleri dahil’ camiye giden insan sayısı yok denecek kadar azdır...
   Fakat; müslüman ülkeler içerisinde Hazreti Muhammed’in doğum günü nedeniyle ‘Mevlid Kandili’ni’ kutlayan tek ülke de KKTC’dir...
   Kuşkusuz; bu tatil sadece kamu görevlileri ve kamuyu takip eden az sayıda özel kuruluşun ‘memur çalışanları’
için geçerlidir...
   Mevlid Kandili’nin idrak edilmesine hiç kimsenin sözü yok...
   Müslüman olmayanlar bile buna saygı duymalıdır...
   Sorun; bu dini günü fırsat bilerek, eski sömürge uygulamalarını devam ettirmek ve kriz döneminde dahi tatil alışkanlığını sürdürmektir...
   İran’da, Irak’ta, Suudi Arabistan’da, Türkiye’de ‘Mevlid Kandili’ nedeniyle kamu çalışanlarına resmi tatil verilmiyor...
   Ama KKTC’de tatil var!..
   Neden?..
   Sömürge döneminden kalma bir uygulama aynen devam ediyor da ondan...
   Aradan çok uzun yıllar geçti...
   Fakat Mevlid Kandili nedeniyle resmi tatil iptal edilmedi...
   KKTC’nin ilanı sonrasında resmi tatillerde artışlar oldu...
   Bunu yapan siyasilerin tek hedefi kamu görevlilerinden oy koparmak ve sendikalara şirin görünmekti...
   Zaten doğru dürüst çalışmayan bir kamu yapımız vardır...
   Bunu ayağa kaldırmak ve güçlendirmek yerine, uzun tatil günleriyle daha da verimsiz hale getiriyoruz...
   Dünyayı sarsan ve hemen tüm ülkeleri önlem almaya zorlayan bir kriz döneminden geçerken, tatil süresini kısaltmayı kimse düşünmedi...
   Evet; dün resmi tatildi...
   Kamu çalışanları işe gitmedi...
   Büyük bir çoğunluğu bu tatilin ne anlama geldiğini bilmiyor...
   Sorduğunuzda “işte tatil, zaten hep tatil” diyorlar...
   Siyasiler ise, tatil bolluğuna devam etmek suretiyle oy artıracaklarına inanıyorlar...
   Halbuki; dini gerekleri yerine getirmenin tatille bir ilgisi yoktur...
   Din adamları, Allah sevgisinden söz ederken, bu sevginin sözde kalmaması gerektiğini belirtiyor ve uyarıyorlar:
   “Sevgiye aykırı davranışlardan kaçınacağız... Yalan söylemeyecek, hırsızlık yapmayacak, kimsenin malına ve canına göz dikmeyeceğiz...Devletimize, milletimize, komşularımıza ve aile fertlerimize, sevdiklerimize karşı vazifeleri kusursuz bir şekilde yerine getireceğiz...”
   Ne kadar güzel tavsiyeler...
   Hırsızlık, soygun, can ve mala zarar vermek gündemimizin ilk sırasına yerleşti...
   Devlete ve millete zarar vermedikleri bir gün dahi yok...
   En büyük zararlardan biri de yılın yarısını tatil yaparak geçirmek değil midir?..
   Tembellik değil midir bunlar?..
   İran’da, Suudi Arabistan’da, Türkiye’de tatil olmayan Mevlid Kandili’nde devlet dairelerini kapatmak, özel sektörde çalışan insanlara da ‘üvey evlat’ muamelesi uygulamak günah değil midir?..
   Bunu dahi değiştiremeyenler bir daha reformlardan söz etmesinler...


(Kıbrıs gaazetesinden alınmıştır)