Ne zaman bayram gelse birileri çıkar ortaya.
Bir fitne salar piyasaya.
Yine ulusalcı ve ünlü bir yazarımız çıktı ortaya.
Bayram geldi ya! Durur mu hiç?
Dürtüyor bir şeyler.
Demiş ki o yazarımız;
"Eskiden kurban derileriyle Türk Hava Kurumu,
genç pilotlar yetiştirip, uçak modelleri geliştirip, eğitim uçakları uçururdu...
Binlerce pilot yetiştirildi bugüne kadar.."
Ve eklemiş beyefendi;
"Siz de bir canlıyı yatırıp kesmenin 'ibadet' olduğuna inanıyorsanız...
Allah kabul etsin..."
Yani "İbadet değil" diyecek belki ama diyemiyor.
Ortada bırakıyor söylemek istediğini.
Ama yaptığı orta gol oluyor.
Anlayan anlıyor.
Hep böyle uğraşırlar insanların inançlarıyla.
Kıyafetiyle, başındakiyle.
Türk Hava Kurumu'na deri verilince hoşlarına gider.
Onu överler.
"İyi, iyi" derler.
Cami kapısında yardım toplamak gibi bir şey halbuki bu.
Pilot yetiştireceksin "Allah Rızası için koyun derisi"...
Uçak alacağız, "Allah rızası için inek derisi Dana da olur, boğa da"...
"Deve derisi de makbuldür varsa...
Ondan onbeş pilot çıkar"
falan durumları.
Türk Hava Kurumu'ndan alırsan deri toplamayı...
Al sopayı eline vur.
"Bir canlıyı kesmenin ibadet olduğuna inanıyorsanız...
Allah kabul etsin"
de.
Kesmekten girip vahşeti çağrıştır.
Hep böyle yaparlar.
Yıllardır böyle haykırıp Kurban Bayramı'nda hayvansever falan takılırlar.
Siz de onların bir gram et yemediğini düşünürsünüz.
Boğazda balık da yapmazlar!!!
Döner, şiş kebap bilmezler...
Zannedersiniz.
Ama oturup götürürler.
Kan testi yaptırsanız kırmızı et takviyeli yağlı göbekleri ve kolestrol patlaması ortaya çıkar.
Benim tanıyıp bildiğim tipler var böyle.
Sadece Kurban Bayramı'nda hayvanseverdirler.
Yılın 364 gün 6 saati et yerler.
Beni yılbaşında evine çağıran bu tip çığırtkan dostlarım da var.
Milyonlarca hindi kesilir gıkları çıkmaz.
Masalarında da kesilmiş, yolunmuş hindi vardır.
Kemal-i afiyetle lüpletirler.
Kurban Bayramı'nda bir şeyler olur onlara.
Ömürlerini insan inançlarıyla, yılda bir kez fakire dağıtılacak etle, kıyafetle uğraşarak geçirirler.
Onların işi bu ülke insanıyla uğraşmaktır.
Bu ülke insanına saldırmaktır.
Bu ülke insanının şekline kafayı takmaktır.
Bu ülke insanına "Bidon kafa, göbeğini kaşıyan adam" demektir.
Onlar yıllardır bu ülkeyi yöneten Londra merkezli localara "Çıt"larını çıkarmazlar.
Bu ülkeyi sömüren küresel sermaye ve onun uşaklarına kördürler.
Londra baronlarına onlarda "Tık" yoktur.
"Bidon kafalı İngilizler" diye yazamazlar.
50 kişiyi Reyhanlı'da öldüren katil Esad'ı bile severler...
Ama kendi halkını ve değerlerini sevmezler.
Tank sesiyle doğmuş, büyümüş ve gelişmişlerdir.
Onların tek derdi bu ülke insanıdır.
Çünkü bunu "İBADET" görür, buna secde ederler!!!