Yalnızca erkeklerin cesur, yalnızca erkeklerin yiğit, yalnızca erkeklerin akıllı, yalnızca erkeklerin güvenilir, yalnızca erkeklerin kahraman olduğunu düşünen birileri tarafından yönetilmek çok sıkıcı doğrusu.

Kürtajın tartışıldığı televizyon programlarına bakıyorum da…

Erkekler sefilleştikçe kadınlar yiğitleşiyor.

Erkekler kalleşleştikçe kadınlar sağlamlaşıyor.

Erkekler alçaldıkça kadınlar yüceliyor.

Erkekler onursuzlaştıkça kadınlar onura sahip çıkıyor.

Erkekler korktukça kadınlar cesurlaşıyor diye düşünüyorum.

Ülkeyi yönetenler aklı da, izanı da kaybetti sanki.

***

Kürtaj tartışmaları başladı başlayalı, o kadar çok farklı fikir, farklı öfke biçimi, farklı aldırmazlıklarla karşılaştım ki, artık kürtaj tartışmalarına pek kulak vermiyorum.

Birileri onu halleder.

Ben kadınlarla erkekleri düşünüyorum.

Erkekler kadınları hiç tanımıyor.

Kadınlar da erkekleri…

Şeffaf, sanki yokmuş gibi gözüken ama tuhaf biçimde büyük bir mesafe var sanki kadınlarla erkekler arasında

Kürtajla başlayan bir konuşmanın bir yerinde sevgilisinden yeni ayrılan bir arkadaşıma, “Erkekler önce sevilmeyi talep eder, kadınlar ise önce sevmeyi” dedim.

Kadınların sevilmek istiyormuş gibi görünmelerinin aslında sevme çabası olduğunu anlayan erkeklerin çok fazla olmadığına inanıyorum.

Kadınlar önce sevmek isterler.

Erkekler nedense bunu hiç bilmiyorlar.

Kürtajın bir kadın için ne demek olduğunu belki de o yüzden kavrayamıyorlar.

***

Dün sabah beşi geçerken uyandım.

Neden uyandım bilmiyorum ama uyandığımda aklıma gelen ilk şey geçen gün rastladığım Ece Ayhan’ın “Yeniden sevmek zordu, başardım ama bir unutmayı daha becerebilir miyim, hiç bilmiyorum” sözü oldu…

Nedense Ece Ayhan’ın bu sözü kadınları düşündürdü bana.

Sevmeyi bilen, sevmeyi beceren, sevmeyi isteyen kadınları.

***

Güçlü, kendini bilen, acı çeken ama acısını bağırmayan kadınları…

Hayatlarını bir sevdaya adayarak yaşabilen kadınları…

Tekrar sevmek için hayatlarını harcayanları…

Bir daha severse onu da unutabilecek gücü gösterebilenleri…

Kadın her seferinde sevmekle büyüyor.

Erkek sevilmek istiyor, sahip olmak istiyor, sahip olduğunu kaybetmek korkusuyla azalıyor.

Sevilmek isteği onların sevmesini de, unutmasını da zorlaştırıyor sanki.

***

Altıya geliyordu saat bir sigara yaktım.

Tuhaf bir hüzün yerleşti içime…

Birbirlerine muhtaç ama birbirlerini tanımayan kadınlarla erkeklerin dünyasında yaşamak zor, bir de bu erkekler “erkekçe” söylemlerle kadınların dünyasına karışmaya kalktılar mı bu zorluk daha da artıyor.

Kadının önce “sevmek” istediğini anlamayan erkek yöneticilere, kadının karnındaki bebeği nasıl sevdiğini, ondan ayrılmaya razı olmanın nasıl acılar yarattığını nasıl anlatacaksınız.

O, bunu kadın için bir “eğlence” sanıyor.

Kürtajı yasakladığında bir eğlenceyi yasakladığını düşünüyor.

Kadını o noktaya hangi mecburiyetlerin taşıyabileceğine dair hiçbir fikri yok.

Benim bebeğimi benden daha çok düşünecek, şu erkeğin aklına bak.

Biz sevmeyi isteriz.

Bebeğimizi de, erkeğimizi de severiz.

Bir de siz sevilmeyi hak etseniz…

(Vatan gazetesinden alınmıştır)