Bu sene Türkiye’ye gelemeyen arkadaş, burada her şey bildiğin gibi…

Her gün yeni bir kanun çıkıyor. Her saat yeni birşey oluyor. Anneler panik halinde, 5 yaşında çocuğunu okula nasıl yollayacaklar diye. Tenefüs zili çalıp da, aynı anda merdivenlere fırladıklarında, ağabeyleri ve ablaları küçükleri bir omuz darbesiyle düşürürse korkusu, en büyüğü…

Yoksa kimse çocuğum okula gitsin de bir şeyler öğrensin derdinde değil. Okulların açıldığı ilk gün, bu defa çocuklar değil anneler ağlayacak.

Herkesin kafasında cevaplanamayan bin bir soru işareti…

Hani yediğin hiç bir şeye güvenemiyordun ya kendi memleketinde. Arkadaş, durum yine aynı.

 İyiye giden bir şey olmadığı gibi, hızla kötüye gidiyor. Madem kötüymüş biz de yemeyiz dediklerin vardı. Kırmızı pul bibere kiremit tozu karıştırıyor haberlerinden sonra, kendin evde yapmaya başlamıştın. Siyah zeytine de parlaklık vermesi için ayakkabı boyası koyduklarını, gazetede okuduğundan beri, bahçende zeytin ağacı bile yetiştirir olmuştun.

Doktora gitmiştin hani, kız çocuklarınıza tavuk eti yedirmeyin demişti doktor. Çok hormonlu olduğundan çocukların büyüme dengesini bozuyor diye.

Beyaz ekmeğin buğdayı zehirli bir katkı maddesiyle beyazlatılıyoru da duyduğundan beri, çocuklarına zorla kepek ekmeği yedirir olmuştun.

Çok sevip ama yemediğin ne çok şey vardı ama hiç aklına gelmezdi, içtiğin suyunda tehlikeli olacağı…

Çocukluğunda çeşmeden içtiğin suyu içmenin sakıncalı olduğu günden beri, damacanayla aldığın su da son okuduklarınla zehir oldu.

50 ye yakın su şirketinin damacanalarının sağlığa aykırı şekilde dolum yaptığı iddialar arasında.

Senin aklın içtiğin suda. Su firmaları da adını  temizleyebilme derdinde.

Ege bölgesine ait su firması olan arkadaşımla bu konuyu konuşuyoruz. Sohbet esnasında öyle akıllıca bir şey söylüyor ki

 “ İnsanlar böyle yalan yanlış haberleri duyarlar da bir kere merak edip su şirketlerini ziyaret etmezler, gözleriyle görmeleri gerekirken, kulaktan dolma haberlerle yetinirler”

Böyle durumlarda en acı olan şey, yaşın yanında kurunun da yanıyor oluşudur.

İşte böyle arkadaş, sen Türkiye’ye bu sene tatile gelemedin ya… Buralarda hala iyiye giden pek bir şey yok.

 Belirsizlik, umutsuzluk, güvensizlik ve  soru işaretleriyle tüketilen hayat manzaralarıyla, eski tas eski hamam...