İsrail'in özellikle Doğu Akdeniz'deki Münhasır Ekonomik Bölgesi içinde yer alan Leviathan parselinde bulduğu doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya göndereceği neredeyse kesinleşti.

 

Uzmanların yaptığı hesaplar İsrail'e ait parsellerde 425 milyar metre küp doğalgaz olduğunu ortaya koyuyor.  Bu çok büyük bir rezerv ve İsrail çıkaracağı doğalgazı sıvılaştırıp özel tanker gemilerle göndermek yerine denizin altından ve karadan 600 kilometrelik boru döşeyip Türkiye üzerinden doğalgazını Avrupa'ya göndermeye karar verdi. Buna kısaca "dakika bir özür bir, dakika iki boru hattı iki" de diyebilirsiniz.

 

Bu 600 kilometrelik boru hattının maliyeti doğalgazın getirisi ile karşılaştırıldığında çok değil. Toplamı 2 milyar dolara mal olacak. Zaten daha güvenli ve daha da ucuz başka bir alternatif de yok.

 

Sıvılaştırmak için gerekli olan tesisin maliyeti 20 milyar dolar. Bu maliyetin üzerine bir de deniz taşımacılığın masrafları eklenecek ve en son alıcı hem tesise harcanan paradan payına düşen bedeli ödeyecek hem de taşıma ücretini. Rusya ise gazını borularla Avrupa'ya gönderdiğinden, İsrail doğalgazını sıvılaştırıp gönderirse Rus gazı ile rekabet edemeyeceğinden Türkiye üzerinden borularla göndermeyi tercih etti ve kararını da hemen veriverdi.

 

Bu hattan Türkiye'de isterse özel fiyattan gaz alabilecek. Tabii bu Türk tüketicisi için büyük bir kazanç olacak.

 

Boru hattının taşıyacağı miktar ise yıllık 8 ile 10 milyar metreküp doğalgaz. Bu miktar İstanbul boğazından bir yılda tankerlerin içinde geçen petrol ve diğer kimyasalların toplam olarak ürettiği enerjiden kat kat daha fazla.

 

İsrail gazının güneş yüzü görmesi bir aksilik çıkmazsa 2016 yılının sonbaharında gerçekleşecek. Borulardan akması ise Türkiye ile anlaşma imzalamasından sonraki 2-3 yıl içinde olabilecek ancak.    

  

En kötü olasılıkla İsrail gazı Avrupa'ya 2018 yılında ulaşacak demektir.

 

Tabii Kıbrıs adasının Münhasır Ekonomik Bölgesinde var olduğu iddia edilen gazda, alternatifsiz olarak bu boru hattı üzerinden Avrupa'ya gitmeye mecbur olacak.

 

Bakmayın Rumların gazın tümüne sahip oldukları iddialarına ve "borca gireriz, parayı buluruz ve sıvılaştırma tesisi kurarız ama gazımızı Türkiye üzerinden göndermeyiz" laflarına ve tafralarına.

 

Geçen hafta içinde İsrail'in Mavi Marmara olayı nedeni ile Türkiye'den özür dilemesi ve Türkiye'nin de bu özrü kabul etmesi, Orta Doğu'da yepyeni bir sayfa açtı. Bölgedeki dengeler artık eskisi gibi olmayacak. Saflarda öyle.

 

Türkiye ile İsrail'in bölgede politik, ekonomik ve stratejik ortaklık başlatmalarından sonra batık bir Yunanistan ile batık Kıbrıs Rum Yönetimini kimseler dikkate ve kaale almayacak. Zaten daha şimdiden almıyorlar ya.

 

Kıbrıs adasının Münhasır Ekonomik Bölgesinden çıkarılacak doğalgazdan ve diğer hidrokarbon ürünlerinden öncelikle Kıbrıslı Türklerin de payı olacak ve doğalgaz da Türkiye üzerinden Avrupa'ya uzanacak Türk-İsrail doğalgaz boru hattı ile Avrupa'ya taşınacak.  

 

Rumların bu konuda hiç bir kaçarı ve alternatifi de yok. Ne "OXI" deseler geçerli ne de "HAYIR!" İllaki olacak, illaki doğalgazı bölüşecek, illaki doğalgaz Türkiye üzerinden gidecek ve de en önemlisi illaki Kıbrıslı Türklerle, her iki tarafı da memnun edecek güvenli ve sürdürülebilir bir çözüme de "EVET" diyecek...