Son dönemde Tayyip Erdoğan’a karşı dozunu giderek artıran muhalefetiyle dikkat çeken Taraf, Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar, röportajcı Neşe Düzel ve çok sayıda muhabir ile editörünün istifasıyla darmadağın oldu. İstifaları Taraf yazarı Kurtuluş Tayiz, twitter hesabından duyurdu.

 
“Genç sivil”e emanet
 Taraf’a jet hızıyla atanan yeni Yayın Yönetmeni kısa süre önce  “iktidarı eleştirdiği gerekçesiyle”  Ahmet Altan’la karşı karşıya gelen ve köşesinden Altan’ı eleştiren Yıldıray Oğur oldu. Oğur, geçmişte  “Soros’un gençleri”  diye anılan Genç Siviller’e üyeliğiyle tanınıyordu.
Taraf’ın ilk çıktığı günlerde Ahmet Altan için  “Bir Budist için Buda neyse, benim için Ahmet Altan da o” diyen Taraf’ın patronu Başar Arslan gazeteyi lağvedeceği iddialarını yalanladı ve  “Taraf yoluna devam edecek. Çok büyük hizmetleri oldu, çok önemli işler yaptılar. Türk demokrasi tarihine geçtiler. Ama yoruldular, geldiğimiz noktada bir anlayış farkı oluştu. Ahmet Altan’la elbette dostluğumuz sürecek. Aslında Türkiye için şaşırtıcı olan bu karar bizim için, gazete içinde planlanmış bir şeydi. Taraf’ın kuruluşundan sonra beşinci yılda yapılması üzerinde konuştuğumuz bir plandı. 2013’e kalınmadan başlamasını konuştuğumuz bir süreçti” dedi.

 
“Paşasının Başbakanı” ipleri kopardı
Ümraniye operasyonu ile eşzamanlı olarak hayata geçirilen Taraf, yayınlandığı ilk günlerde  “demokratikleşme”  paydasında buluştuklarını iddia ettiği AKP iktidarına tam destek veriyordu. Taraf ile AKP arasına TSK girdi. 2008 yılında Aktütün karakoluna düzenlenen PKK saldırısı sonrası Taraf gazetesi Genelkurmay’ı hedef alan bir dizi yayın yaptı. Tayyip Erdoğan ise bu yayınlar karşısında dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un yanında yer aldı. Erdoğan’ın Başbuğ’un terörle mücadelenin başarısına çalıştığını vurgulayarak yaptığı  “Özgür basının da uymak zorunda olduğu meslek ahlakı kuralları”  vardır uyarısının ertesi günü Taraf  “Paşasının Başbakanı” manşetiyle çıktı.

 
Ömür biçince
“mikser” oldular
Taraf’la Tayyip Erdoğan arasındaki en önemli kırılma noktalarından biri de hiç şüphesiz Erdoğan hasta yatağındayken attıkları  “Doktorlar Erdoğan’a iki yıl ömür biçmiş”  manşetiydi.
“Bize ömür biçecek olan sadece Allah’tır” diyerek bu manşete sert tepki gösteren Erdoğan, Taraf’ı  “cüretkar, küstah, taşeron, mikser” olarak tanımladı.
Erdoğan-Gül yarışına da müdahil olan Taraf, AKP tabanının yüzde 51’inin Gül’ü desteklediğini öne süren bir anket yayınlayınca Erdoğan’dan “nifak tohumları saçan parazit” karşılığını aldı.
Taraf’ın Erdoğan’ın hışmına uğramasına yol açan bir diğer olay, Uludere sonrası attıkları  “Devlet halkını bombaladı”  başlığıydı. Erdoğan  “bilir bilmez yazan köşe yazarı sıfatlı cambazlar” diye seslendiği Tarafçılar’ın  “istihbarat örgütleri içine yerleştirilmiş böcekleri”  olduğunu iddia etti.

 
Altan ile mahkemelik oldular
Özellikle terörle mücadele ve Silivri yargılamaları konusunda aralarında oluşan makas açılmaya başladıkça Ahmet Altan’ın,  “şövalye”  diyerek  “hayranlığını”  dile getirdiği Erdoğan’a karşı üslubu da sertleşti. Altan Başbakan’a, yazılarında  “alaturka, laubali, zavallı, kof kabadayı, cahil, palavracı, Recep İvedik, terbiyesiz, zorba, küstah, had bilmez...”  ve benzeri ifadelerle yüklendi. Bu yazılardan bazıları mahkemeye taşındı. Erdoğan Altan hakkında hakaret davaları açtı.

 
Taraf için
ABD’den gelmişti
Dün istifasını verenlerden Çongar’ın,  “bir kitapçının dördüncü katında mütevazı koşullarda”  Taraf’ı çıkarmak uğruna ABD’deki kariyerini ve ailesini bırakıp Türkiye’ye dönmesi çok tartışılmıştı. Çongar, Taraf’taki  “görevini”  üstlenmeden önce Milliyet gazetesinin Washington temsilcisiydi.
İlhan Selçuk’un Taraf’ı  “İki CIA ajanının iki hanımı ve iki polis gazetede köşe yazarlığı yapıyorlar...” tarifi ve Taraf’ın Türkiye’ye dönük CIA operasyonunun parçası olduğu iddialarıyla uzun süre tartışılan Çongar kendisini  “Hiçbir CIA ajanı, CIA ajanıyım demez. Bana kendisini akademisyen olarak tanıttı” cümleleriyle savunmuştu.
Para kaynağı ve misyonu ilk günden bu yana kafa karıştıran Taraf’tan ayrılanlardan çoğu, verdikleri röportajlarda aynı şeyi söyledi:
 “Amerikan politikalarını meşrulaştırmaya çalışıyorduk...”
“Ergenekon”la yaşıt
Ümraniye operasyonlarıyla eş zamanlı olarak hayata geçirilen Taraf sürecin  “pusulası”  gibiydi.
Kimlerin gözaltına alınacağı, kimlerin tutuklanacağı, kimin ne ile suçlanacağı, kim için hangi cezanın isteneceğini Türkiye, Taraf’tan öğrendi. Yüzlerce insan hedef gösterildi, gazeteciler fişlendi. Silivri yargılamalarının temeli, delili de Taraf’ın bavulcu muhabiri Mehmet Baransu’ya sızdırılan  “belge(!)” lerden ibaretti.
Hukuksuz, haksız, adaletsiz bir yoldan geçilerek artık sona gelindi;
“İçeridekiler”e ceza yağacağı belli.
Bu anlamda Taraf’ın “misyonu” bitti.
Şöyle de denebilir tabii:
Erdoğan  “özel yetkili” mahkemelerden sonra, namlusunu kendisine çeviren  “özel yetkili”  medyaya da son verdi!
 

İlk tepkiler twitter’dan
Altan ve Çongar yaptıkları hatalardan sonra bir taşra gazetesinde polis muhabiri olmayı dahi hak etmiyorlar. 
Dani Rodrik

 
***
 
Oslocu AKP’lilerle, Cumhuriyet düşmanları çok üzülecek.
Mehmet Faraç

 
***

 
Bugün demokrasinin kara cuması. 
Emre Uslu

 
***
 
Operasyon bitti mi acep? Sanmam; daha Erdoğan-Cemaat kavgası var. 
Serdar Akinan

 
***

 
Sevgili Yasemin Çongar ve Ahmet Altan’sız Taraf artık yoktur demektir. 
Amberin Zaman

 
***
 

Taraf’tan ayrılanlar şimdi baskı mağduru rolü oynayacak. Ne komik bir ülke burası. İnsanları cezaevinde çürüten kendileri değilmiş gibi utanmadan kahraman rolü yapacaklar.
Timur Soykan


(YeiÇağ gazetesinden alınmıştır)