Dün BDP Lideri Demirtaş’ın 23 Nisan Ulusal ve Egemenlik Çocuk Bayramı’na katılmama gerekçesini ve aldığı kararı okuyunca doğrusu bana hiç mi hiç samimi gelmedi…


Bir defa biz kendi halkımıza, bölgemize ve ülkemize karşı dürüst olacağız.
Öcalan’ın kafasıyla masaya oturup, felaket senaryolarını yazmaktan vazgeçeceğiz. Gerçekten ne yaptığımızı, ne istediğimizi ve amacımızın ne olduğunu bütün çıplaklığıyla halka anlatacağız.


Günübirlik politika, eylem ve söylemlerle BDP ne Kürt halkının umudu olur ve nede ülkenin barış sigortası olur.


Şimdi BDP Lideri Demirtaş; Ak Parti hükümetinin çocuklara yönelik uygulamaları nedeniyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliklerine katılmama kararı aldıklarını ve BDP milletvekilleri, üyesi oldukları TBMM’nin 92. kuruluş yıldönümü nedeniyle TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in vereceği 23 Nisan resepsiyonuna da katılmayacaklarını söyledi.
Pozantı Cezaevi’nde çocuklara cinsel taciz, tecavüz olayları yaşanırken, Uludere’de uçaklarla çocuklar bombalanırken, küçük çocuklara emek sömürüsü yapılırken “çocuk bayramı” kutlanamayacağını belirten Demirtaş,


“Bütün bunlar Türkiye’de yokmuş gibi dünyanın bilmem kaç ülkesinden çocuk getirip buraya, renkli görüntülerle çocuk sorununun üstünü örtmeye çalışmasını biz ikiyüzlülük olarak değerlendiriyoruz. Biz 23 Nisan’ı protesto etmiyoruz, bu ikiyüzlülüğü protesto ediyoruz. Partili arkadaşlarımızla program yapıp o gün ezilen çocukların yanında olacağız” dedi.


Şimdi ben BDP Lideri Demirtaş’a soruyorum:


Siz madem bu kadar duyarlıydınız ve duyarlısınız; bugün Cizre’de dershaneye uzun namlulu silahlarla yapılan saldırıyı da kınayıp lanetleyecek misiniz?


Bunun hesabını soracak mısınız?
Dershanede gece bekçiliği yapan ve saldırıda yaralanan gariban Muhammed Akyol’a geçmiş olsun dileklerinizi iletecek misiniz?
Cizre’de okuyan çocuklar kimin çocukları?
27 yıldır PKK’nin sebep olduğu eğitim felaketine karşı durabilecek misiniz?
PKK’nin yaktığı onca okulun, öldürdüğü onca öğretmenin ve eğitimcinin hesabını soracak mısınız?
Siz sayın Demirtaş; Diyarbakır’da Final Dershanesine yapılan saldırıyı kınadınız mı, lanetlediniz mi?


O masum körpecik, gencecik evlatlarımızın yüreğinde bomba patladığında sizin çocuk severliğiniz ve duyarlılığınız nerdeydi?


Diyarbakır’da okul yapmak, eğitime katkı sunmak ve çocuklarımızın yarınlarında umut olmak isteyen işadamlarını tehdit eden PKK’nin yanlış politikasına karşı çıkacak mısınız?


Bölgede eğitim felaketinin önlenmesi için şimdiye kadar ne yaptınız ve bundan sonra ne yapacaksınız?


Sizin partinizin tüm eylemlerinde güya savunduğunuz çocukların panzerlerin önünde ne işleri var diye tepki gösterdiniz mi?


Baydemir gibi “onların eline taş değil kalem, onları yeri sokak değil okul” demeyi düşünüyor musunuz?


İlimiz Diyarbakır’da ve bölgede; özellikle ilköğretimde okuyan çocuklarımız giderek uyuşturucunun, fuhuşun, hırsızlığın ve tinerin bataklığına sürükleniyor. Binlerce aile sırf bu bataklığa sürüklenmesin diye çocuklarını okuldan alıyor.


Şimdiye kadar ilköğretim okullarına yönelik nasıl bir çalışma yaptınız veya yapmayı düşünüyor musunuz?


Bugün Diyarbakır’da her yıl üniversiteyi kazanan üç bin öğrencinin burs, yurt ve kırtasiye ihtiyaçları ile ilgili hiçbir çabanız oldu mu?


(habercininsitesi.com)