Arap Birliği’nin Suriye’ye ‘kükremesi’, küçük Katar’ın kaslarını esnetmeye başladığını gösteriyor...

Bu hafta “Arap Baharı” Arap Birliği’ne de bulaştı mı; yoksa küçük, zengin Katar’ın İngiliz İmparatorluğu tarzı hırslarına mı dayanıyor?

Arap dünyası tarihindeki en saçma, en aciz, en absürd organizasyonlardan biri olan Birlik, aniden fareden aslana dönüştü ve eğer Suriye göstericilere karşı şiddeti durdurmazsa, şehirlerden silahları çekmezse, siyasi suçluları serbest bırakıp muhalefetle konuşmaya başlamazsa Çarşamba günü üyelikten uzaklaştırılacağı şeklinde kükredi.

Şam ise geri kükredi: Suriye Birlik’in barış planını zaten uygulamıştı ki bu şüpheli bir beyan. Karar “yasadışıydı ve Birlik’in imtiyazlarını ihlal ediyordu” (büyük ihtimalle doğru) ve Suriye’nin uzaklaştırılması ihtimali, “Libya’da olduğu gibi, Suriye’ye bir dış müdahaleyi kışkırtmak” yönünde bir çabaydı.

Fakat Esad rejimi için yapılan oylama oldukça haşindi. 22 devlet içinde yalnız Şii Irak çekimser kaldı ki bunun için çok teşekkürler George W Bush. İki devlet de aleyhte oy kullandı: tabii ki Yemen ve hala Suriye tarafından kardeşçe kucaklanan Lübnan.

Oylamanın arkasında; El Cezire uydu kanalı ile birlikte, güzel sözlerle kandıran, yalvaran ve söylediklerine bakılırsa, tereddütte kalabilecek olanlara gazdan kazandıkları paralardan büyük miktarlar ödeyen, Suriye’nin şu andaki baş düşmanı Katar vardı.

Katar’ın Arap dünyasındaki gücü belirgin biçimde imparatorluğa özgü görünmeye başladı. Parası ve gerçekleştirdiği hava akınlarıyla, Kaddafi rejiminin devrilmesine yardımcı oldu. Şimdi Suriye’ye karşı, Birlik’in öncü kuvveti.

Suriye üzerinde uçuşa yasak bir NATO bölgesi olmayacak. İsrailliler, sıradakinin kim olduğunun bilinmemesi nedeniyle, Esad rejiminin kalmasından büyük mutluluk duyarlardı. Eğer NATO Suriye’ye saldırırsa, İran şüphesiz Lübnan’daki Hizbullah’tan kuzey İsrail’i bombalamasını isteyecektir. İranlılar Körfez’deki ABD donanmasına karşı kendileri yaramazlık yapabilirler. Ve tek bir Arap bile Suriye’yi yakıp yıkacak, Libya tarzı bir sivil savaş istemiyor. Ayrıca CIA Şefi Leon Panetta, ABD ateş gücünü bertaraf etti bile.

Yine de bu Başkan Beşar el Esad için ciddi bir mücadele. O ve babası Hafız, Suriye’yi “Arap Ulusunun Anası” olarak tanıttılar; şimdi ise “Arap Ulusu” onu küçük düşürmek istiyor.

Ekonomik ve politik önlem tehditleri, ABD ve AB yaptırımlarından sonra ekonomisi sınırlarda olan bir ulus için gerçek bir endişe kaynağı.