Zoru görünce kaçanlar olduğu kadar,  sırf kaçmak istediği için işin zor yanını görenler de var elbette.   Zorluk bahanedir amacı kaçmak olana.

Hayatımızı zorlaştıran da,  zorlaştırdığımız bu hayattan hep şikâyet eden de biz değil miyiz?  Hep kaçmak isteriz bir şeylerden, hep uzaklaşmak...  Ama bunu yapamayız bir türlü.  Kendimizden de kaçmak isteriz ama insanın kendisinden kaçışı asla mümkün değildir.

Üstesinden gelemeyeceğimizi düşündüğümüz sorunlarla karşılaştığımızda, kendimizi çıkmaz sokaklarda tek başına kalmış gibi hissederiz çoğu zaman.  Bu sorunlar aslında hiç de bu kadar büyütülecek kadar değillerdir.  En içinden çıkılmaz sorun bizim sorunumuzdur oysa.  En ağır derdi biz yaşıyoruzdur.  "En"lerin buluştuğu bütün olumsuzluklar bizde toplanmıştır.

Filistin’de insanların ellerinden, çocukları alınıp gözlerinin önünde katledilmiş.  Afrika’da açlıktan insanlar ölmüş. Van depreminde aileler yok olmuş.  Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da vs. insanlar katledilmiş.  Kanserden genç bir anne, çalıştığı işyerinde ekmek parası kazanmaya çalışırken iş kazası geçiren bir baba, ansızın hayatını yitirmiş.  Terörist zannedilen insanların üzerine bombalar yağmış.  Kışın soğuğuna yenik düşen bir evsiz, donarak hayata veda etmiş.  Saymakla da bitmeyecek kadar çok sayıda vakıa var böyle.

Bir de ömürleri boyunca acılar içerisinde kıvranmaya mahkûm olan insanlar var.   Ömürlerini başkalarına muhtaç olarak geçirmek zorunda kalan yatalak hastalar.  Yanlış bir iğne sonucu kolunu ya da bacağını kaybeden insanlar.  Her gün zulüm altında inleyen masumlar.  Savaş ülkelerinde dünyaya gelip hayatlarını yaşayamayan çocuklar.  Anne ve babasını hiç tanıyamayanlar.  Ömürlerini yetimhanelerde geçirenler.  Geçirdiği kaza sonucu ömrünün geri kalanını engelli olarak geçirmek zorunda kalanlar.  Çocuklarının geçirdiği devasız hastalık nedeniyle, her geçen gün avuçlarından çocuklarının kaymasını izlemek zorunda kalan aileler. Bir zalimin eline esir düşüp, her gün işkenceyle inletilen insanlar var. Bunlar da çok.

Bizim de var tabii bir şeylerimiz.  Olmadan olmaz. 

Mesela en başta sağlığımız var, sonra her biri sapa sağlam olan uzuvlarımız yerli yerince, nefes alabiliyoruz, karnımız tok, başımızı sokacak kira da olsa bir evimiz var. Hemen hemen her isteğini yerine getirebildiğimiz güzel çocuklarımız var.   Savaşın ortasında yaşamıyoruz.   Ara sıra da olsa tatile gidebiliyoruz.  Sevdiklerimizle bir araya gelip, birlikte vakit geçirebiliyoruz.    

Hayat, acılarla, mutlulukların toplamıdır çünkü…