Karşınızda şehrin başka bir kadını…ancak hakkında o kadar az şey biliyoruz ki. Özellikle Londralıların zaman zaman sokaklarda, duvarlarda rastladıkları o duvar ressamının eserleri ama sadece ressam değil…çizdikleriyle sosyal mesajlar veren biri. El yeteneği ile düşünme kabiliyetinin bir merkezden gelmesi nasıl harika bir şeydir.

Bu duvar ressamının adını bilmiyoruz ama…

‘Bambi’ takma adını kullanıyor. Sokakta rahat dolanmak ve vandalizm gerekçesiyle polise yakalanmamak için gerçek kimliğini gizlediğini söylüyor. Kadın olduğu biliniyor, ‘bayan’ demeyiniz rica ederim.

Eserlerine mutlak sosyal mesajlar, nükteli eklemeler yaparak ve genellikle hanedan mensuplarına, politikacılara, ünlülere selam ve eleştiri gönderiyor. Kendine has bir yeteneği ve nükteli eserleri Londra sokaklarında konuşuluyor bu sanatçının… feminist olduğundan şüphelenebilirsiniz…

The Guardian gazetesi ile yapılan röportajda ‘Temel ölçüt erkekler tarafından oluşturuluyor ve kadınlar da ölçüt ile yargılanıyor’ der.

En ünlü eseri belki de Prenses Diana’nın ölümünden 20 yıl sonra aynı tarihte torunlarına yaramazlık öğütleri verirken yaptığı duvar resmidir. Bu eserde herkesin birden farklı ima/gönderme/güzellik aradığını okudum. Babaanne olmayı tadamamış bir kadın ile babaannelerini tanıyamamış iki çocuğun hoş, güldüren ve biraz da üzen buluşmaları değil mi? Babaannenin onlara önerileri ise çocukluklarını yaşamalarını nasıl da teşvik ediyor. “İstediğiniz kadar…” diyor! Zaten bu yaramaz/uslu çocuk ayrımı da nasıl sorunlu, gereksiz ve yanlış bir tanımlama değil midir?

Prenses Diana’yı 1960’li yıllarda ünlenen, Mary Poppins isimli şemsiyeli ve sürprizlerle dolu çantası ile gökten inen mürebbiye olarak çizdi! Müzikal tadında ve pek çok dalda Oscar Ödülü kazanan film Turkiye’de de gösterilmiş, lakin bu her çocuğun sahip olmak istediği dadıyı yaşının genç olması sebebiyle pek tabi çoğumuz bilmez günümüzde. İki güzel torunu da etrafında ona aşağıdan bakıyorlar. Sürprizler çantası ise Harrods’tan. Nasıl bir gönderme? Şahane değil mi? Torunlarına da ‘İstediğiniz kadar yaramazlık yapın ama yakalanmayın!’ diyor.

Mary Poppins ise salgın sonrası normalleşme ile kaldırılan yasaklar neticesinde müzikal olarak geri geldi, Prince Edward Tiyatrosu’nda…biletler 30 Pound civarında ama ‘son dakika’ satışlarıyla 20 Pound altına düşüyor.

Şimdi politikada olmadıkları için önemini kaybetmiş olabilir ama dönemin Britanya başbakanı korkunç May hanım ile tüm zamanların en korkuncu Trump bey politik, bencil, yanlı, ırkçı, düşmanlık yayan buluşmalarını nasıl da bir dans ile ölümsüzleştirmiş ve bir karede, bir gece dokunuşu ile anlatmıştı ve duygularımıza mütercim olmuştu…Lie Lie Land.

Ama bu duvar yok artık, görmüşseniz ne şans ama sonra üstü boyandı…

Kraliçe hazretlerinden Amy Winehouse’ a kadar…Papa hazretlerinin çevre kirliliği ve küresel ısınma hususunda bize umut dağıttığı konuşmasına işaret etmesine yaptığı gönderme…

Covid salgınına da göndermesi var…Hem de bu resmi çizdiği evin duvarı nasıl da ünlendi! Evin fiyatı nasıl da arttı…olacak gibi değil. Siz bu ufak tefek şeyler için para ve zaman harcar mısınız bilemem ama inanınız çok hoş oluyor bu tür hallere yerinde şahit olmak…

Gidip görmek geçsin içinizden…