Vatan için sorumluluk alma zamanı

Terörsüz Türkiye hedefi için yasal ve siyasî altyapıyı oluşturması umulan komisyon çalışmalarına başladı. Hayırlı olsun.

Bizde ‘komisyon’ dediğin, yapılmayacak işleri zamana yaymak, uyutmak ve unutturmak üzere kurulur. Bu defa farklı olacağını umuyoruz.

Daha komisyonun adını ve karar alma nisabını belirlerken, dayatma ve yan çizmeler başlamış olsa da, umudumuzu korumayı arzuluyoruz.

Sözkonusu olan, herhangi bir siyasî partinin menfaati değildir.

Gayemiz; etrafımızdaki ateş çemberi her geçen gün daralıp, sınırlarımıza doğru ilerlerken, iç bünyemizdeki fay hatlarını emniyete almak ve devlet-millet bütünlüğünü pekiştirmektir.

Türk Milleti adına siyaset yapan her siyasî yapının, hatta sivil toplum örgütlerinin, Terörsüz Türkiye çabalarına omuz vermesi; deyim yerindeyse, elini taşın altına koyması beklenir.

Şu ana kadar yaşananlara baktığımızda, TBMM’de temsil edilen siyasî partilerin sergilediği tavırları şöylece özetleyebiliriz:

PARTİLER VE DURUŞLARI

AK Parti: Terörsüz Türkiye’nin birinci derecede sorumluluğunu taşıyor. Sakin, sorumlu, sabırlı, itidalli davranmak; muhalif kanattan gelen naz ve kaprislere belli ölçüde katlanmak durumunda… Nitekim öyle de yapıyor…

MHP: Terörsüz Türkiye yolundaki harekete geçirici ilk adımları atan MHP büyük bir siyasî risk omuzlamış durumda… Başlatılan sürecin sahibi sayılabilir. AK Parti kadar olmasa da, mızırdanmalara, haksız ve kasıtlı saldırılara, bir yere kadar katlanmak zorunda.

CHP: Geçmişteki; terörle mücadele tezkerelerine ret oyu veren, TR 705 kodlu CIA ajanı vekillerinin ağzıyla SİHA’larımızı ‘faili meçhuller’ diye yaftalayan, örgütün Suriye kolu PYD’yi ‘vatanını savunan oluşum’ diye paklamaya çalışan, PKK’ya ve siyasî uzantısı partilere alan açan, payandalığını yapan ve hatta onlarla yaptığı seçim ittifakını hâlihazırda sürdüren CHP, iş çözüm noktasına gelip dayandığında, yan çizebilmek için bahaneler aramaya başladı.

Komisyonun adını ve karar alma nisabını dayatmaya çalıştı. Kısmen de başarılı oldu.

Dedik ya, Cumhur İttifakı kanadı, berikilerin naz ve kaprisini göğüslemek zorunda…

CHP’nin, komisyon çalışmaları sürecinde, Silivri’den adam kaçırma gayesiyle, istişare masasına bir yığın takoz getirmesi de şaşırtıcı olmayacak.

Süreçte, CHP için muhtemel önemli handikap, sergileyeceği engelleme ve suiistimal tavırlarından dolayı, müttefiki DEM Partisi’yle ters düşmek olacaktır.

DEM Partisi: Komisyona ‘en şahin isimlerini’ üye olarak veren DEM Partisi, kuyruğu dik tutmanın derdinde. PKK terörünün siyasî uzantısı olan bu yapı, gelinen noktada Terörsüz Türkiye gerçeğini kabullenmek ve sesini kısmak zorunda.

Türk Devleti’nin gücü, DEM’in ‘sırtını dayadığı’ dağlara kar yağdırmıştır. Kendini fesih ve silahlarını teslim etmek, terör örgütü için kaçınılmaz bir akıbet haline gelmiştir. Siyasî uzantısı DEM’in de saha gerçekliğine uyumlu hareket etmekten başka şansı yoktur.

DEM’cilerin, arada bir mızırdanma ve ayak sürüme eylemlerine tanık olmamız kuvvetle muhtemeldir. Bununla birlikte, yolun sonuna geldiklerinin ve başkaca çıkış yolu kalmadığının onlar da farkında

Diğerleri: Terörsüz Türkiye hamlelerine rehberlik edecek ‘Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda temsil edilen diğer partilerin, ‘cemaate uymaktan’ başka seçenekleri bulunmuyor.

Arada bir küçük çıkıntılıklar, kalabalık içinden kafayı uzatma gayretleri sergilenebilir. Bunlar, o partilerin ve yöneticilerinin kısa süreyle de olsa gündeme gelmelerine yarayabilir. Ama sonucu değiştirmez.

SORUMSUZLUK VE İSTİSMAR

İYİ Parti: Terörsüz Türkiye çalışmalarında en büyük sorumsuzluğu ve riyakârlığı sergileyen, İYİ Parti oldu.

Bu parti, deyim yerindeyse, zengin ailenin şımarık veledi gibi davranıyor. Küçük hesaplar uğruna, Türkiye’nin iç barışını ve huzurunu güçlendirecek bir çalışmaya omuz vermek yerine, fırsatçılık yapmaya çalışıyor.

Türk Milliyetçiliği düşünce ve eyleminin kalesi olan MHP’ye karşı mevzi ve taban kazanabilmek hırsıyla, Terörsüz Türkiye çabalarını baltalamaya çalışıyor.

Bu uğurda, ‘olmayan pazarlıkları’ bahane ediyor. Şehit ailelerimizin hassasiyetini kaşıyor.

Peki… İYİ Parti’nin ‘kolay yoldan Genel Başkanı’ Müsavat Dervişoğlu’ya şu soruları sorma hakkımız yok mu?

Daha 1 yıl öncesine kadar, DEM ve öncülü HDP ile beraber yol yürüdünüz.

Seçim ittifakları yaptınız.

Belediye Başkanlıklarını, yardımcılıklarını ve meclis üyeliklerini paylaştınız.

Yetmediği yerde, belediyelerin üst düzey bürokrasisini üleştiniz.

CHP ve HDP/DEM’le birlikte çöktüğünüz belediyelerin ihalelerinden azımsanamayacak paylar edindiniz.

TEPKİ ŞİMDİ Mİ LAZIM?

Kurucu Genel Başkanınız Meral Akşener, Silivri’de cezasını çekmekte olan Selahattin Demirtaş’ın ‘özgürlüğüne kavuşması’ arzusunu, mahut zatı eşiyle birlikte kahvaltıya davet suretiyle beyan ettiğinde, aklınıza şehitlerimiz ve Türk Milliyetçiliği gelmiş miydi?

Sizin kontenjanınızdan ve CHP listesinden Ankara Belediye Başkanı seçilen Mansur Yavaş, Van gezisi sırasında kendisini karşılayan HDP/DEM’lilerin ‘elebaşılarımız da özgürlüğüne kavuşsun’ temennalarına ‘İnşallah…’ karşılığını vermişti. Sahi, ‘Mansur Başkan’ın kulağını, Türk Milliyetçiliği adına çekmiş miydiniz?

Dahası da var… İYİ Parti’nin finansörlerinden sayılan Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Kasım 2021’de Bingöl’de, bir şehidimizin kardeşi kendilerini eleştirdi diye, adamın boynunu sıkıp, kulağına ‘Senin bacını s….’ diye küfrettiğinde… Hiç aklınıza ‘şehitlerimizin onuru’ gelmiş miydi?

Küfürbaz müptezeli partiden atma cesareti gösterdiniz mi?

O küfürbaz, şimdi çıkmış sağda solda beyanat veriyor: Gazi Meclisimizde kurulacak hiçbir masa meşru değildir.”

Breh, breh, breh… Yiğitliğe bakar mısınız? Acaba şehit bacısına sinkaflı küfrederken de aklında böyle ‘yüce değerler’ var mıydı?

Geçelim… Bunlar kıymetsizler ve ucuz siyasetler…

HERKES TAŞIN ALTINA GİRMELİ

Türkiye, önümüzdeki yakın savaş tehlikesini göğüslemek ve bekasını teminat altına almak uğruna önemli adımlar atıyor.

Bu adımlar, siyaset üstü duruşlar gerektiriyor.

Süreç, Cumhur İttifakı için büyük bir riski omuzlamak anlamına geliyor.

Hiçbir siyasî partinin; ipe un sermeye, ayak sürümeye, yük altından kaçmaya, takoz olmaya, ülkemizin yüksek değerlerini ve hassasiyetlerini istismar etmeye hakkı yoktur.

İYİ Parti usulü tavırlar, kısa vadeli ve geçici menfaatler sağlayabilir. Lakin tarih, herkesi hak ettiği yere yazar.

Şimdi vatan için sorumluluk alma zamanıdır.