Haftanın ilk günü, Pazartesi, Hollanda Türkleri için kabus dolu bir gündü. Öğle saatlerine doğru Hollanda’nın Utrecht kentinde katliam gibi bir saldırı gerçekleşti. Millet henüz Yeni Zelanda kanlı terör saldırısının şoku içindeydi. Her saat gelen haberler birbiriyle çelişkiliydi. Seyir halindeki tramvayda üç kişi kurşunlanarak öldürüldü. Üçü ağır olmak üzere beş kişi de yaralandı. Bir psikopat tüm ülkenin yüreğini ağızlara getirdi.

Utrecht saldırısından Ankara’dan Murat Emre Çoban’dan gelen telefonla haberdar oldum. Bir kaç dakika sonra ikinci telefon Köln’den gazeteci Zeki Şahin’den geldi. Londra’dan Emre Önal, İstanbul’dan Prof. Musa Taşdelen ve Osman Çelik, Strazburg’dan Ali Gedikoğlu, Paris’ten Ahmet Ograş, Üsküp’ten Mürteza Suluoca, Ankara’dan Prof. Kudret Bülbül, Köln’den Ahmet Özay, Tiran’dan Mehdi Gurra ve diğer dostlardan arka arkaya gelen telefonlar, onlarca WhatsApp mesajı beni çok duygusallaştırdı.

Dünyanın her yerinden dostlarımız üzüntülerini dile getirdiler. Yaşanan saldırıyı sordular. Aman dikkatli olun uyarısı yanısıra, Allah yardımcınız olsun dualarını belirttiler.

Bunun üzerine, saat 14.00 sularında tüm dostlarımı bilgilendiren şu açıklamayı yaptım:

“Hollanda’da tehdit alarmı!!!

Sabah saatlerinde Utrecht’de muhtemel bir terör saldırısı yaşandı. Bir ölü ve birden fazla yaralının olduğu haberleri geliyor. Milli Terörizm ve Güvenlik Koordinatörlüğü öğle saatlerinde Utrecht bölgesinde tehdit seviyesini 5’e yükseltildi. Ülkenin en yüksek tehdit seviyesi Saat 18.00’e kadar devam edecek. Bu çerçevede Okullar öğrencilerini dışarı çıkartmıyor. Utrecht’deki tüm camiler kapılarını kapattı.

Saldırganların (dört kişi olduğu söyleniyor) ikisinin yakalandığı ve diğerlerinin kırmızı Renault clio bir arabayla olay bölgesinde korku saçmaya devam ettiği söyleniyor. Bölgede ana yollar kuşatıldı. Tren istasyonları, Schiphol havaalanı, Parlamento, Hilversum’daki Medya parkında korumalar arttırıldı. Rotterdam’da camiler başta olmak üzere tren istasyonlarında kontrol arttırıldı. Eindhoven’daki camiler de koruma altına alındı.

Belediye, Savcılık ve Polis, olası yeni yaşanacak olaylar için Utrecht halkına mümkün mertebe evden çıkmama uyarısı yapıyor. Şehirde metro ve otobüsler şimdilik sefer yapmıyor.

Bu akşam parti liderleriyle yapılacak büyük seçim tartışması ve diğer seçim kampanyası programları iptal edildi.

Polis’in Utrecht’de bir eve baskın yapacağı son dakika haber.

18 Mart Pazartesi saat 14.00”

Bu kısa bilgilendirmeden hemen sonra, Hollanda polisi sanık olarak bir Türk’ün, Gökmen Tanış’ın arandığını açıkladı. Kelimenin tam anlamıyla şoke olduk. Bu arada, Utrecht’den değerli dostum Dursun Kılıç ve Utrecht sokaklarında haber peşinde olan AHaber Hollanda temsilcisi Fatih Özyar’la defalarca telefon görüşmesi yaptık.

Elde edilen, resmi olmayan bilgiler doğrultusunda saat 15.00 sularında dostlarımıza ikinci kez kez mesajı gönderdim: “SON DAKİKA: Utrecht saldırısında sanık olarak arandığı açıklanan 37 yaşındaki Gökmen Tanış iki hafta önce tecavüz suçundan yargılanmış. İnşallah Utrecht saldırısında terör motifi yoktur...”

Televizyon, radyo ve sosyal medyada birbirinden farklı ve çelişkili haberler almış başını giderken, Utrecht’de yaşayan Türklerden yaşanan olayla ilgili bilgiler gelmeye devam etti. Ve saat 17.00 sularıda şu bilgi geldi: “Saldırganın Fas’lı bir kızla çıktığı, kızın bunu aldattığı ve ayrıldıkları. Eski kız arkadaşının saldırganı tecavüz suçuyla polise şikayet ettiği, daha iki hafta önce yargı önüne çıktığı. Olay günü kızı takip ettiği, tramvayda kalabalığın içinde kurşunladığı, eski kız arkadaşına yardım etmek isteyen iki kişiyi de öldürdüğü ve etrafındakileri yaralayıp, olay yerinden kaçtığı...”

Bu bilgi, bizi olayın terör motifli olmadığı adi bir olay olduğu yönünde kısmen rahatlattı. Ve saat 18.30’da Utrecht Belediye Başkanı ile Polis şefi, basın toplantısı yaptılar. Kameralar karşısında açıklamalar yaparken sanığın o anda yakalandığı haberini verdiler. Tüm Hollanda rahat bir sefer aldı. Üzerimizdeki ağırlık kısmen dağıldı.

Akşam tüm haberler ve tartışma programlarında Utrecht olayı konuşuldu. Ekranlarda şu bilgi yansıtıldı:

Gökmen Tanış

37 yaşında, Türkiye doğumlu,

2013 yılında adam öldürmeye teşebbüsten yargılandı,

Hırsızlık, alkollü araba kullanmak, çevreye zarar vermek ve polisin yüzüne tükürmek suçlarını işlemiş,

2017 yılında tecavüz suçundan hakim önüne çıkmış....

Adam sabıkalı hem de birden fazla olaydan. Sokak ortasında, tramvayda milletin gözü önünde elinde silah insanları acımazsız katlediyor. Bu normal mı?

Velhasıl uzun ve yorucu bir günün anatomisi böyleydi. Kırk yıla yaklaşan göçmenlik tarihi tecrübemde benzeri günlerin sayısı Allah’a şükürler olsun üçü, beşi geçmiyor. Hollandalı politikacı Pim Fortuyn öldürüldüğünde de böyle zor ve yorucu bir gün yaşamıştık. Gönül bu tür olayların hiç olmamasını ister elbette.