Ukraynada yıllardır devam eden kriz şimdi daha da tırmanmış ve Rusyanın sınıra 130 bin Kişilik askeri güç yığmasıyla yeni bir safhaya girmiştir. Batı, Ukraynaya silah ve para desteği vermekte, ancak işgal gereçekleşirse direkt olarak askeri müdahale yapmayacağını ancak Rusyaya ciddi ekonomik yaptırımlar uygulayacağını belirtmekedir. Rusya “sizlere ilettiğim ve benim güvenliğim için hayati olan bu şartları kabul edin diyerek en üst pozisyondan müzakere açmak istemektedir.

Dünya durumu endişe ile izlemekte ve şu soruları sormaktadır. Acaba Rusya işgal edecekmi ? Savaş çıkarmı ? Nasıl bir çatışma olabilir ? diplomasi çatışmayı önleyebilirmi? Putin aslında ne istiyor ve ne verirsek işgal etmez ? Acaba Batı ne diye Rusyayı bu kadar provoke ediyor ? Batı Karşılık vermezse ve Putinin bu hamlesi başarıya ulaşırsa Putin burada duracakmı yoksa birkaç yıl sonra yine başka bir parça koparmak için geri mi gelecek ?

Ancak bunlara cevap vermeden özet bir bilgi vermek gerekir.

Ukraynada klasik büyük güçler mücadelesinde tırmanan tehlikeli bir krizle karşı karşıyayız. Adeta uluslararası ilişkilerin her mekanizma, taktik, kavram ve stratejilerinin kullanıldığı son derece karmaşık ve tehlikeli bir süreç yaşıyoruz. Bir tarafta konu Ukrayna gibi görünmektedir ancak sorun esasen iki büyük güç olan ABD ve Rusyanın global güç mücadelesidir. Dolayısı ile sorun bu açıdan ele alınmalıdır.

Rusya 1990 sonrası devam eden mücadeleden sonra Batıya kendi isteklerini içeren maksimalist taleplerini iletmiştir. Burada Gürcistan ve Ukraynanın NATO ya alınmaması, Doğu Avrupaya ABD askeri ve silahlarının yerleştirilmemesini ve NATO nun 1997 deki durumuna geri çekilmesini de içeren kabul edilmesi imkansız –şartlar ileri sürmüştür. Batıya bunları “kabul et ve bana yazılı ver” demektedir. Yani aslında Putin 1990 sonrası Batının kazandıklarını geri çevirecek talepler ileri sürmüştür ve bunların kabul edilmeyeceğini de bilmekteydi. Ancak bunu Ukrayna sınırına 130 bin asker yığarak yapmıştır. Son birkaç haftada da Baltıklar, Artik bölge ve Karadenizde de Rusya çok sayıda gemi ve uçakla devasa tatbikatlar yapmaktadır. Batıya her cephede savaşa hazır olduğu mesajları vermektedir. Öte yandan dolaylı olarak da “ya benim isteklerime evet dersiniz bunları kabul edersiniz ya da Ukraynayı işgal ederim” mesajı vermektedir. Batı bunları kabul etmese bile Rusya bunların masaya getirilip tartışılmasını, kendi “etki alanlarını” tanıyacak, buralarda Rusyanın her istediğini yapmasına müsaade edecek, Rusyayı büyük güç olarak kabul edecek ve Dünyayı bu şekilde paylaşacak bir sürecin yürümesini istemektedir. Satrançta adımını atmıştır. Batı bunları reddetmiştir ancak müzakere için bazı alanlar varmı bu henüz belli değildir.

RUSYA AÇISINDAN DURUM

Birinci nokta Rusya Ukraynayı alırsa bir süpergüç olur, ancak onsuz global bir güç olamaz. Bu jeopolitik gerçek bilinmektedir. Rusya bu yüzden Ukrayna konusunu kritik olarak niteler ve bu konuda çok şeyi göze alabileceği imajını vermeye çalışmaktadır

ve ayni derecede önemli bir nokta da şudur: Ukrayna Rusların Dünya sahnesine çıktıkları yerdir ve aslında Rus ve Ukrayna halkları birbirine çok yakındır. Rus iktidar eliti Ukrayna diye ayrı bir milllerin varlığını bile kabul etmemektedir. Arada çok fazla ailevi bağlar da vardır. Rusyaya göre Ukrayna Rusyanın bir parçasıdır ve eninde sonunda Moskovanın boyunduruğuna girecektir. Rus resmi görüşü böyle maksimalist bir görüştür.

Üçüncü nokta Putinin yeni Rus savunma doktrinine göre artık Rus ordusunun Eski Sovyet Cumhuriyetlerindeki Rusları korumak gibi bir görevi de vardır. Yani burada Rusyanın 1990 sonrası geliştirilen “Arkabahçe doktrininin” arkasına resmi olarak askeri güç konmuş olmaktadır

Dördüncü nokta Putin pek ne yapacağı tahmin edilemeyen ve Batıyı çoğu zaman şaşırtmış olan bir liderdir. Ukraynada Batının bu dağınıklığını gördükçe yapmayacaksa da aniden bir kararla Ukraynaya sınırlı ya da geniş çaplı bir müdahalede bulunması mümkündür. Geçmişte Putinin ekonomik bedeli ne olursa olsun Kırım, Donbas ve Luhansksta harekete geçtiği bilinmektedir. Bu da not edilmelidir.

Beşinci nokta, ilk defa olarak Batı Rusyayı gerçekten ağır şekilde darbeleyecek ekonomik ve mali önlemleri masaya sürmekedir. Özellikle bazı Rus şirketlerinin/bankalarının swift sisteminden çıkarılması konuşulmaktadır. Bu onların dolarla alışveriş yapmalarını önleme anlamına gelir. Yeni hazırlanan paket zaten zorda olan Rus ekonomisini çok ciddi şekilde vurabilecektir. Putin şimdi bunu da gözönüne almalıdır. Hatta Rus tarafı bize karşı ağır ambargolar sadece çatışma riskini artırır dmektedi.

Bu arada Rusya nükleer silahlarını modernize etmiş ve özellikle uçaksavar ve hipersonik füzelerle birlikte çok ciddi bir askeri güç de ortaya koymuş ve Batıya karşı yakaladığı bu teknolojik üstünlüğüde de kullanmaya çalışmaktadır. Hiç olmazsA Ukrayna cıvarında Rus askeri üstünlüğü açıktır.

Rusya Ukraynanın kendisine ifade ettiğiyle, Batıya ifade ettiği arasında çok büyük bir dengesizlik olduğunu da görmektedir. Kudüsü alan Salahaddini Eyyubiye sorulan soru gibi. “Kudüs senin için ne ifade etmektedir? Şöyle cevap vermişti. “Belki hiçbirşey, belki herşey”.. Putin için Ukrayna herşeye yakındır. Rusyanın bir parçası gibidir. AncakSöylemler bir yana ABD veya NATO nun Avrupalı üyeleri için Ukraynanın çok büyuk önemi olmayabilir. Yani Rusya Ukrayna için ağır bedel ödemeye hazırdır ancak ABD veya NATO pek bu kadar bedeli ödeyemez görünmektedir. Rusya bunu da büyük bir avantaj olarak görmektedir.

BATI İÇİN DURUM

ABD ve Batı Rusyanın taleplerini kabul etmemiştir. Batı için Ukrayna ve Gürcistanın NATO ya alınmayacağının garantisini vermek mümkün değildir. Bu garnatiyi vermek demek ülkelerin k egemenlik ve bağımsızlığınhiçe sayılması demektir. Ancak işgal başlarsa Batı, Ukraynaya NATO askeri göndermeyeceklerini, buna karşılık Doğu Avrupaya askeri güç göndereceklerini ve Ekonomik ve Mali enstrumanlarla Rusyaya ağır bir bedel ödeteceklerini ilan etmiştir.

Şimdi de Rusyada birçok bankanın Swiftten yani dolarla işlem yapmasını yasaklamak gibi bir önleme de başvurabilecekleri görülüyor. Bu çok ciddi bir adım olur ve Rus ekonomisi bundan çok ağır darbe alır. Bir de alınacak önlemler arasında Putin ve çevresindekilerin Batıdaki mal varlıklarına el koyulması ve onların da ambargo kapsamına alınması konuşulmaktadır.

Ancak ABD nin esas zorluklarından biri NATO nun Avrupalı müttefiklerinden istediği desteği alamamış olmasıdır. Birçok NATO üyesi Rusya ile yakın ilişki içerisindedir ve onunla bir savaş istememektedirler. Çoğu Avrupa ülkesi Rus doğalgazına bağımlı durumdadır ve Moskovanın baskısı altındadır. NATO da kararlar oybirliği ile alındığından NATO da ABD nin istediği gibi karar almak zorlaşmıştır. Bu arada Almanyanın Ukraynaya askeri desek vermekteki isteksizliği ve hatta hava sahasını da askeri yardım yaşıyan öteki NATO üyesi ülkelerin uçaklarına kapatması durumun ne merkezde olduğunu göstermektedir.

İkinci nokta NATO nun Avrupalı üyeleri artık ABD ye ne kadar güvenebilecekleri konusunda da şüphe duymaktadırlar. En sonunda ABD onları yarı yolda bırakırmı ? Afganistandan ABD nin aniden çekilerek birçok öteki NATO üyesini yüzüstü bırakmış olması hatırlardadır. Rusya karşısında aniden desteğini çekebilecek bir ABD ile karşı karşıya kalınırmı ? soruları sorulmaktadır.

nin İngiltere ile birlikte Ukrayna sorununda Rusyayı provoke ettikleri de düşünülmektedir. Bu şekilde bir çatışma çıksa, ABD bunu kullanarak Batılı müttefikleri Rusyaya karşı bir cephede toplayabilecektir. Bir türlü nin istediği şekilde Rusyaya karşı önlem almayan bu müttefikler Ukraynaya sınırlı bir işgal de olsa hizaya gelerek nin yanında yer almak durumunda kalacaklardır. Tam ABD nin istediği kalıba gireceklerdir. Birçok NATO üyesi bunu da istememektedir.

ABD Avrupa ülkelerinin enerji korkusunu gidermek için Rusya dışı kaynaklardan Avrupaya doğalgaz temin edebilmek için harekete geçmiştir. Bu konuda Katarla ciddi görüşmeler yapılmaktadır. Bu şekilde hem Rusyanın gazı kesmesi durumunda Avrupa dayanabilecek ve daha da ileri giderek enerji gelirlerinden mahrum bir Rusya da çok ciddi bir ekonomik çıkmaza girecektir. Bu arada ABD nin de büyük çapta sıvı gaz ihracatı yapabilecek durumda olduğunu not edelim.

Bir başka gözlem de 2014 den beri ABD ve Batının aslında Ukraynaya ciddi silah yardımı yapmamış olmasıdır. Eğer ABD istemiş olsaydı şimdiye kadar Ukraynaya çok daha gelişmiş silahlar yollayabilir ve bir işgalin bedelini Rusyaya çok artırabilirdi. Ancak bu yapılmamış ve Ukrayna ordusu maalesef ciddi şekilde silahlandırılmamıştır. Ukraynanın neden çok daha güçlü şekilde silahlandırılmadığı ciddi bir sorudur. Son anda İngilterenin Ukraynaya Javelin tanksavar füzeleri göndermesi faydalı olsa da gerekenden çok daha az bir adımdır. Ukrayna ayrıca Türk yapısı etkili Bayraktar 2- Silahlı insansız hava araçlarına da sahiptir. Ancak tüm bunlara rağmen 100 000 kişinin üzerinde tam techizatlı hipersonik füzelerle ve Karadenizden de oraya toplanmış donanma ve hava gücüyle Ukraynanın fazla bir şansı yoktur.

Rusya aslında satrançtaki bu hamlesiyle birlikte ciddi bir askeri karşılık da görmeyeceği ortaya çıktıktan sonra Ukraynada muhakkak bir kazanç elde edecektir ancak bunun ne olacağı belli değildir. Şimdi sorulan soru Putin ne kadarına razı olacaktır. Batı bunu anlamaya çalışmaktadır.

Bir başka nokta Batının yavaş yavaş içine girdiği ikilemdir.

ABD bir açıdan Rusya ile krizi çok fazla büyütmek istememektedir öte yanda ise Rusyanın burada galip çıkması veya önemli bir ödül alması durumunda burada durmayacağı çıtayı çok daha yükseğe çekeceği düşüncesidir. Buna bakalım.

ABD açısından görülmüştür ki esas rakip Çindir. ABD ne yaparsa yapsın Çinin yükselişi devam etmektedir. ABD ise ayni anda hem Çin hem de Rusyayı karşısına almak istememektedir çünkü bu ikisiyle ayni anda mücadele etmek kolay değildir. Bu yüzden ABD Rusyayı yakında Çinle artacak rekabette dost ülke olarak yanında tutmak istemektedir. Moskova için de yakında Çin gibi bir buçuk milyarlık devin yüksek teknoloji silahlarıyla ve büyük bir para gücüyle adeta boş olan Sibiryaya yakın bir bölgede durmadan güçlenmesi oldukça düşündürücüdür. ABD ye göre Rusya Çine karşı Washintonla bir noktadansonra doğal müttefik olabiir. Bu yüzden ABD bu krizi atlatarak Rusya ile Çin konusunda daha yakın işbirliğine girme düşüncesindedir.

burada Putinin artık oldukça ünlü ani hamlelerinin bu defa da başarmasına fırsat verilirse, Putin burada durmayacağı da bir gerçektir. Rus stratejik düşüncesi hedefe kiliklenmiştir ve ancak askeri güçle caydırılırsa duracaktır. Bunu yapamazsanız Rusya birkaç yıl sonra yine emperyal genişleme güdüsüyle eski Sovyetlerden ne kurtarırsa kurtarmaya çalışacaktır. Birkaç yıl sonra yine bir anlaşmazlık bulup eski Sovyet topraklarında yine genişlemeye çalışacaktır. Ukrayna herzaman hedefte olacaktır ama Kazakistan da olabilir veya Balkanlarda Batıyı meşgul etmek için çatışmalar korüklenebilir. Son Bosnada Sırpların hareketlenmeleri bunun geirisinde Rus teşvik ve desteğiyle olduğu düşüncesi yaygındır. İkilem buradadır.

OLASI SENARYOLAR

Büyük güçler soğuk savaş başından beri krizlerde birbirleriyle çatışmazlar ve ancak proksilerle savaşırlar yani vekalet savaşları yaparlar. Öte yanda bir süpergüç bir yeri işgal ederse öteki süpergüç direkt olarak oraya askeri müdahahalede bulunmaz, sadece karşı tarafla üçüncü ülkeler veya tarafları destekleyerek mücadele ederler. Bunları Vietnam ve Afgantistandaki Rus işgalinde gördük. Nükleer güçler direkt karşı karşıya gelmezler. Ukraynada da iki büyük gücün direkt savaşını görmeyeceğiz.

Ukrayna krizi görüşülmektedir ancak ABD ve Rusya aslında kendi aralarında Avrasyayı paylaşma pazarlığı yapmaktadır ve aslında biz II Dünya savaşı sonrasında yapılan Potsdam ve Yalta anlaşmaları gibi bir paylkaşım pazarlığının içerisindeyiz. Bu görüşe göre eğer görüşmeler olumlu noktaya varırsa yakında biz ABD nin Rusya ile sadece Ukrayna konusunda değil Libya, Irak , Suriye gibi sorunlarda da iki tarafın mutabakata vardıklarını görmeye başlayabiliriz.

Karşı görüş de iki büyük güç geride masada ayrı bir görüşme yapmamaktadır ve sahada gerçekten ciddi bir mücadele içerisİndedirler. Buna göre aslında ABD Rusyayı bir tuzağa çekmeye çalışmaktadır. Putin aslında Batının zayıflıklarını çok iyi okuyan ve tam uygun zamanda harekete geçip zemin kazanan bir liderdir. Bunu Gürcistanda, Doğu Ukraynada, Kırımda, Suriyede, ve Libyada hep gördük. Ancak şimdi Ukrayna çok başka bir sorundur. Burada bir Rus işgali çok başka gelişmeleri tetikleyebilecektir.

Bir başka senaryoya göre de Batı, Rusyayı kolay kazanacağına inandırarak bu adımı attırmak istemektedirler. ABD pekala Kırım veya Donbasın kaybedildiğini bilmektedir. Bunların geri alınmasına çalışmak yerine Rusyayı bir tuzağa çekmeye çalışmaktadır. Rusya Ukraynanın bir kısmını işgal ederse NATO da Doğu Avrupaya büyük askeri yığınak yapar ve hatta Batı Ukraynaya yerleşir. Avrupada isediği güvenmli mimarisine yakın bir yapı oluşur. Buralarda da NATO güçleri ve silahları konuşlandırılır. Ukraynanın yarısından çizgi çizilir ve Rusya artık bu çizginin ötesine geçemez. Ardından Rusyaya en ağır yaptırımlar başlar ve sonuna kadar gider. Rus ekonomisi tıpkı Soğuk savaşta olduğu gibi çok ciddi ekonomik yaptırımlara maruz bırakılır.

Bir başka senaryo: İki taraf aslında birbirine el ense çekmektedir ve ne kadar ileri gidebileceklerini test etmektedirler. Rusya aslında Ukraynayı işgal etmiş durumdadır. Kırım zaten işgal edilmiş ve Rusyaya bağlanmıştır. Donetz ve Luhansk da defacto olarak Rusyanın kontrolündedir. Rusya Azak denizinin karadenize çıkışını yani Kirş boğazını da kontrol etmektedir. ABD Rusyanın şimdi sınırlı bir toprağı alması ve geniş çaplı bir işgale girişmemesine karşılık çok ağır yaptırımlar uygulamayabilir. Bu masada önceden gizli olarak anlaşılır. Çünkü artık iki taraf da bu kriz sonunda birşeyler kazandığını kendi halklarına göstermek durumundadır. Putin Ukraynada toprak aldığını önemli bazı bölgeleri daha ele geçirdiğini önemli bir ödül olarak kazandığını halkına gösterebilir. Ayrıca Rusyanın hayati gördüğü isteklerinin masada Batı ile tartışıldığını söyleyerek polikasının başarılı olduğunu iddia edebilir. Batı da Rus işgalini çok sınırlı tuttuğunu ve krizi iyi yönettiklerini ve Ukraynayla ilişkileri geliştirerek sürdüreceğini açıklar ve ona ciddi ekonomik ve askeri yardımlar yapar. Yani büyük güç mücadelesinde küçük aktörlerin nasıl harcanabileceği veya haklarının veya topraklarının salam gibi kesilerek büyük güçlerin pazarlık masasına gelebileceği bir kere daha dünyaya gösterilir.