Hafta içi şampiyonalar liginde ilk maçlar oynandı, süpriz sonuçların çok olduğu bir ilk hafta oldu diyebiliriz. Süpriz sonuçların içinde 2 maç bence çok dikkat çekiciydi. İlki, Galatasaray-Frankfurt maçı, diğeride Benfica-Karabağ maçı.
Galatasaray son 3 sezonun süper lig şampiyonu olarak bu sezona başladı, fakat bu geçen 3 senelik süre içinde onca yatırıma rağmen Avrupa'da kayda değer bir başarı elde edemedi. Bu sezonda yine flaş transferler ile daha büyük paralar harcayarak başladılar, maalesef ilk şampiyonalar ligi maçında 1-0 öne geçmesine rağmen Frankfurt tan 5-1 gibi ağır bir yenilgi aldı.
Aynı şekilde son 3-4 sezondur büyük bütçe harcamalarıyla flaş transferler ile lige giren Fenerbahçe'nin, ne yerel ve ne de Avrupa'da kayda değer bir başarısı var. Bu sezon şampiyonalar ligi ön elemesinde belki son zamanların en kötüsü diyeceğimiz Benfica'ya elenerek büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Fenerbahçe bu hayal kırıklığından sonra dünyaca ünlü hocası Morinho ile yollarımı ayırdı. Benfica şampiyonalar ligi ilk maçında kendi evinde 2-0 önde iken 3-2 geriye düşerek Karabağ dan ağır bir yenilgi aldı ve maç sonucunda hocasının görevine son verdi ve yerine Fenerbahçe’nin yolladığı Morinho’yu takımın başına getirdi.
Bu iki maç Türk futbolu açısından irdelenmesi gereken bir durum.
Frankfurt Almanya'nın köklü kulüplerinde birisi fakat oyunculara harcadığı bütçe bizim ligimizin büyük takımları ile aşağı yukarı aynı, 18-19 sezonunda UEFA kupası yarı finali var, 21-22 senesinde UEFA şampiyonluğu bunun yanında şampiyonlar liginde de zaman zaman boy gösterip başarılı sonuçlar almış. Kadrosında ismi bilines oyuncu sayısı GS daha az. Göze hoş gelen futbol oynuyorlar ve öyle oyuncularına büyük maaşlarda vermiyorlar. Bu sezon toplam 5 transfer yapmışlar yaklaşık 56 milyon Euro transfere para harcamışlar. Aynı dönemde oyuncu satışlarından 127milyon Euro gelir elde etmişler. Aynı dönemde GS 7 transfer yapmış ve yaklaşık 150 milyon Euro para harcamış. Aynı dönemde futbolcu satışlarında yaklaşık 17 milyon Euro kazanç sağlamış.
Aynı karşılaştırmaları Fenerbahçe ve Benfica için yapalım. Bu sezon Fenerbahçe 12 tane transfer yapmış bazıları kiralık ve toplam 100 milyon civarı bonservis ve kiralama ücreti ödemiş. Oyuncu satışından yaklaşık 27 milyon Euro elde etmiş Benfica. Aynı dönemde toplam 7 transfer yapmış toplam harcadığı para 105 milyon Euro fakat 97 milyonluk oyuncu satışı yapmış yani nerde ise transfer için bütçeden extra bir para çıkmamış. Benfica da Portekiz in köklü kulüplerinden biri kazandığı kupalara bakılırsa hatta en başaralı kulübü, her sene şampiyonlar liginde boy gösteriyor hemen hemen her sene gruplarından çıkıp son 16 veya çeyrek final oynuyorlar. Takımda ismi bilinen oyuncu sayısı 1-2 den fazla değil.
Rakamlar yalan söylemez diye meşhur bir deyim vardır. Harcanan paralara ve kazançlara bakarsak, kulüplerimizin borçlarının düşme ihtimali yok ve hatta artması çok aşikar.
Yapılan harcamaların çoğu yabancı futbolculara olduğu için ülke dışına bu milli servetin çıkmasıda ayrıca ülkeye bir zarar. Peki Frankfurt ve Benfica örneğinde olduğu gibi onlar nasıl başarıyor.?
Aslında cevap çok basit; alt yapıya yatırım, iyi bir scouting ekibi, devamlılık futbolu, futboldan anlayanların yönetmesi.
Çoğu takımızın alt yapı tesisi yok olanlarda yetersiz, senelik altyapıya ayrılan bütçe çok kısıtlı, altyapı hocalarına ödenen maaşlar çok komik askeri ücret seviyesi, seçilen altyapı hocaları yetersiz.
Çoğu takımın oyuncu izleme ekibi profosyonel anlamda yetersiz yada yok. Transferlerlerin çoğu managerler tarafından önerilerek yapılıyor, doğru düzgün takip edilerek yada seyredilerek değil.
Devamlılık (sabır) nerde ise yok, en ufak başarısızlıkta hocalar değişiyor; bir çok futbolcu hareketliliği oluyor ama sonuç yine değişmiyor.
Ve sonuncusu ve belkide en önemliside futbolu, futboldan anlayanların yönetmesi. Çoğu kulübümüz iş hayatında başarılı fakat futboldan anlamayan ve ünlü olma peşinde koşan yöneticilerimiz tarafından yönetiliyor ve kulüplerin paraları verilen yanlış kararlar ile çöpe atılıyor. Yöneticilerimiz en ufak bir sorumluluk üstlenmeyerek, kaos ortamı yaratarak ve başarısızlıklarına bahane bularak hatalarını örtbas ediyorlar. Maalesef bu kısır döngü devam edip gidiyor.
Umarım Türk futbolu ve kulüplerimiz yönetenler, sadece para harcayarak, pahalı transferler yaparak başarının garanti olmadığını en kısa zamanda anlarlar. Aksi halde, Türk futbolu dönüşü olmayacak borç batağına doğru koşuyor….
Küçük bir hatırlatma Benfica başkanı eski futbolcuları Ruiz Costa, Frankfurt'un futbol direktörü eski futbolcuları Markus Krosçhe.
***
ERSİN KIRÇAK HAKKINDA
1978 yılında Tekirdağ/Türkiye’de doğan Ersin Kırçak, 1999 yılında yüksek lisans tahsilini tamamlamak için İngiltere’ye göç etti.
2002 yılında, Metropolitan Üniversitesi’nde ‘Uluslararası Finans’ dalında yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra, 2002-2004 yılları arasında muhasebe dalında da eğitimler aldı.
2004 yılında mortgage sektörüne adım attı. 2004-2007 yılları arasında bu sektörde çalışan olarak hizmet verdikten sonra, 2007 yılında ortaklarıyla beraber kendi şirketini kurup, halen aynı sektörde hizmet vermeye devam etmektedir.
20 yıllık amatör futbol kariyerinin yanı sıra, hali hazırda Barnet Sunday liginde oynayan Anatolian kulübünün yöneticiliğini yapmaktadır.